Translation of "Oksijen" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "Oksijen" in a sentence and their polish translations:

Muhtemelen fazla oksijen olmadığından.

To pewnie oznacza, że nie ma tu dużo tlenu.

Oksijen kritik seviyeye düşmüş durumda.

Zaczyna brakować tlenu.

Havadan gelen oksijen suda çözülür.

Tlen z powietrza rozpuszcza się w wodzie.

Su oksijen ve hidrojenden oluşur.

Woda składa się z tlenu i wodoru.

Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar,

Plankton i mikroorganizmy uwalniają tlen do atmosfery

Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.

Bez słońca wodorosty nie produkują tlenu.

Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.

Krewetka musi znaleźć pożywienie, nim zabraknie tlenu.

Ağaçlar oksijen yayar ve karbon dioksit emer.

Drzewa wydzielają tlen i pochłaniają dwutlenek węgla.

Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.

Dotlenia jaja swoim syfonem i się nimi zajmuje.

Ve taşınan oksijen yetersizliği sonucu ciddi organ hasarı meydana geliyor.

i niewydolność narządów z powodu braku tlenu.

Sık bir yosun ormanında oksijen tüpü takmak benim için ideal değil.

Akwalung w gęstym lesie wodorostów nie jest dla mnie optymalny.

Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.

Wypełza na brzeg, by zaczerpnąć tlen prosto z powietrza. Wreszcie wraca słońce.

Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.

Kiedy zaczynamy dostawać trochę mniej tlenu, umysł zaczyna płatać figle.