Translation of "çocuk" in Korean

0.015 sec.

Examples of using "çocuk" in a sentence and their korean translations:

Elektrikli çocuk trenleri.

아동용 전기차

"Çocuk yapman bencilce olur."

"아이를 가지는 건 이기적이야"

Binlerce çocuk okula gidemiyordu

그들의 부모가 매년 $20의 등록금을 낼 수 있는 형편이 안되어서

çocuk nesillerini takip etmiyor.

이정도로 자세하게 연구한 나라는 없습니다.

Bu çocuk, bebeği tutmak istedi.

그 아이는 아기를 안아보고 싶어했죠.

Ailem bir erkek çocuk istemişti,

우리 가족은 자라서

Benim zengin bir çocuk olup

제 말은 그건 우연한 것이 아니었습니다.

Konu çocuk sahibi olmaya geldiğinde

아이를 가지는 것에 있어서

Çünkü o çocuk, hâlâ ebeveynlerini seviyordu.

왜냐면 그 아이는 아직 부모를 사랑하고 있기 때문입니다

Çocuk felcinin yaygın olduğu ülkelerde çalışıyordum,

소아마비가 만연한 국가에서 일하고 있었는데

Bir adam, kadın, çocuk ya da çocuklar.

남자, 여자, 그리고 하나 또는 그 이상의 아이들.

Genellikle bir çocuk bana dik dik bakar.

저를 빤히 보는 아이가 종종 있습니다.

Ama çocuk beni şunu söyleyerek ikna etti,

하지만 그 아이는 저를 확신시켜줬어요.

Her çocuk gibi, bir ailenin neye benzediğini öğrendim.

다른 아이들처럼 저는 일반적인 가족의 형태를 배웠습니다.

Sınıfta diğerlerinden biraz daha büyük bir çocuk vardı,

교실에는 나머지 아이들보다 큰 아이가 한 명 있었어요.

Anne ve çocuk arasındaki ten duvarının kalktığı andır,

엄마와 아이 사이의 피부장벽이 사라지는 순간을 말합니다.

Dünya çapında her 10 çocuk ve gençten altısı

세계적으로 어린이와 청년 10명 중 6명이

Onu, nörolojik olarak donuk bir çocuk olarak görüyordu.

신경학적으로 뒤쳐진 아이를 만나게 되었을 때였습니다.

Ya da belki sokağa çıkmak üzere olan bir çocuk.

어린 아이가 도로로 뛰어드는 일이 있기도 하죠.

Çin'in kırsal kesimlerinde arkada bırakılmış 60 milyon çocuk var

중국의 지방에는 6천만 명의 버림 받은 아이들이

Ve bu höyüğün merkezinde, az çok bir çocuk eli büyüklüğünde,

이 암석 더미의 중심부에는 아이 손바닥 크기 정도의

Çünkü eğer o dili konuşurlarsa çocuk gidip de iş bulamayacak.

그 언어를 사용하면, 그 아이는 성공이나 구직이 힘들기 때문입니다.

13 ila 18 yaş arasındaki ergenlerin çocuk ve yetişkinlere göre

더이상 비밀이 아닌 건, 13-18세 사이의 십대들이

Ve her gün aynı çocuk onu neşeli bir şekilde yıktı.

그리고 매일 아침 같은 남자 아이가 부숴버렸습니다. 즐거워하면서요.

Sadece üç ay içerisinde... ...kendileri de çocuk yapacak hâle gelecek.

‎3개월만 있으면 ‎이 핏덩이들도 ‎자기 새끼를 치게 되겠죠

Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.

‎어릴 때는 마냥 신이 났어요 ‎대서양의 막대한 영향력을 ‎온몸으로 느끼며 살았으니까요

Madalyonun öteki yüzünde ise bu çocuklar dünyadaki en yüksek çocuk intihar oranına

하지만 이 동전의 양면을 보자면 그러한 한국 학생들이 세계에서 자살률은 가장 높아.