Translation of "Olup" in Korean

0.007 sec.

Examples of using "Olup" in a sentence and their korean translations:

Mutlu olup olmayacağımızı kararlaştırır.

그런 것들에 어떻게 반응하느냐이죠.

Yayında olup bitenleri etkileyebiliyorduk,

스트리밍 상에 일어나는 일들에 영향을 미치고

Haklı olup olmadıkları anlamında değil

옳고 그름의 문제라기 보다는,

Erkek arkadaşım olup olmadığını sordu.

할머니는 갑자기 저에게 남자친구가 있는지 물으셨죠.

Benim zengin bir çocuk olup

제 말은 그건 우연한 것이 아니었습니다.

Bize çevremizde olup biteni anlatıyorlar.

이 위성들은 지구의 환경 변화를 알려줍니다.

Ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.

충분히 안정적이고 튼튼한지 알 수 없다는 거죠

Yetişkin olup uyuşmazlık alanında çalışana kadar da

저는 다 커서야 직접 부딪힘으로써

Dünyada etrafımda olup bitenler içerisinde neyi kaçırıyorum?

제가 이 세상에 관해서 또 무엇을 놓치고 있는 걸까요?

Yani Twitch'de ne olup bittiğini hayal ettiğinizde

트위치에서 일어나는 일을 상상해 보신다면

Ama uçak enkazı olup olmadığını söylemek zor.

비행기 잔해인지는 모르겠네요

Yavaşlatmanın mümkün olup olmadığını görmeye karar verdik.

그리고 암의 전이를 늦출 수 있는지 알아보고 싶었습니다.

Erkek arkadaşı da duygularını kamufle etme eğiliminde olup

케이의 남자친구도 감정을 숨기려고 해서

Ve yalnız olup olmadığımızı öğrenmenin tek yolu var.

우리뿐인지 확인할 방법은 하나뿐입니다

Ama içeride ne olup bitiyor hiçbir fikrim yok.

하지만 저는 안에서 무슨일이 일어나는지는 전혀 모르겠어요.

...kameralarımızın olup biteni görmesi için kızılötesi ışık gerekiyor.

‎우리 카메라로 상황을 보려면 ‎적외선을 이용해야 합니다

Enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?

잔해가 맞는지 확인하려면 어느 쪽이 최선일까요?

Benden önce yaşamış olup hayatlarını kendi istediği gibi yaşamış

제가 이 자리에 있기까지 자신을 드러내는 용기를 가졌던 사람들,

Kendine bir kadeh şaraba daha ihtiyacı olup olmadığını soran

정말로 와인 한 잔을

Hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu.

무슨 일이 벌어지고 있는지 누구도 감히 얘기하지 않았습니다.

Yağmur yağdığında suyun kanalize olup burada birikeceğini hayal edebilirsiniz.

아마도 비가 내릴 때 협곡을 따라 흘러내린 물이 여기 모인 거겠죠

Daha üretken ve daha az gergin olup olamayacağınızı seçiyorsunuz.

여러분은 좀 더 생산적이고 덜 스트레스 받을것인지를 선택하고

Buranın 15 metreden fazla olup olmadığından emin değilim. Ne düşünüyorsunuz?

15m가 넘을지 안 넘을지 확실하지 않습니다 어떻게 생각하세요?

"Enfekte olup bunu bilmeyenler ya da neredeyse hiçbir semptom göstermeyenler,

"감염됐음에도 증상이 없고 그 사실을 모르는 사람들,

Maduro'nun bu oylamasında, Venezüellalılar meclisin var olup olmaması hakkında bir söz sahibi değildi

베네수엘라 국민들은 의회가 존재해야 할지에 대해 발언권이 없었습니다

Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?

자, 협곡 아래로 내려가서 저기 반짝이는 금속이 잔해가 맞는지 확인하려면 어느 쪽이 최선일까요?

Her gün iyi olup olmadığını kontrol ediyordum. "Bu, son gün mü? Onu göremeyecek miyim?" diyordum.

‎저는 매일 찾아가서 ‎괜찮은지 들여다봤죠 ‎다신 못 보게 될까 봐 ‎불안해하면서요