Translation of "Zorundadır" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "Zorundadır" in a sentence and their japanese translations:

O doğru olmak zorundadır.

- それは本当に違いない。
- 本当に決まってるじゃん。

O sigarayı bırakmak zorundadır.

彼女はタバコを止めざるをえない。

O, saati onarmak zorundadır.

彼は時計を修理しなくてはいけない。

Ken hızlı koşmak zorundadır.

ケンは速く走らなければいけない。

İnsanlar kurallara uymak zorundadır.

人は規則を守らなければならない。

Bir adam çalışmak zorundadır.

人は働かねばならぬ。

Yarıştan önce koşucular ısınmak zorundadır.

レースの前にランナーはウォーミングアップしなければなりません。

Askerler emirlerini yerine getirmek zorundadır.

兵士は命令を実行しなければならない。

O, babasının işini başarmak zorundadır.

彼は父親の仕事を受け継がなければならない。

Bir aktör sözlerini ezberlemek zorundadır.

役者は台詞を暗記しなければならない。

Askerler onların emirlerini uygulamak zorundadır.

兵士は命令を実行しなければならない。

O fen eğitimi yapmak zorundadır.

彼女は理科を勉強しなければなりません。

Tom yarın bunu yapmak zorundadır.

トムは明日それをしないといけない。

Mary her zaman fikrini vermek zorundadır.

メアリーはいつも自分の意見を言わなければいけないんだ。

Sözleşme yüzünden onları teslim etmek zorundadır.

契約なので彼はそれらを配達する義務がある。

Hemşireler hastalarının rahatı için uyanık kalmak zorundadır.

- 看護婦は患者の快適さに配慮しなくてはいけない。
- 看護婦は患者の安楽に気をつけなければならない。

Avrupa'nın çoğu ülkesinde arabalar sağdan gitmek zorundadır.

ヨーロッパの大ていの国では、車は右側通行しなければならない。

Mary her zaman iki sentini ayırmak zorundadır.

メアリーはいつも自分の意見を言わなければいけないんだ。

Bob kendi başına bu çileyi aşmak zorundadır.

- ボブは自分の力でこの厳しい試練を乗り切らねばいけない。
- ボブは自力でこの正念場を切り抜けなくてはならない。

O, gelecek hafta bir ameliyat olmak zorundadır.

来週彼は手術を受けなければならない。

Bir asker sık sık tehlikeyle yüzleşmek zorundadır.

兵士はしばしば危険に直面しなければならない。

Her öğrenci saat altıya kadar okuldan ayrılmak zorundadır.

どの生徒も6時までに下校しなければならない。

Zengin bir adam, gelir vergisini çok ödemek zorundadır.

資産家は高額の所得税を納めなければならない。

Savaşı'nın felaketle sonuçlanan sonunun da bir kısmını suçlamak zorundadır

ライプツィヒ の戦いの悲惨な終焉の責任を負わなければなりません。