Translation of "Tehlikeli" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Tehlikeli" in a sentence and their korean translations:

Çok tehlikeli.

이 모든 건 정말 위험해요.

Burası oldukça tehlikeli.

갈수록 너무 위험해집니다

Gergedanlar tehlikeli olabilir,

코뿔소는 위험할 수 있지만

Tehlikeli sularda dolaşıyor.

‎위험한 곳까지 와 버렸죠

Tehlikeli bölge geride kaldı.

‎위험 지대를 통과했습니다

Ama bu tehlikeli olacak.

하지만 위험할 거예요

tehlikeli tehditler olmaya devam ediyorlar.

여전히 위험하고 위협적이죠.

En tehlikeli hayvanlardan birine dönüşür.

뿔을 들고 돌진하며 짓밟을 수 있습니다

Tehlikeli şekilde soğuğa maruz kalıyor.

‎추위에 무방비로 노출돼 있죠

Bu taktikler tehlikeli. Rakibi susturulunca...

‎위험한 행동입니다 ‎경쟁은 침묵이 되었고

Kur yapmak tehlikeli bir uğraştır.

‎구애는 위험한 일이거든요

Ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.

사막이 얼마나 위험할 수 있는지 보여주죠

Bu gittikçe tehlikeli bir hâl alıyor.

점점 더 위험해지네요

Sadece doğru olmamakla kalmıyor, tehlikeli de

그것은 사실이 아니며, 위험합니다.

Bu, daha da tehlikeli bir durum.

이런 방식은 오히려 훨씬 위험합니다.

Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

잊지 마세요 위험한 건 머리입니다

Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısımdır.

잊지 마세요 위험한 건 머리입니다

Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

잊지 마세요 위험한 건 머리입니다

tehlikeli ve aldatıcı bir güvenlik hissi bu.

사실 이것은 위험한 가짜 안도감입니다.

tehlikeli şekilde yerleştirilmiş birçok ceketin arkasında gizlenmiştir,

아무렇게나 늘어둔 여러 코트 뒤에 가려져

Bu yukarıya tırmanmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor

대개 기어 올라갈 때보다 훨씬 위험한 데다

Geceleri ormanın derinlikleri çok tehlikeli olduğu için

‎밤에 해조 숲에 깊숙이 들어가면 ‎매우 위험하기 때문에

önceki gelişlerinde yolun çok tehlikeli olduğunu söylüyor.

예전에는 길이 무척 위험했다고들 말합니다.

Birleşimi sonucunda ona dünyanın en tehlikeli yılanı diyebiliriz.

모든 요소가 한데 모이니 녀석을 세상에서 가장 위험한 뱀으로 만든 거죠

Bu şeyler biraz ürkütücü olabilir ve kesinlikle tehlikeli

조금 으스스할 수도 있고 위험할 게 분명하지만

Sürüler hâlinde avlanır ve yaşarlar. Çok tehlikeli rakiplerdir.

늑대는 떼로 사냥하고 무리 지어 살며 만만찮은 상대입니다

Bir şekilde önündeki şeyin tehlikeli olmadığını fark ediyor,

‎저라는 대상이 ‎위험하지 않은 걸 알고

Peki bu teknolojiyi özellikle bu kadar tehlikeli yapan nedir?

어떤 특별한 게 이 기술을 위험하게 만드는 건가?

Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.

위험한 기생충을 섭취할 위험을 감수하는 짓이죠

Köşeye sıkışmış bir hayvandan daha tehlikeli bir şey yoktur!

궁지에 몰린 짐승보다 위험한 건 없어요!

Ne yazık ki tıpkı tehlikeli bir uyku ilacı gibi,

불행히도, 위험한 아편처럼,

Arkadaş bulamazsa soğukta tek başına tehlikeli bir gece geçirecek.

‎친구가 없으면 겨울밤의 매서운 ‎한파에 홀로 맞서야 하기 때문이죠

Onu daha az tehlikeli dalga boylarına dönüştürüyor. Florışı işlemi.

‎덜 위험한 파장으로 바꾸는 것이죠 ‎바로 형광입니다

Bu seçimler aslında bizi iki tehlikeli yan etkiyle bıraktı.

이러한 선택으로 위험한 부작용 두 개가 생겨났죠.

Bu güzel katilleri daha da tehlikeli yapan kendilerini gizleme güçleri.

이 아름다운 암살자를 더 위험하게 만드는 건 자취를 감출 수 있다는 점입니다

Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.

이제 돌아가야 합니다 저 춥고, 축축하고 위험한 지형으로요

Kayalık tırmanışları her zaman tehlikeli olur. Burası oldukça dik görünüyor

절벽 등반은 늘 위험하죠 여긴 꽤 가팔라 보이네요

Ve sonra Covid-19'un ne denli tehlikeli olabileceğini görürsünüz.

그리고 여러분은 코비드-19가 얼마나 더 위험할 수 있는지 볼 수 있습니다.

Ama bu denli yüksek bir ağaca tırmanmayı denemek çok tehlikeli olabilir.

문제는 이 정도로 높은 나무에 오르는 건 위험할 수 있단 겁니다

...ve onunla başını yakalarız. Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

머리를 꼼짝 못 하게 하는 거죠 잊지 마세요 위험한 건 머리입니다

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

뱀한테서 위험한 부분이라곤 독이 있는 독니뿐입니다

Ve nasıl olduğunu anlamak, ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak için önemli.

이해하는 것이 어떻게 결정적인지 이해 정말 위험합니다.

Ayrıca ülkedeki cinayet oranı, dünyanın en tehlikeli şehirlerini bile geride bıraktı.

살인률은 세계에서 가장 위험한 도시들의 살인률을 넘어섰습니다

Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.

얼마나 깊은지 보이지도 않아요 이런 갱도는 이래서 위험합니다

Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

방울뱀에 물리다니 이런 임무가 얼마나 위험한지 고통스럽게 깨닫게 되는군요

Çıngıraklı yılan ısırığı, böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

방울뱀에 물리다니 이런 임무가 얼마나 위험한지 고통스럽게 깨닫게 되는군요

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.

뱀한테서 위험한 부분이라곤 독이 있는 독니뿐입니다 자, 갑시다

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

‎문어가 위험이 제일 적은 곳으로 ‎교묘하게 자리를 옮겼더군요 ‎상어의 등 위로요

Yürek hoplatan tehlikeli yakınlaşmalar nedeniyle araçlar teker teker kemikleri kıracak güce sahip canavardan kaçmaya çalışıyor.

간신히 비껴가니 다행이긴 하나 뼈까지 으스러뜨릴 짐승을 피해 차량이 한 대씩 도망갑니다

Çevreci, tehlikeli bir görevde, ülkenin benekli sinsi avcılarının peşinde, ancak yaptığı işin bir bedeli var.

보호 활동가인 구비는 이 잠행 사냥꾼을 추적하는 위험한 임무를 수행하지만 그에 따른 대가가 따르기도 하죠

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.

야생동물 생물학자 웡 시우 테 박사는 위협을 느낀 코뿔소가 가장 위험하다고 말합니다