Translation of "Ona" in Chinese

0.011 sec.

Examples of using "Ona" in a sentence and their chinese translations:

- Ona inanma!
- Ona inanmayın.

不要相信他。

- Ona güvenebilirsin.
- Ona bel bağlayabilirsin.

- 你可以相信那個。
- 你可以寄希望于此。

- Ona katlanamıyorum.
- Ona tahammül edemiyorum.

我受不了他。

Ona güvenebilirsiniz.

你可以依靠他。

Ona inanıyorum.

我相信他。

Ona katlanamıyorum.

我不能忍受。

Ona rastlamadım.

我没有遇见她。

Ona dokunma.

别碰!

Ona güveniyorum.

- 我信赖他。
- 我信任他。

Ona evlendi.

她嫁给了他。

Ona güvenilemez.

他不值得信任。

Ona güveniyorum!

- 我相信他。
- 我信赖他。
- 我信任他。

Ona sordum.

我問過他。

Ona yazdım.

我要他寫。

Ona alışacaksın.

你会习惯的。

Babası ona ona her şeyi anlattırdı.

她的父親要她告訴他一切。

- Ona inanman aptallıktır.
- Ona inanman aptallık.

你相信他真是太愚蠢了。

- Biz ona yardım edemeyiz.
- Ona yardım edemeyiz.

我们帮不了他。

Ben ona ulaşamam.

我搆不到它。

Ona dikkat etmelisin.

你必须注意他。

Ona gerçeği söylemelisin.

- 您该告诉他真相。
- 你该告诉他真相。

Ona teşekkür etmelisin.

你应该感谢他。

Ona niçin kızgınsın?

你为什么跟他生气?

Ona bir bakayım.

讓我看看。

Ona uğraşmak anlamsız.

这种尝试很荒谬。

Ödül ona verilmeyecek.

奖项是不会授给她的。

Ona süreci açıkladım.

我向他解釋了這個過程。

Doğrudan ona sordum.

我直接地問了他。

Kulüpte ona rastladım.

我在俱樂部見到他。

Ona bulaşıkları yıkattım.

我让她洗了碗。

Ona arabayı verdi.

她给了他车。

Ona nazik davranın.

对她好点。

Ona gücüm yetmez.

我买不起那个。

Ona yardım etmeliyim.

我必須幫助她。

Ona kilisede rastladım.

我在教會認識她的。

Yakında ona alışacaksın.

你很快就會習慣的。

Ona bakmaya dayanamadım.

我无法忍受看着她。

Ona yardım edebildim.

我能帮助她。

Mektubu ona uzattım.

我悄悄把信给了他。

Ona tahammül edemiyorum.

我受不了他。

Meseleyi ona açıkladım.

我把事情说明给他了。

Ben ona inanamıyorum!

我没法相信!

Elmayı ona verdik.

我们给他一个苹果。

Başarımı ona borçluyum.

我把我的成功歸功於他。

Ona parayı ödedim.

我付了他钱。

Ona sormayı unuttum.

- 我忘了問他。
- 我忘记问他了。

Ona uyuduğumu söyle.

跟她說我在睡覺。

Ona iyi davran.

對他好一點。

Kimse ona bakmıyor.

谁也没在看她。

Ona adını sor.

问他一下他的名字。

Ona cevap verme.

不回答这个问题吧。

Ona güveniyor musun?

你相信他吗?

Mektubu ona vereceğim.

我把信递给他。

Ona kelepçe takın.

把他铐上。

Ona baktığını gördüm.

我看见你在看她。

Ona kulak verme.

不理她。

Ona cihazı göstermeliydin.

你应该给他看看这装置。

Ona bakmaya katlanamadım.

我不能忍受就這樣看著它。

Ona artık katlanamıyorum.

我再也受不了了!

Ona yeri süpürttüm.

我让他扫地了。

Sadece ona inanamıyorum.

我真是不能相信。

Ona öyle deme.

不要这么叫他!

Ona çantamızı taşıttık.

我們讓他幫我們拿袋子。

Ona gelmesini söyledim.

我叫他来的。

Ona çiti boyattım.

我讓他油漆了這個柵欄。

Ona evi boyattım.

我讓他刷房子。

Ona bavulu taşıttım.

我要他提行李箱。

Başta ona inanmadım.

起初我不相信他。

Ona ihtiyacım yok.

我不需要。

Onu ona açıklayacağım.

我会跟她解释的。

Ben ona âşığım.

我愛上她了。

Ona hayatımı borçluyum.

他是我的救命恩人。

Ona âşık oldum.

我爱上了她。

Ona yiyecek sağladım.

- 我提供了他食物。
- 我為他提供了食物。

Ona yardımda bulunmalısın.

你應該幫助他。

Ona inanıyor musun?

你相信他嗎?

Ona güveniyor musunuz?

你相信她嗎?

Tom ona söyledi.

汤姆告诉了她。

Ona ihtiyacın olmayacak.

你不會需要它。

Ona güvenebilir miyiz?

我们可以相信她吗?

Ona ne söyleriz?

我们告诉他什么?

Uğradığını ona söyleyeceğim.

我会告诉她,你来了。

Ona yardım edeceğim.

我会帮他。

Onlar ona gülümsedi.

他们向她微笑。

İstasyonda ona çarptım.

我在車站碰到他。

Ben ona aşinayım.

对他熟悉

Ona konuşma öğretilmedi.

它没有教她说话。

Ona ne oldu?

他發生了什麼事?

Hadi, dokun ona.

来吧,摸一下。

Ben ona inanamıyorum.

我不能相信。

Kitabı ona ver.

把这本书给她。

Ona telefon ettim.

我打电话给他。

Ona odamı süpürttüm.

我讓她打掃了我的房間。