Translation of "Yoğun" in Japanese

0.055 sec.

Examples of using "Yoğun" in a sentence and their japanese translations:

Isı yoğun.

- 猛烈な暑さだ。
- 強烈な暑さだ。

Yoğun bir anda,

1つの強烈な瞬間に

Yoğun yağış başlamıştı.

雨が激しく降り始めた。

Neredeyse yoğun saatler.

もうすぐラッシュアワーの時間帯に入る。

O yoğun esnedi.

- 彼は大きなあくびをした。
- 彼は大あくびをした。

Trafik yoğun değildi.

交通量は少なかった。

Trafik burada yoğun.

ここは交通量が多い。

...yoğun bir rekabet var.

‎過酷な生存競争だ

Otobanda yoğun trafikte sıkıştım.

高速道路で渋滞に巻き込まれてしまいました。

Bazen çok yoğun bir şekilde.

地球全体の気象などです

Uydular çok yoğun gözlemler gönderiyorlar,

衛星から 大量の観察データが報告され

Yoğun yağmur nedeniyle sırılsıklam oldum.

強い雨のため私はずぶ濡れになった。

Çevrede yoğun bir sis vardı.

回りに濃霧が立ちこめていた。

Irmaklar yoğun yağış yüzünden taştı.

河川は豪雨で氾濫しました。

Yoğun kar dışarı çıkmamızı engelledi.

ひどい雪のため外出できなかった。

Çok yoğun bir sabah geçirdim.

本当に忙しい朝だった。

Yoğun trafiğe rağmen zamanında vardık.

道路は混雑していたが、時間どおり到着した。

Tren yoğun kar yüzünden ertelendi.

- 大雪のために、列車は延着した。
- 大雪のため電車が遅れた。

Yoğun kar yağışı yolları tıkadı.

大雪で道が歩けなくなった。

Uçağımız yoğun sis nedeniyle inemedi.

濃霧のために私達が乗った飛行機は着陸できなかった。

Yoğun trafik nedeniyle geç kaldı.

彼女は交通渋滞のために遅れた。

Yoğun trafikten dolayı geç kaldım.

交通渋滞のため、私は遅れました。

Bu yoğun siste uçmak tehlikeli.

- 濃霧のため飛ぶのは危険だ。
- この濃霧の中で飛行するのは危険だ。

Biz yoğun trafik tarafından geciktirildik.

交通渋滞に巻き込まれて遅れた。

Tokyo'daki yoğun saatlerde trafik ağırdır.

東京のラッシュ時は、交通量が多い。

Londra'da yoğun bir sisimiz vardı.

私達はロンドンで深い霧を体験した。

Yoğun kar onların kalkışını erteletti.

大雪のために、彼等は出発を延期した。

Pazartesi benim en yoğun günümdür.

- 月曜日は私が一番忙しい日です。
- 私は月曜日が一番忙しい。

Bu caddede yoğun trafik var.

この通りは交通量が多いんです。

Birincisi en yoğun ilgilerinizi belirlemek

まず 自分が一番興味のある ことを見つける

Yoğun sis binaları görünmez yaptı.

濃い霧でその建物は見えなくなった。

Geçen ay çok yoğun bir aydı.

先月はとても忙しい月でした。

Ambulans yoğun bir caddenin ortasında bozuldu.

救急車がにぎやかな大通りの真ん中で故障した。

Okulun kapanışı yoğun kar nedeniyle oldu.

休校は大雪のためであった。

Trafiğin en yoğun olduğu zamanda yakalandım.

ラッシュアワーの交通渋滞にあった。

İş çıkışındaki yoğun trafiğe yakalanmak korkunçtur.

ラッシュアワーにでくわすのは最低だ。

O makam için rekabet çok yoğun.

ポスト争いは厳しい。

Yoğun sis nedeniyle uçuş iptal edildi.

- 濃い霧のために飛行機は欠航した。
- その飛行機は濃霧のために欠航になった。

Evet,yoğun işimi unutabileceğim ve dinlenebileceğim.

そうなんです。私は忙しい仕事を忘れてくつろぐことができるでしょう。

Tren yoğun kar yağışı nedeniyle ertelendi.

列車は大雪のため遅れた。

Kafamın içinde yoğun bir ağrı vardı.

頭に激しい痛みがした。

Yoğun kar yağışı nedeniyle geç kaldık.

私たちはものすごい雪のために遅れた。

Yoğun kar treni birkaç saat geciktirdi.

豪雪のおかげでその列車は数時間遅れた。

Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.

私達の乗った列車は大雪のために遅れた。

Uçuş yoğun sis yüzünden iptal edildi.

フライトは濃霧のため、キャンセルになった。

Yoğun sis yüzünden hiç kimse görülemiyordu.

濃霧のため人っ子一人見えなかった。

Kırsaldaki yollar şehirdekiler kadar yoğun değil.

- 田舎の道路は、都会ほど混雑しません。
- 田舎の道は都会ほど車が多くないんだ。

Yoğun sisten dolayı hiçbir şey görülemiyordu.

- 濃霧のため何も見えなかった。
- 濃霧のため何一つ見えなかった。

Yoğun sisten dolayı, yolu görmek zordu.

深い霧のせいで道路が見えにくかった。

Bu yolda yoğun bir trafik var.

この道路は交通が激しい。

Yoğun ısı nedeniyle açık havada oynayamadık.

- 私達は激しい暑さのため戸外で遊べなかった。
- 猛烈な暑さのため、私たちは外で遊ぶことができなかった。

Parlak ve beyaz bir yoğun bakıma yetiştim.

彼の生存を監視する機械に つながれていました

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

‎日が沈むと暑さが和らぐ

Trafik çok yoğun değilse zamanında gidebilmemiz lâzım.

渋滞がひどくなければ大丈夫です。

Yoğun saatlerde okula gitmek yorucu ve tatsızdır.

ラッシュアワーの時間に通学するのは疲れるしいやになる。

Yoğun bir kar fırtınası dışarı çıkmamızı engelledi.

ひどい吹雪のために私達は外出できなかった。

Atletizm karşılaşması yoğun yağış nedeniyle iptal edildi.

その陸上競技会は大雨のため中止になった。

Yoğun kar yağışı trenimizin zamanında kalkmasını önledi.

その豪雪のため、私たちの列車は定刻に発車できなかった。

Bu çok büyük ve yoğun bir şehir.

そこはとても大きくてにぎやかな都市だ。

Yoğun kar yağışı nedeniyle onlar kalkışını erteledi.

大雪のために、彼等は出発を延期した。

Gezimiz yoğun kar yağışı nedeniyle iptal edildi.

私達の旅行は大雪のため中止になった。

Önümde oldukça yoğun bir öğleden sonram var.

昼過ぎからはちょっと忙しくなる。

Çok geçmeden önce, hayalet yoğun siste kayboldu.

- 軈て幽霊は濃い霧の中に消えた。
- やがて幽霊は深い霧の中へと消えていった。

Yoğun olmayan zamanlarda yola çıkmaya çalışmak gibi.

例えば、通勤ラッシュを避ける

Yoğun sisten dolayı, bir tek kişi görülemedi.

濃霧のため人っ子一人見えなかった。

Yoğun trafiğe rağmen havaalanına zamanında varmayı başardım.

渋滞にもかかわらず、私はどうにか空港に遅れずに到着することができた。

Bu çevrede yoğun bir genç nüfus vardır.

このあたりは若者が密集することが多い。

Ben trenden inerken yoğun kar yağışı başladı.

列車から降りたときに激しく雪が降り始めた。

Fakat stres seviyesini orta derece strese, yoğun strese,

しかし「かなりのストレス」 「激しいストレス」

Evren sıcak, yoğun ve hatırı sayılır derecede pürüzsüzdü

宇宙は高温で高密度 また とても均一でした

Motosikletler harika. Onlar yoğun trafikte bile kolayca ilerleyebilir.

バイクはいいなあ、渋滞の中でもすいすいと通り抜けられて。

Geçen gün yoğun meydanda korkunç bir şey oldu.

先日、そのにぎやかな広場で恐ろしい事が起こった。

Bu yoğun zamanda seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.

お忙しい時間にお呼び立てしてすみません。

Trenimiz yoğun kar nedeniyle bir saat geç kaldı.

私たちの列車は大雪のために一時間遅れた。

Yoğun sisten dolayı önümüzdeki yolu zar zor görebildik.

濃霧のため、目の前の道路もよく見えないほどだった。

Kısa sürede yola çıkmazsak, sabahleyin yoğun trafikte sıkışacağız.

すぐに出ないと、朝のラッシュに巻き込まれてしまうわよ。

- Dün sert rüzgarların yanı sıra, yoğun yağmur yağdı.
- Dün hem güçlü rüzgarlar vardı hem de yoğun yağmur yağdı.

昨日は風が強かっただけでなく雨も激しく降った。

Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,

下を少し掘ってみる 硬い雪があることを祈ってね

Burası çok ama çok yoğun bir şehir, şimdiyse uykuda.

昼は活気がある街も 夜は静かだ

Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.

‎ヒョウの生息密度では ‎世界一だ

Biraz daha erken çıkmış olsaydın, yoğun trafikten kurtulmuş olurdun.

もう少し早く出かけていたら、交通渋滞を避けられただろう。

Günün bu saatinde burada her zaman yoğun trafik vardır.

1日のうちのこの時間、ここはいつも交通量が多いのです。

Yoğun kar yağışı yüzünden, tren 10 dakika geç kaldı.

大雪のため列車は10分遅れた。

Yoğun kara rağmen o, istasyona kadar bütün yolu geldi.

激しい雪にもかかわらず、彼女はわざわざ駅まで来た。

Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.

- 私たちは交通渋滞を避けるために裏道を通った。
- 私たちは交通渋滞を避けるため、裏道を行った。

Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.

交通混雑を避けるために、クリスマスには家にいた。

Bu şu ana kadar gördüğümüz en yoğun kar yağışı.

これが今までに降ったうちで一番の大雪だ。

Yoğun bir hayat yaşadığı için, o genellikle ailesini görmez.

- 彼は忙しい生活の中で家族と会うことがない。
- 忙しい生活を送っているので、彼は普段家族に会うことはない。

Başka zaman da insanlar yoğun dolu dolu filmler izlemek ister.

また時にはとても重い映画を求めます

Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.

‎木が密集しているため ‎風はほとんどない

Açlar ve tamamen annelerine bağımlılar. Anneyi yoğun bir gece bekliyor.

‎腹を空かせた子供たちには ‎母親が頼りだ ‎忙しい夜になりそうだ

Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.

‎だが彼らに壁は越えられず‎― ‎道路も渡れない

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

激戦は数時間続き 堡塁の主人が何度も変わった

Yük treni yoğun sis nedeniyle yaklaşık yarım saat kadar gecikti.

濃霧のため貨物列車は半時間ほど遅れた。

Yoğun trafiğin gürültüsü o kadar çoktu ki polis kendini duyuramadı.

交通量の多いことによる騒音は大変なものだったので、その警官は自分の声を通すことができなかった。

Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.

この前、混雑した幹線道路の真ん中でガス欠してしまった。

Yoğun kar tarafından geciktirildiği için, mektubun bana sadece bugün ulaştı.

お手紙は大雪で遅れ、やっと今日着きました。

- Pazar en meşgul olduğum gündür.
- Pazar, en yoğun olduğum gündür.

日曜日は私が最も忙しい日だ。