Translation of "Bob" in Japanese

0.070 sec.

Examples of using "Bob" in a sentence and their japanese translations:

- Bob iyi mi?
- Bob haklı mı?

- ボブは正しいですか。
- ボブの言うことは合っているでしょうか。
- ボブは正しいんだろうか?

- Bob okulda popüler.
- Bob okulda popülerdir.

ボブは学校で人気がある。

- Bob çok mutlu idi.
- Bob çok mutluydu.

- ボブはとても幸福だった。
- ボブはとても幸せだった。

- Bob sevimli bir kişidir.
- Bob kibar bir kişidir.
- Bob nazik bir insandır.

ボブはいい人です。

Adı Bob Osteen

既に退職した教授に頼むと

Bob benim arkadaşım.

- ボブは私の友達です。
- ボブは僕の友達だよ。

Bob yüzüme baktı.

ボブは私の顔をじっと見た。

Bob tiyatro kulübünde.

ボブは演劇部にはいります。

Bob etrafındakilere naziktir.

ボブはまわりの人に親切だ。

Bob plana katılmadı.

ボブはその計画には関与しなかった。

Bob sınıfa koştu.

ボブは教室にかけこんできた。

Bob yemek pişirebilir.

ボブは料理ができる。

Evet, Bob, geleceğiz.

うん、行くよ、ボブ。

Bana Bob diyebilirsin.

私をボブと呼んでくださって結構です。

- Onlar bana Bob diyorlar.
- Onlar bana Bob derler.

彼らは私をボブと呼びます。

- Bob konuşacak birini arıyordu.
- Bob bir muhatap arıyordu.

ボブは誰か話し相手を探していた。

- Ben size Bob diyebilir miyim?
- Sana Bob diyebilir miyim?

あなたをボブと呼んでもいいですか。

Bob bir mühendis oldu.

ボブは技師になりました。

Bob eşinin gecikmesine sabırsızlandı.

ボブは妻がぐずぐずしているのが我慢できなくなった。

Bob onu tekrar gördü.

ボブは再び彼にあった。

Bob, çok çalışmaya alışkın.

ボブはつらい仕事に慣れている。

Bob planı kabul etmedi.

ボブはその計画に同意しなかった。

Bob amcasının evine uğradı.

ボブはおじさんの家に立ち寄った。

Bob hasta olabilir mi?

ボブはいったい病気なのだろうか。

Bob gelene kadar başlamayacağız.

ボブが来るまで私たちは始めません。

Bob bana yardımcı oldu.

ボブが手伝ってくれた。

Bob bir bakan oldu.

ボブは牧師になりました。

Bob, bir vaiz oldu.

ボブは牧師になりました。

Bob altıda evde olacak.

ボブは6時には帰っています。

Bob bir papaz oldu.

ボブは牧師になりました。

Bob sıkı çalışmaya alıştı.

ボブはつらい仕事に慣れている。

Biz Robert'a Bob dedik.

私たちはロバートをボブと呼ぶ。

Bob öfkesini kontrol edemedi.

ボブは怒りを抑えることができなかった。

Onlar Robert'a "Bob" diyor.

彼らはロバートをボブと呼ぶ。

Bob da araba sürebilir.

ボブも車を運転できます。

Bob da araba sürebilir

- ボブも車を運転できます。
- ボブも車を運転できる。

Bob kesinlikle toplantıya katılacak.

きっとボブは会合に出席します。

Bob benden habersiz çıktı.

いつのまにかボブは外へ出ていた。

Bob sabahleyin kahvaltı hazırlar.

朝、ボブは朝食を作る。

Bob bir muhatap arıyordu.

ボブは誰か話し相手を探していた。

Bob ve Tom erkek kardeştirler.

ボブとトムは兄弟である。

Hey, Bob. Arabanı nerede yıkatıyorsun?

やぁ、ボブ。どこで君の車を洗ってもらったんだい?

Bob onu kendi karısı yaptı.

- ボブは彼女を妻にした。
- ボブは彼女を娶った。
- ボブは彼女を妻として迎えた。

Bob eve bir pencereden girdi.

ボブは窓から家に入った。

Bob bir kaza geçirmiş olmalı.

ボブは事故にあったのに違いない。

Bob gördüğü herkese el salladı.

ボブは会う人には誰にでも手を振った。

Bob rock müziğe ilgisini kaybetti.

ボブはロック音楽に興味を覚えなくなった。

Bob demliği su ile doldurdu.

ボブはポットに水をいっぱいに入れた。

Bob eve çok geç geldi.

ボブはたいへん遅く帰ってきた。

Bob Tilkiye evde bakmak istedi.

ボブはそのキツネを家で飼いたかった。

Bob çeşitli fındık türleri buldu.

ボブはいろいろな種類の木の実を見つけた。

Bob ve Mary teyp çalarlar.

ボブとメアリーはリコーダーを演奏します。

Bob ve Lucy'nin ayrıldıklarını duydum.

- ボブとルーシーは交際をやめたということだ。
- ボブとルーシーが別れたんだって。

Bob geldiğinde, biz toplantıya başlayacağız.

- ボブが来たら私達は会議を始めます。
- ボブがきたら会議を始めます。

Bob bana vurdu, ona değil.

ボブがなぐったのは私であって彼女ではない。

Evet, Bob bana yardım etti.

はい、ボブが手伝ってくれたんです。

Bob "Dört buçuk pound" diyor.

「4ポンド50ペンス」とボブが言う。

Bob o zaman bulaşıkları yıkıyordu.

ボブはその時皿洗いをしていた。

Bob buraya geldi, değil mi?

ボブはここに来たんですね。

Bob salyangoz yedi,sonra kustu.

ボブはカタツムリを食べて、その後吐いた。

Bob, tüm sorulara cevap verebilir.

ボブはこの問題すべてに答えられる。

Bill Bob kadar uzun değil.

ビルはボブほど背が高くない。

Onu aradığımda Bob gitmek üzereydi.

私が電話したとき、ボブは出かける直前だった。

Bob öğretmene bazı sorular sordu.

ボブは先生にいくつか質問をした。

Bob da bir araba sürebilir.

- ボブも車を運転できます。
- ボブは車の運転もできます。
- ボブも車を運転できる。

Bob bir lise öğrencisi iken utangaçtı.

ボブは高校生のころ内気だった。

Bob senin gibi aynı yılda doğdu.

ボブは君と同じ年に生まれた。

Bob anne ve babasına nadiren yazar.

ボブはめったに両親に手紙を書かない。

Bob partinin Çarşambaya kadar ertelenmesini önerdi.

ボブはパーティーを水曜日に延期したらどうかと言った。

Bob futbol maçını izlemede heyecanlı görünüyor.

ボブはサッカーの試合を見て興奮しているように見える。

Bob ve ben çok iyi arkadaşlarız.

ボブと僕は親友だ。

"Saniyede altı peni" Bob ona hatırlatıyor.

「1秒6ペンスだからね」とボブが念を押す。

Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.

ボブは1着でゴールインした。

Bob genellikle saat onda yatmaya gider.

- ボブは普通10時に寝る。
- ボブは十時に寝るのが習慣だ。

Bob o konuyu derin derin düşündü.

ボブはそのことについてじっと考えた。

Kate'i beklerken Bob ve Mary'yi gördüm.

ケイトを待っている間にボブとメアリーを見かけた。

Ona telefon ettiğimde Bob gitmek üzereydi.

私が電話したとき、ボブは出かける直前だった。

Bob bana ayda bir kez yazar.

ボブは月に一度私に手紙を書く。

Kate'i beklerken, Bob ve Mary'yi gördüm.

- ケイトを待っている間にボブとメアリーを見かけた。
- ケイトは待っている間にボブとメアリーにあった。

- Bob çimleri biçmek için saat başına üç dolar istedi.
- Bob saati 3 dolara çimleri biçti.
- Bob çim biçmek için saatlik 3 dolar talep etti.

ボブは芝刈りに1時間3ドルを請求した。

Bütün gece içtikten sonra, Bob deliksiz uyudu.

一晩中飲んで、ボブはぐっすり眠った。

Bob sabah erken saatlerde büyükbabası ile buluştu.

ボブは朝早く彼女のおじいさんに会った。

Bob sabah erkenden onun büyükbabasını karşılamaya gitti.

ボブは朝早く彼女のおじいさんに会いに行った。

Bob savaş sırasında pek çok tehlike geçirdi.

ボブは戦争中多くの危険を体験した。

Bob kendi başına bu çileyi aşmak zorundadır.

- ボブは自分の力でこの厳しい試練を乗り切らねばいけない。
- ボブは自力でこの正念場を切り抜けなくてはならない。

Bob, bizim sınıfta İspanyolca konuşabilen tek öğrenci.

ボブは私たちのクラスの中でスペイン語が話せる唯一の学生である。

Bob şimdi bir hafta boyunca yatakta hastadır.

ボブはもう1週間病気で寝ている。

Bob onu kızdırmadan Maria ile nadiren konuşur.

ボブはメリアと話すと、たいてい彼女を怒らせる。

Bob tüm sınıf arkadaşları arasında popüler idi.

ボブはクラスメイトのみんなに人気がありました。

Bob Anne ile konuşmaya çalıştı, ama yapamadı.

ボブはアンに話し掛けようとしたが、できなかった。

Bob bir çocuk olduğu için Boston'da yaşadı.

子供のときボブはボストンに住んでいた。

Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.

ボブはジェーンに自分の個人的な事を干渉しないよう言った。

Kate'i beklerken Bob ve Mary ile karşılaştım.

ケイトは待っている間にボブとメアリーにあった。

Bob sık sık sigarayı bırakmak için çalışır.

ボブはたびたびタバコを止めようとしている。