Translation of "Arada" in Dutch

0.007 sec.

Examples of using "Arada" in a sentence and their dutch translations:

Hepsi tekrar bir arada.

Ze zijn herenigd.

Bu arada, kaç yaşındasınız?

Trouwens, hoe oud ben je?

Arada sırada oğluna yazar.

Zij schrijft nu en dan naar haar zoon.

Bu arada, nerede yaşıyorsun?

- Waar woon je eigenlijk?
- Waar woont gij eigenlijk?

Bu arada, zaman tükeniyor.

- Ondertussen raakt de tijd op.
- Ondertussen is er niet veel tijd meer.

Arada sırada seni görüyorum.

Ik zie je af en toe.

Arada bir beni ara.

Bel mij af en toe.

Arada bir golf oynarım.

Af en toe speel ik golf.

Bu arada uyku hapı kullanmıyoruz.

is trouwens niet door slaappillen te gebruiken.

Diğer tutuklularla bir arada kalırdık.

...bij de gewone gevangenen.

Bu arada, keman çalar mısın?

Overigens, speelt gij viool?

Arada bir balık tutmaya gideriz.

We gaan van tijd tot tijd vissen.

O, arada bir bana yazar.

Hij schrijft me af en toe.

Arada çok ince bir çizgi var.

Dat luistert nauw.

Bu arada Kuzey Amerika, Güney Amerika

En hierbij gaan we er dan nog van uit dat we alle extra calorieën

Arada bir ondan bir çağrı alırım.

Ze belt me nu en dan op.

arada duvar varsa daha az bir mesafeye.

een beetje minder als er een muur tussen staat.

Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,

Om samen toezicht te houden op de gezondheid van de gletsjers;

Bu arada, son zamanlarda onu gördün mü?

Trouwens, heb je hem recent nog gezien?

Bu arada sana söyleyecek bir şeyim var.

- Trouwens, ik heb je iets te vertellen.
- Trouwens, ik moet je iets zeggen.

Bana tanı koyulduğundan beri beni bir arada tutan

Net alsof de innerlijke steunconstructie

Bu arada, son zamanlarda ondan haber aldın mı?

Oh trouwens, heb je nog iets van hem gehoord de laatste tijd?

Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.

Zonder dutjes of cafeïne, trouwens, dus het is ellendig voor alle betrokkenen.

Özellikle balıkçılar bir eklem gibi iki kabuğu bir arada tutan organları

Vissers hebben vooral interesse in hun adductie spieren,

Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.

Het is ook een kans om de familiebanden te versterken.

- Bu arada ödevini yaptın mı?
- Aklıma gelmişken, ödevini yaptın mi?
- Söz açılmışken, ödevini yaptın mı?

Tussen haakjes, hebt ge uw huiswerk gemaakt?

- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki ucu boklu değnek.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.

Als we de huur betalen aan de huiseigenares, zullen we geen geld meer hebben voor eten; we zitten tussen de duivel en de diepe blauwe zee.