Translation of "Devam" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Devam" in a sentence and their korean translations:

Devam edelim.

계속 갑시다

Devam edelim!

계속 갑시다!

Yükselmeye devam etti.

2012년 이후로 68 퍼센트나요.

Yola devam edelim.

계속 갑시다

Tamam, devam edelim!

계속 가죠

Tamam, devam edelim.

자, 계속 움직입시다

Hadi devam edelim.

계속 갑시다

Denemeye devam etmeliler.

‎계속 시도할 수밖에요

Sonra göreve devam.

‎그런 다음 ‎또 가지러 가죠

Gelmeye devam etti.

‎문어가 계속 다가오더니

Yine de devam edeceğim

하지만 저는 계속할 겁니다.

Bu yüzden devam edecek.

그러므로 이야기는 계속될 것입니다.

Biz ise devam ettik.

저희는 전진했습니다.

Tamam, yola devam edelim.

자, 계속 나아갑시다

Tamam, hadi devam edelim.

좋아요, 갑시다

ön sevişmeyle devam eden

뜨겁게 애무를 하다가

Veri analizleri devam ediyor

데이터 분석은 계속 진행 중이지만,

Whig tarihini devam ettiriyorsunuz,

너희는 끊임없이 진보하는 역사를 꿈꾸고 있으며

"sadece yürümeye devam etmeliyim."

하지만 지금은 계속 이 길을 따라 걸어야만 해요.

En iyisi devam etmek.

‎떠나는 게 좋습니다

Ama beslenmeye devam edebilirler.

‎계속 양분을 섭취할 수 있습니다

İşler zorlaştıkça devam ederler.

힘들어도 계속해 나아가죠.

''Beni sevmeye devam edecek mi?''

"그이가 여전히 저를 사랑할 수 있을까요?"

Bu yüzden, eğitimime devam ettim,

그래서 저는 다시 학교를 다녔고

Karar verip yola devam edelim.

그러니 결정하고 움직입시다

Enerji devam edebilmemiz için gerekli,

계속 움직이려면 에너지는 필수죠

Tehlikeli tehditler olmaya devam ediyorlar.

여전히 위험하고 위협적이죠.

Breakthrough Starshot'ın uygulanmasına devam etmezler.

그들이 대신 스타샷 프로젝트를 수행하지는 않을 겁니다.

Ama bu problemlerin devam etmesi

그러나 문제가 지속하고

Yine de katliam devam ediyor.

그럼에도 유혈 사태는 계속되고 있습니다

Biri, tam bağlılık. Devam edin...

첫째는 전력을 다하는 겁니다 모조리 쏟아붓는 거죠

Deyip kendimi parçalamaya devam edebilirdim.

치료사들은 아이에 대해 이야기하며 스스로 으쓱하는 것을 즐겼는데요.

Salınım artış göstermeye devam edecek.

탄소 배출은 계속 증가할 겁니다.

Beklemeye devam ettik. Hiçbir haber yoktu.

저희는 계속 기다렸지만 알 수 없었죠.

Bu çamuru silip yola devam edebiliriz.

진흙을 씻어내고 움직여도 됩니다

Zekice düşünmeye devam edeceğiz. Kaynaklarımızı kullanacağız.

계속 현명하게 생각하고 계속 기지를 발휘하고

Tamam, buradan çıkıp aramaya devam edelim.

여긴 지나가고 계속 찾아봅시다

Aile yoluna devam edip su bulmalı.

‎가족은 물을 찾아야 합니다

Güçsüz kaldım demektir. Denemeye devam edelim.

저는 무력해집니다 계속 닦아내 보죠

Ama hemşire kontrol noktalarına devam etti.

하지만 간호사는 계속해서 체크리스트를 지워나갔습니다.

Ancak ben buna hep devam ettim

그리고 저는 끊임없이 제 안의 저를 발견하기 위해 애썼죠.

Yalnızca popülasyonlarının sağlıklı olmasıyla devam edebilir,

그 개체들이 건강할 때만 유효합니다.

Yapmaya devam edersek doğal ekosistem tarafından

계속해서 구출해 줄 수 있을지 알 수 없습니다.

Bunu yapmaya devam ediyorum çünkü bildiğiniz gibi,

저는 이걸 계속 할 거예요. 아시듯이 진짜 마법을 부린다면

Google çağında sihir yaşamaya böyle devam ediyor

마술이 구글의 시대에서 살아남는 방법이죠.

Durdurmak için yasal yollara başvurmaya devam edeceğiz

정부가 이민자들을 야만적으로 다루지 못하도록 막을 겁니다.

Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken

기술이 빠르게 도약할수록

Alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.

우리에게 익숙한 그러한 진전을 계속 이어나가기 위해서는 말입니다.

Çeneler ve pençelerin kapışmasıyla turnuvamız devam ediyor.

토너먼트는 계속해서 하관과 발톱의 출동을 선사할니다

Artık ödeme yapılmazsa gelmeye devam edecekler mi?

학생들이 더 이상 보상금을 받지 못해도 계속해서 프로그램을 이용할까요?

Sonra devam edeceğiz. Embarra Köyü'ne yaklaşmış olmalıyız.

계속 가겠습니다 엠배라 마을에 거의 다 왔을 겁니다

Ve çok fazla kabuklu. Pekâlâ, devam edelim.

껍데기가 많네요 자, 계속 갑시다

Sansürleyeceği içerikleri barındırıp websiteleri yaratmaya devam edebilmeleri

사용자들이 계속 컨텐츠를 호스팅하고 웹사이트를 만들 수 있도록요.

Eğer şu anki durum aynen devam ederse

만약 지금 추세가 계속된다면

Fakat yapay zekâ çağı keşifleri devam etti

그러나 AI 발견은 계속되어 갔습니다.

Ve aynı düzen her gün devam ediyor.

똑같은 행동 패턴이 날마다 반복되었으니까요.

Annelik içgüdüleriyle yola devam ediyor. Tehlikeye rağmen.

‎암컷은 모성 본능에 이끌려 ‎나아갑니다 ‎위험도 불사합니다

Şimdi şu enkazı bulmaya çalışmaya devam edeceğiz.

이제 잔해를 찾으러 돌아가 보죠

Ve halatı aldıktan sonra yola devam edeceğiz.

로프를 회수한 다음 계속 가보겠습니다

Tamam, o yöne doğru gitmeye devam edeceğiz.

좋아요, 저 방향으로 계속 가보겠습니다

Bu oranda devam edersek, bu sayıya ulaşamayacağız.

지금의 증가율로서는 그 숫자를 채울 수 없습니다.

Ve devam etmekte olan bir toplantıya çağırıldım.

이미 진행 중이던 한 회의에 불려 들어갔습니다.

Tarım ve sanayi üretimi devam ediyordu yükseliş.

농업과 산업 생산량이 증가했다.

Her gün gidip kontrol etmeye devam ettim.

‎저는 날마다 문어를 들여다봤어요

Onlar duvar boyunca devam eden gözetleme kuleleri.

벽에 세워진 감시탑이 만들어 진거죠

Ve Dreyfus'un bıraktığı yerden casusluk çalışmalarını devam ettiriyor.

그렇게 그는 드레퓌스의 간첩활동의 뒤를 잇게 되는 격이 되고 말았죠.

Ancak bununla bitmeyecek, daha kötüye gitmeye devam edecek.

여기서 끝나지 않고 상황은 더 나빠지겠죠.

Bu hissiyat arka planda sürekli varlığını devam ettirebilir

불만족은 특정 상황에서 계속 남아있을 수도 있고

Henüz Bear'dan iz yok! Anlaşıldı! Aramaya devam edelim.

아직 베어의 신호는 없다! 알았다! 계속 찾아봐라

Henüz bir işaret yok. Anlaşıldı! Aramaya devam edin.

아직 베어의 신호는 없다! 알았다! 계속 찾아봐라

Henüz Bear'dan iz yok. Anlaşıldı. Aramaya devam edin.

아직 베어의 신호는 없다! 알았다! 계속 찾아봐라

Fakat kadın vücuduna dair tıbbi cehalet devam ediyor.

하지만 여성의 몸에 대한 의학적 무지는 계속되고 있습니다.

Katkı sağlamaya devam edecek yeni nesil uygulamalar geliştireceğiz.

지속가능한 발전에 계속해서 기여하도록 할 예정입니다.

Buna benzer yerler korunabilirse... ...artmaya devam da edebilir.

‎이런 곳이 더 보호된다면 ‎아마 계속 늘어날 겁니다

Pekâlâ, biraz daha çıkartacağız. Sonra yola devam edeceğiz.

물을 좀 더 모은 다음 다시 이동하겠습니다

Bunun sebebi atmosfere salınımına devam ettiğimiz karbonun yarısı,

그 이유는 우리가 대기권에 배출하는 탄소의 절반은

Bir süre sonra, normal hayatına devam etmeye başladı.

‎얼마 후에 문어가 ‎평소처럼 생활을 이어 가자

Bu bölgede yaşayan Sherpa'lar dağcılıkla uğraşmaya devam ediyorlar...

요즘에도 이 지역 셰르파들은

devam ettiriliyor, onu hiç görmemiş olanlar bile ondan korkuyor.

사람들은 표범을 보지도 않고 두려워하게 된 거죠

Hastalık bulaşan ve ölen insan sayısı artmaya devam etti.

감염 및 사망자수가 증가 추세를 보이자

Gelecek şimdi yarattığımız ve inşa ettiğimiz şeyden devam ediyor.

미래는 현재를 어떻게 만드느냐에 따라 달라질 것입니다.

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

이렇게 좀 더 큰 돌을 계속 뒤집어 보겠습니다

Risk almaya devam etmeleri bir o kadar kolaylaşıyor olmasıydı.

더 쉬워진다는 사실이었죠.

Güneş batarken Lannes hala Rusları başarıyla tutmaya devam ediyordu

어둠이 내릴 때까지 장 란은 러시아군을 저지했다.

İşsiz insanların pek çoğu, muhtemelen işsiz kalmaya devam edecek,

많은 실업자가 실직 상태를 유지할 것입니다.

Yakından bakın, bu devasa komplekslerin inşasının devam ettiğini göreceksiniz.

자세히 보면 이 거대한 단지가 건설되고 있는 게 보이죠

İşte şimdi kendime geldim ve günüme devam etmeye hazırım.

이제 정신을 차리고 하루를 시작할 준비를 합니다.

Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de

그래서 기술이 계속 더 빠르게 발전할수록

Hastalık hala Sierra Leone'de hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyordu,

시에라리온 내 에볼라는 급속도로 퍼졌고

Bu bir süre daha yanmaya devam edecektir. Pekâlâ, içeri girelim.

한동안 계속 타오를 거예요 자, 이제 들어가 보죠

Bu madeni keşfetmeye devam etmek isterseniz "Yeniden Dene"yi seçin.

이 광산을 계속 탐험하시려면 '다시 시도'를 선택하세요

Şimdi güzel bir uyku çekelim ve araştırmamıza sabah devam edelim.

잘 주무시고 내일 아침에 계속 찾아봅시다

Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.

‎그 수증기는 낮 동안 쌓여 ‎밤까지 이어지는 폭풍을 만듭니다

Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.

‎낮에는 도움의 손길이 많지만 ‎밤에도 도움은 끊이지 않죠

Buna karşın, devam etmeyi ve daha iyi olmayı aklına koymuştu.

그 대신 꾸준함과 발전하기 위한 사고방식을 가지고 있었습니다.