Translation of "Arkadaşlar" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Arkadaşlar" in a sentence and their japanese translations:

Arkadaşlar,

男性の皆さん

- Teşekkür ederim arkadaşlar.
- Teşekkürler arkadaşlar.

仲間たちよ、どうもありがとう。

Sevgili arkadaşlar,

友よ

Arkdaşlar, arkadaşlar.

皆さん—

En iyi arkadaşlar.

2人は親友同士です

Orada arkadaşlar edindim.

僕は そこで 友達をつくりました

Pekala arkadaşlar, merhaba.

皆さん こんにちは

Arkadaşlar, büyüme zamanı.

成長しようぜ みんな

Ne yapıyorsunuz arkadaşlar?

- 君たちは何をしてるのかな?
- お前たちは何をやってるんだ?

Güvenebileceğin arkadaşlar seç.

あなたにとって頼りになるような友達を選びなさい。

Eski arkadaşlar bana uğradı.

旧友が訪ねてきた。

Siz arkadaşlar iyi misiniz?

みんな、大丈夫?

Sanırım iyi arkadaşlar olabiliriz.

いい友達になれそうですね。

Siz arkadaşlar nerede yaşıyorsunuz?

- どこに住んでいますか。
- どちらにお住まいですか。

Yabancılarla arkadaşlar edinmek ilginçtir.

外国人と友達になることは面白いです。

Bugün arkadaşlar, yarın düşmanlar.

今日の友は、明日の敵である。

Para arkadaşlar satın alamaz.

お金なんかじゃ友達は買えやしないよ。

Yeni arkadaşlar edinmek istiyorum.

- 新しい友達を作りたい。
- 新しい友達が欲しい。

Yeni arkadaşlar edinmek istedim.

- 新しい友達が欲しかった。
- 新しい友達を作りたかった。

Harika arkadaşlar olabileceğimizi düşünüyorum.

私たちは親友になれるかもしれないと思います。

Mike ve Ken arkadaşlar.

マイクとケンは友達です。

Tüm çalışanlar, arkadaşlar ve aileler,

サポートスタッフ、友人、家族―

Eski arkadaşlar resepsiyona davet edildi.

旧友がレセプションに招かれた。

Eski arkadaşlar gibi birlikte konuştular.

二人は昔からの友達の様に話し合いました。

Tom ve Mary harika arkadaşlar.

トムとメアリーは大の仲良しです。

Hiç yeni arkadaşlar edindin mi?

新しい友達はできた?

Yeni arkadaşlar edinmek istediğini söyledin.

君は、新しい友達を作りたいって言ってたね。

Arkadaşlar edinmede çok hızlı değil.

あの人は友達をつくることがあまり速くない。

Birçok arkadaşlar onu yolcu ettiler.

多くの友人が彼を見送った。

İyi arkadaşlar seçmek bizim için önemli.

よい友を選ぶことは大切だ。

- Hazır mısınız?
- Siz arkadaşlar hazır mısınız?

みんな、準備できてる?

Boston'a taşındığımızda yeni arkadaşlar edineceğimi umuyordum.

ボストンに引っ越した時、新しい友達ができると思っていた。

- Sakin olun arkadaşlar.
- Sakin olun beyler.

まあ落ち着けよお前ら。

Mary ve ben iyi arkadaşlar olduk.

メアリーと私は仲良しになりました。

Çeşitli farklarına rağmen Joan ve Ann arkadaşlar.

- 違いがいろいろあるにも関わらず、ジョーンとアンは友達同士でいる。
- 違いは多々あるが、ジョーンとアンは仲良しだ。

Genç arkadaşlar bütün gece konuşarak ayakta kaldılar.

10代の友だち同士が徹夜でおしゃべりした。

Kitaplar ve arkadaşlar az ama iyi olmalıdır.

- 本と友は数が少なく質が良くなければいけない。
- 書物と友人は数が少なくよいものをもつべきだ。

Onun kızı ve benim oğlum iyi arkadaşlar.

彼の娘と僕の息子は仲良しだ。

Ben üniversiteye girdiğimden beri birçok arkadaşlar edindim.

大学に入って友達がたくさんできた。

O çocuk oynamak için bazı arkadaşlar istiyor.

その子は遊び友達を欲しがっている。

Tom ve Mary'nin iyi arkadaşlar olduğunu biliyorum.

トムとメアリーが前は仲の良い友達だったのは知ってるよ。

Hey, siz arkadaşlar pizza ısmarlamak istiyor musunuz?

- おい、おまえらピザ頼みたい?
- ねえ、あんたたち、ピザ注文したい?

Mary ve ben yıllarca yakın arkadaşlar olmayı sürdürdük.

メアリーと私は、何年も強く結ばれた親友でいた。

- Mike ve Ken arkadaştırlar.
- Mike ve Ken arkadaşlar.

マイクとケンは友達です。

- "Tom ve Mary çıkıyorlar mı?" "Hayır, onlar sadece iyi arkadaşlar."
- "Tom ve Mary çıkıyorlar mı?" " Hayır, sadece iyi arkadaşlar."

「ねえねえ、トムとメアリーって付き合ってるの?」「いや、あの二人はただ仲いいだけだよ」

Ai ve Mariko yakın arkadaşlar. Her yere beraber giderler.

愛と真理子はとても仲が良く、どこにでもいっしょに行く。

Arkadaşlar birbirlerine yardım ederler. Sadece neyin yanlış olduğunu bana bildirin.

困っているときはお互い様だろ。何があったか言ってみろよ。

Lannes hiçbir zaman bir iyiliği unutmadı - o ve Victor sağlam arkadaşlar kaldı.

ランヌは決して恩恵を忘れませんでした–彼とビクターはしっかりした友達であり続けました。

Kitabı o kadar çok beğendim ki arkadaşlar için on tane sipariş verdim.

私はその本がとても好きだったので友人のために10冊注文した。

Onların neden böyle iyi arkadaşlar olduklarını anlayamıyorum. Onların ortak çok az şeyi var.

彼らがなぜそんなに仲が良いのか僕には分からない。彼らには共通点がほとんど無いのだから。