Translation of "Böylesine" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Böylesine" in a sentence and their polish translations:

Böylesine güzel bir evin var.

Masz taki piękny dom.

Tom'un annesi böylesine bir dedikoducu.

Matka Toma to straszna plotkara.

Böylesine bir oyun bozan olma.

Nie bądź takim nudziarzem.

Böylesine bir yasaya uymak zorunda değilsin.

Nie musisz przestrzegać takiego prawa.

Böylesine kötü bir havada dağa tırmanmamalısın.

Nie powinieneś wspinać się na tę górę przy takiej złej pogodzie.

Böylesine zor bir işten sonra yorgun olmalı.

Musi być zmęczony po tak ciężkiej pracy.

Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim.

Nigdy nie widziałem takiego pięknego zachodu słońca.

Tom'un senin böylesine yakın bir arkadaşın olduğunu anlamadım.

Nie zdawałem sobie sprawy, że jesteś tak bliskim przyjacielem Toma.

Sen hiç böylesine iyi bir müzik dinledin mi?

Słuchałeś kiedykolwiek tak dobrej muzyki?

Böylesine hoş bir sürprizle karşılaştığımdan beri uzun zaman oldu.

Minęło wiele czasu odkąd miałem taką przyjemną niespodziankę.

Böylesine kişisel bir soru sorduğum için lütfen beni affet.

Proszę wybaczyć tak osobiste pytanie.

Böylesine büyük bir aileye bakmak zorunda olacağımı asla düşünmemiştim.

Nigdy nie sądziłem, że będę miał tak liczną rodzinę na utrzymaniu.

Bir ya da iki ay sonra artık böylesine küçük detayları hatırlamayacaksınız.

Po miesiącu czy dwóch już nie będziecie pamiętali takich drobnych szczegółów.

Anlamadığım şey böylesine güzel bir günde çocukların dışarıda oynamasına niçin izin verilmediğidir.

Nie rozumiem, dlaczego nie pozwala się dzieciom bawić się na zewnątrz w tak piękny dzień.

- Böylesine büyük miktarda parayı nasıl aldın?
- Böyle büyük meblağda bir parayı nasıl aldın?

- Skąd wziąłeś tak pokaźną sumę pieniędzy?
- Jak zdobyłeś tyle pieniędzy?