Translation of "Benim" in Korean

0.025 sec.

Examples of using "Benim" in a sentence and their korean translations:

"Benim bahçem, benim bahçemdir!"

"내 정원은 나만의 것이야!"라고

Benim değil.

제 차가 아니에요

Benim jenerasyonum

제가 속한 세대와

Benim adım Nanfu.

제 이름은 난푸입니다.

özellikle benim için.

특히 저한테요.

Benim gizli yerim.

나의 숨겨진 깊은 곳에는

Benim eğitim hastanemde,

제가 지도하는 병원의 경우에는

Onlar benim öğretmenlerim.

제 선생님이기도 합니다.

Benim endişeme gelince,

제가 염려하는 부분은 다음과 같습니다.

Benim gibi biyojeokimyagerler

저와 같은 토양 생지질학자는

benim için kişisel

저만의 도전이죠.

Ancak benim yönelteceğim sorular,

하지만 제가 여쭤볼 질문은

Bu benim Japonca soyadım.

[小田] 오다, 이게 저의

Hatta özellike benim gibi

아마도, 특히나 저와 같은 사람들

Bunlar, benim en güvendiğim

제가 가장 힘들었던 시기에

Benim bütün çalışmalarımı destekleyen,

제 모든 일을 뒷받침하는 세 가지 전략인데

Benim adım Stuart Duncan.

제 이름은 스튜어트 덩컨입니다.

Bu benim internetteki hâlim.

인터넷의 접니다.

Bu benim Minecraft karakterim.

이건 제 마인크래프트 캐릭터입니다.

Benim günahlarım ise ihmal,

저의 죄는 누락입니다.

Benim hayalim aktris olmaktı.

제 꿈은 배우가 되는 것이었죠.

Kimliğim, benim süper gücüm.

나의 정체성은 초인적 힘이라고요.

Benim bir etkim yok.

난 영향력이 없어요.

Hepsi benim için aynıydı.

그냥 제겐 다 똑같았어요.

Benim mesajım şu ki:

그러니까 제 메세지는

Burası benim, diye bağırıyor.

‎메뚜기쥐는 제 영역을 주장합니다

Yardıma ihtiyaçlarının benim kürsüde

판사석에서 저들에 떨려하는 제 모습보다

benim geçmişimi biraz bilmelisiniz.

저는 한 살 때 인도에서 캐나다로 왔습니다.

Benim ilk düşüncem ise;

그걸 듣고 처음 든 생각은

Sen de benim bir parçamsın.

넌 내 일부야.

Benim maceram Lincoln, Nebraska'da başlıyor.

저는 네브라스카 링컨 출신이에요.

Benim laboratuvarımda, spesifik olarak farelerle.

특히, 제 연구실에선 쥐를 씁니다.

Benim ülkem de istisna değil.

저희 나라에서도 예외는 아니에요.

Ama benim için, zamanından vazgeçip

하지만 제 인생을 바꿀 수 있었던 건 사적인 시간을 할애해

Benim için adaletin tanımı bu.

저에게 공정함의 정의는 바로 이것입니다.

Bu benim en büyük bahisim.

그 것이 제가 한 가장 큰 베팅입니다.

Oradaki herkes benim gibi kırılmıştı.

그 곳의 사람들은 모두가 저처럼 어딘가 아팠으니까요.

Belki benim gibi sizlere de

제가 그랬듯 여러분도 배우셨을텐데,

"Ama benim bir oğlum var.

"하지만 전 아들이 있어요.

Bu neden benim başıma geliyor?

그럼 도대체 나에게 왜 이런 일이 일어난 거지?

Benim için bu iyi haber.

지금에서 돌이켜보면, 그것은 제게 좋은 소식이었죠.

Soruyorlar: Cinsellik benim için nedir?

그들은 묻습니다. 내게 성이란?

Ama benim öğrencilerim üçüncü sınıftalar,

하지만 제 학생들은 3학년이며

Benim zengin bir çocuk olup

제 말은 그건 우연한 것이 아니었습니다.

Benim bu gereksinime olan yolculuğum

이 목표를 달성하기 위한 제 여행은

Bu benim için bir başarıdır.

제게는, 이 두 가지 존재 자체가 성공입니다.

Söylediklerimin hiçbiri benim fikrim değil.

제가 말씀드리는 어떤 것도 제 자신의 의견이 아닙니다.

Bu kelimeler benim canımı yakmalıydı.

저에게 상처를 주고 싶어 그렇게 부른 것이었죠.

Ama onlar benim rol modellerim değildi.

하지만 이들은 제 롤 모델은 아니에요.

Benim için uzay mühendisliği sadece araç.

저에게 있어 우주개발은 저의 수단에 지나지 않습니다

Ve bu benim ve balinaların arasında

바로 이게 저와 고래들 사이에 있고,

Yapmamız gereken benim için oldukça açık.

제가 확실히 말씀드리자면 우리가 필요한 것은

Damada benim kadar yakın bile değillerdi...

저만큼 신랑과 친한 사람들도 아닌데 말이죠.

Bu da kesinlikle benim yaşadıklarıma uyuyor.

이런 것들은 제 경험과 분명히 비슷합니다.

Ancak benim anlatmaya çalıştığım bu değil.

하지만 그건 제가 답하려는 것이 아닙니다.

benim gibilerin iş yapmadığına dair uyarmıştı.

저같은 사람은 할리우드에 진출하지 못할 거라고요.

Benim hakkımda şimdiden iki şey biliyorsunuz:

여러분은 저에 대해 이미 두 가지를 알고 있죠.

Benim gibi sohbette kötü olan birinin

그것은 약간 모순적이기도 하죠.

Sizin benim gibi anne ve babalar.

우리와 같은 부모란 사실이었죠.

Benim görevim onu gelecek nesillere bırakmak

제 역할은 그것을 보살피는 것이고,

Ve benim işimse denemek ve sürdürmekti.

그걸 시도하고 잘 따르게 만드는 게 제 일이거든요.

benim gidecek bir yerim hep olacak

내가 가야할 곳은 있을 거예요.

"Hakim hanım benim suçum olduğunu anladım,

"판사님, 그게 제 잘못임을 깨달았어요.

Yine de benim en büyük fanımdı.

하지만 그녀는 제 가장 큰 팬이었죠.

Deniz yüzeyini görebilirsiniz -- videoyu çeken benim--

바다의 표면 보이시죠. 이 비디오를 찍고 있는 사람이 전데요.

Benim sabit fikirli olduğum şey ise

그리고 제가 몰두하는 그 한 가지는 바로

Insanların benim adıma kötü hissetmesini istemiyorum.

사람들이 저에 대해 안타까워하길 원하지 않습니다.

İşte benim listemin başında olan bir yer.

여기 제 기준에서 가장 최고였던 곳이 있습니다.

Benim ismim Jake. Bu iyi arkadaşım Mikhail.

저는 제이크이고요. 이쪽은 제 친구 미하일이죠.

Tarih benim ya da sizin hatanız değil.

역사는 저, 혹은 여러분의 책임이 아니니까요.

çoğu insan genellikle benim istediğim kartı seçiyor

대부분의 사람들은 제가 원하는대로 카드를 선택 합니다.

Gary ile benim aramdaki söyleşi viral oldu.

게리와 저의 생중계 통화가 온라인상에 퍼졌고

Bugün, Oak Park'ın arazisinde benim gibi yürüyebilirsiniz

현재 오크 파크는 누구나 갈 수 있고 저 역시 방문한 적이 있지만

Benim hareket etmemden çok daha hızlı saldırabilirler.

제가 움직이는 것보다 뱀이 공격하는 게 훨씬 빠르죠

benim için asıl önceliğin ne olduğunu anladım;

제가 지켜야할 우선 순위가 무엇인지 깨달았습니다.

Aynı benim gibi olan insanların dünyasına giriyordum;

저는 저와 같은 사람들의 세계에 들어가고 있었고

Ancak benim için bir nevi ilham kaynağı.

제게는 영감이 되고 있어요.

Bu durumda benim için alarm çanları çaldı,

이러한 사례는 저에게 경각심을 불러일으킵니다.

Bunun, benim üç sessiz devrim dediğim şeye

그리고 제가 말씀 드릴 수 있는 건,

Ve benim cevabım hâlâ çok geç olmadığı.

제 답은 아직 늦지 않았다 입니다.

Küreselci dostlarım, eğer siz de benim gibiyseniz

친애하는 세계주의자 여러분, 여러분이 저와 같다면,

Sanırım çoğunuz benim gibi hissediyor, değil mi?

많은 분들이 저와 같은 감정을 느낄 거예요.

Benim için hayatın anlamı devamlı mücadele etmekti,

제게 있어 그 '이유' 는 다시 경쟁하는 걸 의미했습니다.

Veya benim dediğim şekliyle evde bakımın Airbnb'si.

또는 홈 케어를 위한 에어비앤비라고 할 수 있죠.

Aynı zamanda benim sanatımı mümkün kılan şey.

제 예술을 가능하게 해줍니다.

Ve bu da benim denizin üstündeki ofisim.

여기는 제 사무실입니다. 바다에 있죠.

Benim için, hikâye Polyannacılık oynamakla ilgili değil

제게 이 얘기는 긍정적인 측면을 바라보라거나

benim trollerin pek azının bir beyni vardı,

트롤 중에는 머리가 꽤 돌아가는 사람들도 있다는 겁니다.

Benim yolculuğum popüler bir cep telefonu videosuyla,

저의 여행은 너무 유명한 휴대전화 영상과

Bu benim yılllardır üzerinde çalıştığım bir konu.

몇 년간 제가 연구한 것이죠.

Neyse ki şansılıydım ve benim çılgınca fikirlerimi

운 좋겠도 저의 기막힌 아이디어를

Peki ya siz benim avantajlarıma sahip değilseniz?

그런데 여러분은 이런 이점이 없다면 어떨까요?

Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız:

저의 유일한 충고는 제가 했던 대로 하시라는 겁니다.

Dürüst olmak gerekirse benim amaçlarım da yok;

솔직히 전 목표가 없습니다.

Ve benim için ayrıca kadın karşıtı demek,

여성에 반하려는 것으로 해석됩니다.

Bu benim için çok güzel bir şey

그 사실이 저를 매우 흥분시킵니다.

ıstakozla benim arama girmek için beni yanaştırdı.

‎저와 바닷가재 사이에 오려고 ‎저를 한쪽으로 몰더라고요