Translation of "Hepsi" in Korean

0.006 sec.

Examples of using "Hepsi" in a sentence and their korean translations:

"Hepsi senin.

"전부 여러분 거예요.

Hepsi bu.

바로 그거예요.

hepsi bu.

이것도 이제 끝.

Ve hepsi olağanüstü.

그들 모두는 특별했습니다.

Hepsi size bağlı.

전부 당신에게 달렸어요

Bunların hepsi kırılmış.

다 깨져버렸어요

Lâkin hepsi önlenebilirdi.

사실, 그 모두를 피할 수 있습니다.

Bunların hepsi ölçülebilir.

이 모든 것들은 수치로 측정 가능한 것들입니다.

hepsi kalıplaşmış tepkiler.

모두그것에 대해 엄격하게 반응하게 된다는 것입니다.

Ama hepsi değil.

‎친구의 희생 덕분이죠

Hepsi benim için aynıydı.

그냥 제겐 다 똑같았어요.

Hepsi tekrar bir arada.

‎식구가 모두 다시 모였습니다

Hepsi gece karanlığını bekliyor.

‎밤이 오길 기다리고 있죠

Bunları hepsi kadına verildi,

이 모두가 그 환자에게 수혈됐고

Tüm selfilerimiz hepsi bir yerde;

모든 셀카들이 한 곳에 있고

hepsi aynı kaynaklar için savaşıyordu.

모두 같은 자원을 얻기위해 경쟁하는 것이죠.

Ve bunların hepsi aynı değil.

이들이 늘 똑같지는 않습니다.

Ve bunların hepsi emilime uğramaz

그리고 전부 소화되진 않았죠

Hepsi bu hamleye sıcak bakmıyor.

‎모두가 이동을 반기지는 않는군요

Hepsi burada av indirme peşinde.

‎다들 사냥을 하려고 이곳에 모였죠

hepsi bu, olay çözülmüş demektir.

여러분이 생각하시는 바로 그겁니다. 사건 종결이죠.

Ve hepsi tamamen farklı olurdu,

서로 완전히 다르게 되었죠.

Bunların hepsi bağımsız yaşam destekleri

저마다 독립적인 생명유지장치 입니다.

Hepsi Erdoğan'ı çılgınca popüler yaptı.

이 모든 것이 에르도안을 인기있게 만들었습니다

Ve hepsi hemen hemen aynı görünüyor.

그들은 꽤 비슷해 보입니다.

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

모두 온라인으로 합니다.

Ve yedi gezegenin hepsi girdikten sonra

일곱 개의 행성이 모두 통과하면,

Aslında bunların hepsi ve daha fazlası.

이런 것들 모두 이유가 될 거예요. 이 외에도 다른 이유가 있겠죠.

Sevimli ve ileri gidiyor, hepsi bu.

이 귀여운 로봇은 앞으로 전진만 할 줄 압니다.

Ayrıca hepsi, mutfakta yumurta, çay bardakları,

그들은 가장 기본적인 물리법칙으로 이루어 지는데

Yani hepsi ölümcül birer ahtapot avcısı.

‎따라서 작은 문어에게는 ‎치명적인 천적이죠

…perakende mağazalar, genel merkezler, hepsi kapalı.”

소매점, 본사, 모두 문을 닫았습니다. "

Fakat hepsi 45 derece hareket yönüne bakıyor.

모두들 자신이 움직이는 방향의 45도쯤을 바라보며 가는 겁니다.

Çocukluk arkadaşlarımın neredeyse hepsi ülkeyi terk etti.

제 어릴 적 친구들 거의 모두가 베네수엘라를 떠났고요.

Hadi, bunu yapabiliriz. Ama hepsi size bağlı.

어서요, 우리는 할 수 있습니다 하지만 모두 당신에게 달렸어요

Tuhaf bir çatırtı duydum ama hepsi bu.

삐걱거리는 소리가 들리긴 했지만 그게 다예요

Hepsi ilk olarak insanların akıllarında tasavvur edildi.

가능하게 했다고 생각하죠.

Bunların hepsi bir ülkenin ihtiyaç duyduğu meslekler,

이 모두가 나라에서 필요한 직업입니다.

Bunların hepsi bir insan olarak beni rahatsız etti.

한 인간으로서 너무도 충격적이었습니다.

Hepsi çorbamın bir parçasıydı ama soğanlar hala yakıyordu.

그건 모두 제 수프 속에 들어있었고, 여전히 양파는 톡 쏘고 있었죠.

Ve "babaları" diyorum çünkü yüzleşmemiz gerek, hepsi erkekti --

실제로 다들 사내들이었으니까 "아버지"라고 할게요.

Bu grupları kötülemek için bu sözcüklerin hepsi kullanıldı.

이 단어들은 이 집단들을 비방하는 데 사용되었습니다.

Oldu. Ve hepsi yönetime şiddetle geldiler, önceki diktatörü

3명의 독재자가 나왔는데, 이전 정권을 축출하는 폭력적인 방법으로 다들 새 정권을 세웠지.

Bunların hepsi. Tamam, suya dönmek için bu taraftan gidiyoruz.

계속 이어지죠 자, 이쪽에 물이 있습니다

Aile şirketi oldular. Ancak büyüdükçe kamu şirketi oldular. Hepsi

모두 가족기반 회사로 시작했지만, 점점 커가면서 공공의 회사가 되었지. 비지니스 라인도

hepsi silah ve cephane ya da patlayıcı malzemeleri satın alan

테러를 위한 훈련소에 돈을 보탰고

Kendini yönetmeye başladı. Diğerleri, HYUNDAI gibi, 1940'ta doğdular. Hepsi

몇몇 기업들은 행정기관에 의해 시작되기도 했어. 1940년대에 나온 현대처럼 말이야.