Translation of "Saati" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Saati" in a sentence and their japanese translations:

Saati kaybettim.

- 時計をなくしました。
- 私は時計を無くしました。

Hareket saati nedir?

- 出発時刻は何時ですか。
- 出発は何時ですか。

Bu saati sevmiyorum.

この時計は気に入りません。

Saati görmüyor musun?

時計、見ないの。

Saati tamir ediyorum.

時計の修理をしているんです。

Tam öğle saati.

いま、ちょうど正午です。

Ayrılma saati ne zaman?

チェックアウトは何時ですか。

O, saati onarmak zorundadır.

彼は時計を修理しなくてはいけない。

O saati onarmak zorunda.

彼は時計を修理しなくてはいけない。

Oğlum bir saati okuyabilir.

私の息子は時計が読めます。

Saatim saati doğru göstermiyor.

- 私のとけいは時間が正確ではありません。
- 私の時計、時間が合ってないんだ。

Çocuklar için uyku saati.

子供はもう寝る時間だ。

Bana saati söyler misin?

時間を教えてくれないか。

Tom kaybettiği saati buldu.

トムはなくした時計を見つけた。

Saati sabahın üçünü gösteriyordu.

彼女の時計は午前3時を指していた。

Bu saati ücretsiz alabilirsin.

この時計をただで上げよう。

Kate kaybettiği saati buldu.

ケイトはなくしていた時計を見つけた。

Saati ne zaman aldın.

いつ時計を買ったの。

Bana geleceğin saati söyle.

あなたが来る時間を教えてください。

Bu saati onarmak istiyorum.

私はこの時計を修理したい。

Tom saati parçalara ayırdı.

トムは時計を分解した。

Dört saati aşkın süredir yürüyorlar.

‎もう4時間以上 ‎歩き続けている

Sıranın üstündeki kol saati benimkidir.

机の上の腕時計は私のです。

Los Angeles'a varış saati nedir?

ロサンゼルス到着時刻は何時ですか。

Molly'nin büyük bir saati var.

モリーは大きな置き時計を持っている。

Her iki saati de sevmiyorum.

- どちらの時計も好きではありません。
- どっちの時計も好きじゃないな。

Bana saati söyleyebilir misiniz, lütfen?

どうか私に時間を教えてくれませんか。

Yaşlı adam bana saati sordu.

その老人は私に時間を尋ねた。

Çocuğun elinde bir saati var.

その男の子は手に時計を持っている。

Onun saati on dakika geridir.

彼女の時計は10分遅れている。

Birinin bu saati onarabileceğini sanmıyordum.

誰もこの時計を修理することはできないと思ってたけどね。

Birisi bana saati söyleyebilir mi?

誰か時間を教えてくれませんか。

O, bir saati parçalara ayırdı.

彼は時計を分解した。

Uçağın tarifeli uçuş saati nedir?

飛行機の到着予定時刻は?

Ona bu saati tamir ettireceğim.

彼にこの時計を修理させよう。

Lütfen bana tam saati söyle.

正確な時間を教えてください。

Saatim durdu ve saati bilmiyordum.

時計が止まって、時間がわからなくなった。

Ona bir kol saati aldım.

私は彼女に腕時計を買って上げた。

Ben tam saati bilmek istiyorum.

正確な時間を知りたいのですが。

Bana doğru saati söyle, lütfen.

正確な時間を教えてください。

Babamın bana verdiği saati kaybettim.

父がくれた時計をなくした。

Saatim durmuştu, bu yüzden saati bilmiyordum.

時計が止まって、時間がわからなくなった。

Lütfen saati ayarlar mısınız. Geri kalmış.

その時計遅れているから直してくれないかい。

O, saati benim için tamir etti.

彼は時計を直してくれた。

Büyükannemin eski saati yıllardır çekmecede duruyordu.

祖母の古時計は長年その引き出しの中にある。

Bir gün önce aldığım saati kaybettim.

私は前の日に買った時計をなくした。

Ben bu saati mağazada satın aldım.

- 私はこの時計をあの店で買った。
- この腕時計、そのお店で買ったんだ。

Onun çok pahalı bir saati var.

彼はとても高価な腕時計を持っている。

Benim masa saati bozuk gibi görünüyor.

時計がどこか故障しているらしい。

Senin için aldığım saati ne yaptın?

私が買ってあげた時計をどうしてしまったのか。

Oyun için saati ve tarihi ayarladık.

私達は試合の日時を決めた。

Jack'in sahip olduğu aynı saati istiyorum.

私はジャックが持っているのと同じような時計を買いたい。

Amcam bana bir kum saati verdi.

- 叔父から砂時計が与えられた。
- 伯父から砂時計をもらった。

Bu kol saati yeni bir model.

この腕時計は新型です。

Bana tam saati söyleyebilir misiniz, lütfen?

正確な時間を教えてくれませんか。

Havaalanına gitmek için bir saati gözden çıkarmalısın.

空港へいくには1時間みておくべきだ。

Dün gece iki saati kitap okuyarak geçirdim.

昨夜は2時間本を読んで過ごした。

Dün gece iki saati televizyon izleyerek geçirdim.

僕は昨夜2時間テレビを見ていた。

48 saati dakikaya dönüştürürseniz, kaç dakika yapar?

48時間を分に直すと何分ですか?

Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.

この時計を買いたいところだが高すぎる。

Yatmaya gitmeden önce çalar saati ayarlamak zorundasın.

寝る前に目覚ましをセットしなさい。

Onlar onu onun kol saati ile kimliğini saptayabildiler.

彼の身元は腕時計で確認できた。

- Tom saat altıda gitmek için çalar saati kurdu.
- Tom çalar saati sabah 6:00'da çalması için kurdu.

トムさんは目覚まし時計を六時に鳴るように設定しました。

Her saati çalıştı . Uzay aracına yapılan tüm sesli iletişimler

宇宙船へのすべての音声通信は、カプセルコミュニケーターまたは 「カプコン」を

Ne kadar pahalı olursa olsun o eski saati alacağım.

どんなに高くても、あの古い時計を買います。

O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

彼は旅行するときは必ず目覚まし時計を持っていく。

O bir hafta önce ona aldığım bir saati kaybetti.

彼は私が一週間前に買ってやった時計をなくした。

Kız kardeşimin bana doğum günüm için verdiği saati kaybettim.

私は、妹が私の誕生日にくれた時計をなくした。

Bir yabancı bana doğru geldi ve bana saati sordu.

見しらぬ人が近寄ってきて私に時刻を尋ねた。

Sen iyi bir çocuk olursan, sana bu saati vereceğim.

おとなしくしていたら、この時計をあげよう。

O eski saati ne zaman ve nerede satın aldın?

いつどこであの古時計を買ったのですか。

Bir saati parçalara ayırmak onu monte etmekten daha kolaydır.

時計を分解するのは組み立てるより簡単だ。

- Annemize bir kol saati verdik.
- Annemize bir saat hediye ettik.

我々は母に時計をプレゼントした。

Ne kadar pahalı olursa olsun o eski saati satın alacağım.

どんなに高くても、あの古い時計を買います。

- Bu benim dün aldığım kol saati.
- Dün satın aldığım saat budur.

- これは私が昨日買った時計です。
- どうぞ、昨日買った時計なんですよ。

Buradaki net-kafeler öğrencilere yiyecek ve içecek sağlamaktadır; ücretler yaklaşık saati bir pounddan başlamaktadır.

ここのネットカフェは学生相手の店で、料金は1時間約100円からとなります。

- Bob çimleri biçmek için saat başına üç dolar istedi.
- Bob saati 3 dolara çimleri biçti.
- Bob çim biçmek için saatlik 3 dolar talep etti.

ボブは芝刈りに1時間3ドルを請求した。