Translation of "Uğradı" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Uğradı" in a sentence and their japanese translations:

O, evime uğradı.

彼は私の家を訪ねてきた。

Dün ofisine uğradı.

- 昨日彼の事務所を訪れた。
- 昨日彼の事務所を訪ねた。

O, kitapçıya uğradı.

彼は本屋に立ち寄った。

Eski arkadaşlar bana uğradı.

旧友が訪ねてきた。

Eski arkadaşım evime uğradı.

- 旧友が私の家を訪ねてくれた。
- 級友は私の家を訪ねてくれた。

Bob amcasının evine uğradı.

ボブはおじさんの家に立ち寄った。

O, bir kitapçıya uğradı.

彼はちょっと本屋に立ち寄った。

Tom hayal kırıklığına uğradı.

- トムは落ち込んでいる。
- トムはがっかりしている。

Birisi dün ona uğradı.

昨日、誰かが彼女を訪ねてきた。

O hayal kırıklığına uğradı.

彼はがっかりした。

Dün benim evime uğradı.

- 昨日彼女は私の家をひょっこり訪ねた。
- きのう彼女は私の家をひょっこり訪ねてきた。

Küçük düşürücü bir bozguna uğradı.

屈辱的な 敗走で 終わった 。

Ancak orduları büyük kayıplara uğradı.

軍の損害は膨大なものになった

Stadyum beyzbol hayranlarının akınına uğradı.

その球場は野球ファンであふれていた。

Yolcu gemisi Hong Kong'a uğradı.

その汽船は香港に立ち寄った。

O sık sık bana uğradı.

彼は私のところへひょいひょい訪ねてきた。

O bizi görmek için uğradı.

彼は私たちに会いに立ち寄ってくれた。

O aşkta hayal kırıklığına uğradı.

彼女は恋に破れた。

O dün gece bana uğradı.

昨晩彼はひょっこり私を訪ねてきた。

Beynimiz büyük bir genetik mutasyona uğradı

人間の脳に大きな遺伝的変異が起こり

Haberi duyduğunda biraz hayal kırıklığına uğradı.

- 彼はその知らせを聞いて少しがっかりした。
- 彼はその知らせを聞いてがっかりした。

Onun mektubu gelmedi, hayal kırıklığına uğradı.

彼の手紙がこなかったので彼女はがっかりした。

O, dün gece benim evime uğradı.

- 昨晩彼はひょっこり私の家を訪ねてきた。
- 昨日の夜、彼はふらっと私の家を訪ねてきた。

Genç adam aşkta hayal kırıklığına uğradı.

青年は失恋した。

Onlar gelemediğin için hayal kırıklığına uğradı.

あなたが来られなかったので彼らは失望しました。

Tom Mary'nin performansında hayal kırıklığına uğradı.

トムさんはメアリさんの演技にがっかりしました。

Tom bir köpek tarafından saldırıya uğradı.

トムは犬に襲われた。

Gece geç vakitte evine dönerken, saldırıya uğradı.

彼は夜遅く帰宅の途中で襲われた。

O aniden gizemli bir hastalık tarafından saldırıya uğradı.

その子は突然わけのわからない病気に襲われた。

Şirket geçen yıl bir milyar yen kaybına uğradı.

その会社は去年10億円の損失を被った。

Ono adında bir kişi seni görmek için uğradı.

あなたに会いに小野さんという方が立ち寄られました。

O bir kazaya uğradı ve bazı kemiklerini kırdı.

彼は事故に遭って骨を折った。

Linda o kadar hayal kırıklığına uğradı ki gözyaşlarına boğuldu.

リンダはひどくがっかりしたので、急にわっと泣き出した。

O, işler umduğu gibi sonuçlanmadığı için hayal kırıklığına uğradı.

- 彼は期待がかなえられずがっかりした。
- 彼は事が期待通りにいかなかったので、がっかりした。

- Dün amcam beni ziyaret etti.
- Dün amcam bana uğradı.

昨日叔父がたずねてきた。

Polonya ve Baltik'de,Rus ordusu bir düzine büyük yenilgiye uğradı

ロシア軍はポーランドとバルト地域で 大敗北を喫したが

O eve aceleyle gitti ama boş bulduğunda hayal kırıklığına uğradı.

彼はその家へ急いで行ったが、空き家になっていたのでがっかりした。

- Pazar yabancı malların akınına uğradı.
- Pazar yabancı mallarla dolup taşıyordu.

市場は外国製品であふれた。

- Çağrılmaması onu hayal kırıklığına uğrattı.
- Davet edilmediği için hayal kırıklığına uğradı.

- 彼は招かれなかったのでがっかりした。
- 彼は招待されなかったのでがっかりした。

- Başarısızlığım annemi hayal kırıklığına uğrattı.
- Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.

- 私の母は私の失敗にがっかりした。
- 母は私の失敗に落胆した。

Uğradı ve yalnızca Mareşal Ney, Eugène ve Poniatowski'nin hızlı müdahalesi ile kurtarıldı.

ネイ元帥、ユージーン、ポニアトフスキーの迅速な介入によってのみ救われました。

Jena Muharebesi'nde Ney, emirlerini dikkate almadı ve Prusya hatlarında doğruca saldırıya uğradı

イエナの戦いで、ネイは彼の命令を無視し、プロイセンの路線でまっすぐに突撃し、

Askerlerine ilham verecek yerde de değildi ... ve ordusu kanlı bir yenilgiye uğradı.

また、彼はその場で部隊を鼓舞することもしなかった…そして彼の軍隊は血なまぐさい敗北に苦しんだ。

Kazazedelerin tahminleri çılgınca değişir, ancak açıktır her iki taraf da felaket kayıplarına uğradı.

被害は広範囲に渡り 両陣営ともに壊滅的損害を被った