Translation of "Arada" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Arada" in a sentence and their arabic translations:

Hepsi tekrar bir arada.

‫اجتمعت الأسرة من جديد.‬

arada fark mı var?

هناك فرق؟

Ama arada uçurum var

ولكن هناك فجوة

- Bu arada, kaç çocuk gidiyor?
- Bu arada, kaç tane çocuk gidiyor?

بالمناسبة، كم ولداً سيذهب؟

- Bu arada bana Tom diyebilirsin.
- Bu arada beni Tom diye çağırabilirsin.

وعلى فكرة، يمكنك مناداتي بِ‍”توم“.

Bu arada uyku hapı kullanmıyoruz.

ليس عن طريق استخدام حبوب النوم بالمناسبة،

Bu arada bunu onlar başlattı."

وبالمناسبة، هم من بدأوا الأمر".

Diğer tutuklularla bir arada kalırdık.

يختلطون بالسجناء العاديين.

Bu arada, keman çalar mısın?

بالمناسبة هل يمكنك العزف على الكمان؟

Bu arada eğer ikisini de yapmazsanız

فإن لم تقم بأيٍّ من الأمرين

Bunlarla ağzını kontrol edeceğim bu arada,

هذه تدخل في الفم--

Arada çok ince bir çizgi var.

إنه خط رفيع.

Bu arada Kuzey Amerika, Güney Amerika

وهذا بفرض أخذ كل السعرات الحرارية الفائضة

Siz de ilkokul öğrencisisiniz bu arada unutmayın.

ولا تنسوا انكم الآن طلاب المرحلة الابتدائية.

arada duvar varsa daha az bir mesafeye.

وأقل قليلًا إذا تواجد جدار بالمنتصف.

Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,

العمل معًا لمراقبة صحة الأنهار الجليدية

Ha bu arada Armağan Toker ile evlendi

بالمناسبة ، تزوج أرمان توكر.

Bu arada arılar karıncalara hiçbir şey yapamazlar.

وفي الوقت نفسه ، لا يمكن للنحل أن يفعل أي شيء للنمل.

Bu arada, ekonomik kriz patladı ve işimi kaybettim.

وخلال تلك المدة، حدثت الأزمة الاقتصادية وخسرت وظيفتي.

Ama arada sırada denemediği bir şey önermek isterim.

ولكن ليس دائماً.

Bana tanı koyulduğundan beri beni bir arada tutan

شعرت كما لو أن حالة الثبات الداخلي

Dalgaların ortalama boyu bu arada 10 metre civarındaydı.

متوسط طول هذه الأمواج كان عشرة أمتار بالمناسبة.

Bir saniye arada büyük bir uçurum yok mu?

ألا توجد فجوة كبيرة في الثانية؟

Arada kar var abi. Ekmeği de biz yiyelim.

هناك ثلوج بينهما. لنأكل الخبز.

"Bu arada, gebelik testinde ne oldu?" "Negatif çıktı."

"بالمناسبة، ماذا بشأن اختبار الحمل ذلك؟" "كان سلبيّا."

Benim beyaz yakalılara naçizane kendimin de arada sırada denediği

أود أن أقترح شيئاً على ذوي الياقات البيضاء الذين أكون مثلهم أحياناً،

Bu arada, Macarlar ve diğer birleşik personel saldırıyı desteklemeli

في غضون ذلك، سيدعم المجريون والوحدات المتحالفة الأخرى الهجوم

Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.

لا يوجد أي قيلولة أو كافيين بالمناسبة، لذا فالأمر تعيس لكلّ المشاركين.

Bu arada batıda, Stefan yönetimindeki Sırplar tarafından yönetilen vasal bölgeler

في هذه الأثناء في الغرب، الوحدات الصربية التابعة للعثمانيين بقيادة ستيفان لازاريفيتش،

Bizi özel ve farklı kılan ve bizi bir arada tutan şeyleri

كيف لنا أن نحافظ على ما يجعلنا متميزين،

Özellikle balıkçılar bir eklem gibi iki kabuğu bir arada tutan organları

يهتم الصيادون بشكل خاص بعضلات المحّار المُقرِّبة،

Tsunamide az önce de söyledik kilometrelerce arada büyük bir fark var

هناك فرق كبير في تسونامي لأميال

Bu arada Suriye ve Irak'ta törer eylemlerinde bulunan DAEŞ'in yenilgiye uğratırlması...

في الاثناء التي يقع فيها العراق و سوريا تحت تهديد مجموعات ارهابية

Bu arada bu, astlarınız, iş arkadaşlarınız ve eş düzeydekiler için de geçerli.

هذا ينطبق على مرؤوسيك، كما ينطبق على بقية زملائك

Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.

‫كما هي فرصة جيدة لتقوية العلاقات‬ ‫التي تحفظ شمل هذه الأسرة الكبيرة.‬

Yani tamamen arada kalmış ne olduğu belli olamayan bir durum var ortada

لذلك هناك موقف لا يمكن معرفته ما هو تماما بينهما.

Bu arada, ana haçlılar Tuna Nehri'nin sağ kıyısı boyunca Vidin Çölü'ne yürüdüler.

في هذه الأثناء تقدم الجيش الصليبي الرئيسي على طول الضفة اليمنى لنهر الدانوب

Bu arada, Nigboy'da devam eden şenlikler birkaç ünlü Fransız Şövalyesini kızmasına neden oldu.

بينما أثارت الاحتفالات الجارية في نيكوبوليس غضب بعض فرسان الإفرنجة البارزين،

Bu arada, yaklaşık 70 gemiden oluşan başka bir filo ve bir Mavna, Tuna'nın alt kısımlarına ilerledi,

وفي الوقت نفسه، أبحر أسطول آخر من حوالي 70 سفينة وزورق أسفل نهر الدانوب،