Translation of "Erkek" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Erkek" in a sentence and their korean translations:

Bir erkek.

‎수컷입니다

''Erkek çocuktur yapacak.''

"남자 아이들이 다 그렇죠."

Rakip bir erkek.

‎경쟁자 수컷입니다

Erkek, yavruları bulursa...

‎수컷이 암컷의 새끼들을 ‎발견한다면

Erkek yine geldi.

‎수컷이 돌아왔습니다

erkek ve kadın.

그 두 날개는 남성과 여성이다.

Çünkü Louis bir erkek.

루이스가 남자이기 때문이죠.

Erkek kıvırcık temkinli davranmalı.

‎수컷 컬리헤어는 ‎발을 신중히 디뎌야 합니다

erkek olacağım bana söylendi.

어떤 남자가 되어야 하는지 자라면서 들어왔습니다.

erkek arkadaşım olup olmadığını sordu.

할머니는 갑자기 저에게 남자친구가 있는지 물으셨죠.

Ailem bir erkek çocuk istemişti,

우리 가족은 자라서

Erkek yukarıda fa'dan şarkı söylüyor

수컷은 G음으로 소리를 내고 있고,

çocuklara cesur erkek ya da

우리 아이들에게 강한 남자아이가 되어라,

Zamirlerimi bilin -- erkek, kız, onlar.

저를 지칭할 땐 그, 그녀, 그들 중 무엇을 쓰는지

Bir erkek iş görüşmesine gideceği zaman

만약 남성이 사업상 회의을 준비한다면

erkek olduğunu bilmeyene kadın olduğunu inandırabilirdiniz.

그들을 아는 사람은 모두 그가 여자라고 믿을 것이다.

Erkek doğum kontrolü üzerinde çalışan araştırmacılar

연구자들은 남성 중심의 피임 방식을 개발함으로써

Beş erkek çocuklu bir aileden geliyorum,

저는 형제가 다섯입니다.

Bu beş erkek gece devriyesine çıkıyor.

‎수컷 다섯 마리가 ‎야간 순찰에 나섭니다

çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum.

단순히 좋은 남자가 되고 싶은 것이 아니고

Tıpkı erkek risk sermayedarlarının sorduğu sorular gibi.

남성 벤처 투자자들과 마찬가지로요.

Bir erkek puma. O da ava çıkmış.

‎수컷 퓨마도 사냥에 나섭니다

Kanat açıklığı erkek elinin açık hâli kadardır.

‎날개를 펼치면 사람 손바닥만 하죠

Ve her Latin asıllı kadın, erkek hepimiz--

사회의 여성 같은 약자, 흑인같은 우리들은

Birçok erkek bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyor.

그래서 그들은 아무 것도 바꾸려 하지 않습니다.

Erkek arkadaşı da duygularını kamufle etme eğiliminde olup

케이의 남자친구도 감정을 숨기려고 해서

Dolayısıyla, hem erkek hem de kadın risk sermayedarlarının

남성과 여성 벤처투자자들 모두 고려하면

Bir virgül sekiz milyar genç kız ve erkek

18억 명의 청년들은 모두

Peki dünyanın neden bir erkek hapına ihtiyacı var?

그러면 왜 남성용 피임약이 필요한 걸까요?

Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.

‎혼자 사는 수컷조차 ‎코끼리 떼의 울음소리를 따르죠

Diğer bir deyişle, kadın ve erkek girişimciler kısa sunumlarında

다른 말로 여성 남성 사업가 모두

Genç bir erkek ya da kız şiddete kurban gidiyor.

폭력 사태로 사망합니다.

Bu erkek denizaslanı sırf balık yiyerek bu kadar büyümedi.

‎이 수컷 바다사자는 생선만 먹고서 ‎이렇게 크게 자란 게 아닙니다

Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.

‎새끼들이 3km 떨어진 곳에 있고 ‎덩치 큰 수컷도 여전히 ‎근처에 있기 때문이죠

Bu ufak, erkek tungara kurbağası sadece bir yüksük boyutunda.

‎이 작은 수컷 퉁가라개구리는 ‎겨우 골무만 합니다

Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.

게이라면 남성성이 부족한 것 처럼요, 그렇죠?

Yüzde 92'si beyaz ve ağırlıklı olarak erkek olan,

제 직업은 92%가 백인이고 대부분이 남성입니다.

Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.

‎충격 방지층이 있는 발 덕분에 ‎6톤짜리 수컷도 ‎사람들 모르게 활보할 수 있죠

Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.

‎딸린 새끼들 때문에 ‎쉽지는 않습니다 ‎어린 수컷들은 장난치며 싸우는 게 ‎더 재밌나 봅니다

Uzun, sıcak bir günün ardından bu erkek jeladanın sürüsünü toplaması gerek.

‎길고 더웠던 낮이 지나고 ‎이 수컷 겔라다개코원숭이는 ‎무리를 모아야 합니다

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

‎몸집이 큰 늙은 수컷은 ‎민첩성이 훨씬 떨어집니다

Bu kez, öfkeli, büyük bir erkek pars eyalet başkenti Bangalore'daki bir okulda.

커다란 수컷 표범이 광분한 상태로 주도인 방갈로르의 한 학교에 침입했습니다

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

‎작은 수컷은 짝을 얻었습니다 ‎시끄러운 세상에서 ‎때론 조용한 게 득이 됩니다

Parstan iki kat ağır olan erkek domuzlar korkulası korumalardır. Riske girmeye değmez.

‎몸무게가 표범의 ‎두 배나 되는 수컷 돼지는 ‎만만치 않은 경호원입니다 ‎위험을 무릅쓸 가치는 없습니다