Translation of "Arada" in Korean

0.018 sec.

Examples of using "Arada" in a sentence and their korean translations:

Hepsi tekrar bir arada.

‎식구가 모두 다시 모였습니다

Bu arada uyku hapı kullanmıyoruz.

수면제 사용은 배제했습니다.

Bu arada bunu onlar başlattı."

아무튼, 그쪽이 먼저 시작한 거야."

Bunlarla ağzını kontrol edeceğim bu arada,

목으로 들어가야해요, 잠시만요.

Arada çok ince bir çizgi var.

그건 종이 한 장 차이예요.

Bu arada Kuzey Amerika, Güney Amerika

이건, 북미, 남미 그리고 유럽에서 생산된

arada duvar varsa daha az bir mesafeye.

만약 그 사이에 벽이 있다면 도달 거리가 더 짧아지겠죠.

Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,

함께 힘을 모아서 빙하의 건전성을 감시하고

Bu arada, kamplar hala orada ve genişliyorlar.

지금도 수용소는 여전히 그곳에 있고 계속 늘어나고 있습니다

Bu arada, ekonomik kriz patladı ve işimi kaybettim.

그러는 동안, 저는 불황이 왔고, 직업을 잃었습니다.

Bana tanı koyulduğundan beri beni bir arada tutan

저는 병을 선고받은 이후부터

Dalgaların ortalama boyu bu arada 10 metre civarındaydı.

저 파도들의 평균 파고는 10m 였어요.

Devirerek. Bu arada, siyasi istikrarsızlığa rağmen, Güney Kore'nin

이러한 정치적인 불안속에서도 한국의 경제 모델은

Sahipti, bu arada tarıma dayalı ve gelişmemiş bir bölgeydi.

반면 남함은 농업지역과 발달하지 못한 지역이 대부분이었지.

Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.

낮잠이나 카페인도 허용되지 않았습니다. 모든 사람들이 괴로워했었죠.

O yüzden, yerli şirketlerle bir arada çalışacak eğitim sistemi tasarladı.

그래서 정부는 한국의 기업들과 긴밀이 협력하는 교육 시스템을 고안해내었어.

Bizi özel ve farklı kılan ve bizi bir arada tutan şeyleri

어떻게 하면 우리를 특별하게 만들고,

Özellikle balıkçılar bir eklem gibi iki kabuğu bir arada tutan organları

어부들은 특히 두 개의 껍데기를 연결하는

Bu arada Suriye ve Irak'ta törer eylemlerinde bulunan DAEŞ'in yenilgiye uğratırlması...

한편 시리아와 이라크에서, ISIS가 패배하고 있고

Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.

‎이참에 대식구를 더욱 끈끈하게 할 ‎우애를 다지기도 합니다