Translation of "Tedavi" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Tedavi" in a sentence and their japanese translations:

tedavi ölümcül olabilir.

治療が致命的なものに なりかねません

Tedavi alsan bile,

更に治療を受けても

O tedavi oluyor.

彼は目下療養中だ。

Hastanede tedavi alıyorum.

私は、病院で治療を受けている。

- Tedavi için hastanede kalmalısın.
- Tedavi için hastanede kalmak zorundasın.
- Tedavi için hastanede kalman gerek.

- 入院治療が必要です。
- 治療のためにも入院した方がいいですね。

Burası bizim tedavi odamız.

さて これが私たちの治療室です

O tamamen tedavi edilemez.

完全には治りません。

Ne tür tedavi alacağım?

どんな治療法を受けることになりますか。

Bu hastalık tedavi edilemez.

その病気は治らないんだ。

Bir tedavi var mı?

治療法はあるんですか?

Ben hastanede tedavi ediliyorum.

私は、病院で治療を受けている。

- Onun kırık bacağını tedavi etti.
- O, kırık bacağını tedavi etti.

- 彼女は彼の骨折した足の治療をした。
- 彼女は彼の足の骨折を治療した。

- Soğuk algınlığımı bu ilaçla tedavi ettim.
- Nezlemi bu ilaçla tedavi ettim.

私はこの薬で風邪を治しました。

Kendi kendilerini tedavi etmeye çalışıyorlardı.

しばしば 抗うつ剤の服用に到りますが

Size geçici bir tedavi vereceğim.

とりあえず応急処置をしておきます。

Doktor onun hastalığını tedavi etti.

- 医者は彼の病気を治した。
- その医者は彼の病気を治した。

Doktor oğlunun hastalığını tedavi edebilir.

医者は君の息子さんの病気を治せるよ。

Doktor onu yarasını tedavi etti.

医師は彼女のけがを治療した。

Tıp onun hastalığını tedavi etti.

薬が彼の病気を治した。

Daha iyi tedavi hakkına sahiptir.

彼はもっとよい待遇を受ける権利がある。

O benim hastalğımı tedavi etti.

彼は私の病気を治した。

Dr. Bell hastayı tedavi etti.

ベル先生は患者を治療した。

Tedavi edilemez bir hastalığı var.

彼は不治の病にかかっている。

Onun kırık bacağını tedavi etti.

- 彼女は彼の骨折した足の治療をした。
- 彼女は彼の足の骨折を治療した。

Bazı kanser türlerini tedavi edebiliriz.

がんにも治療可能なものがある。

İşbirliği sayesinde tedavi bulduğumuz bir hayat.

協力して完治を開発できるような暮らしです

- Ben sizi tedavi edeceğim.
- Size ısmarlayacağım.

- 君におごってやるよ。
- おごるよ。

Doktor kanseriyle ilgili onu tedavi etti.

医者は彼の癌を治療した。

Hiçbir ilaç bu hastalığı tedavi edemez.

どんな薬もこの病気を治療することはできない。

Spor onun aşağılık kompleksini tedavi etti.

彼はスポーツのおかげで劣等感が直った。

Zamanında teşhis konulursa kanser tedavi edilebilir.

発見が間に合えば、ガンは治療できる。

Bu doktor onun kanserini tedavi edebilir.

あの医者は彼のがんを治してくれるかもしれない。

O, tedavi edilemez bir hastalığa yakalandı.

彼は不治の病にかかってしまった。

Tom'un tedavi edilemez bir hastalığı var.

トムは不治の病にかかっている。

Bu ilaç soğuk algınlığını tedavi edecek.

この薬を飲めば風邪は治るよ。

Antidepresan ve psikoterapi gibi tedavi yöntemlerinin uygulandığı

うつ評価点には

Çünkü tedavi edilmek, iyileşmenin bittiği anlamına gelmez.

なぜなら 良くなったら 回復の過程は終わりではなく

Zeki doktor başbakanın hastalığını tedavi etmeyi başardı.

その腕利きの医者は総理大臣の病気を治すことができた。

Adam bu tür yarayı tedavi etmeye alışkındı.

その男はこの種の傷の手当に慣れていた。

O tıbbi tedavi sayesinde daha iyi hissediyor.

その治療のおかげで彼女の病気が大変よくなりました。

O hasta ve bu sıfatla tedavi edilmeli.

彼は病気なので、そのように扱うべきである。

Onu kötü alışkanlığı ile ilgili tedavi edeceğim.

彼の悪い癖を直してやろう。

Bu ilaç senin karın ağrını tedavi edecek.

この薬を飲めば腹痛は治まりますよ。

İyi bir ter soğuk algınlığını tedavi eder.

十分汗をかけば風邪も治る。

- Doktor, beni tedavi et.
- İyileştir beni doktor.

先生、俺を診てくれ。

Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.

これは別に扱わなくてはならないほど重要だ。

Bu ilaç senin mide ağrını tedavi edecektir.

この薬を飲めば腹痛は治まりますよ。

Bu ilaç senin cilt rahatsızlığını tedavi edecek.

この薬を飲めばあなたの皮膚病は治るでしょう。

Neyse ki tedavi zararlı yerine sadece etkisizdi.

運の良いことに、その治療法に害はなく、効果が無いだけだった。

- Tamamen tedavi edileceğini umuyorum.
- Umarım tamamen iyileşirsin.

- 病気が全快なさるように。
- 御病気が全快なされるように。

Birçok kişi akupunkturun hastalıkları tedavi edebildiğine inanıyor.

鍼治療は病気を治すことができると多くの人が信じています。

Hip-hop bir kanser mi, yoksa tedavi mi?

ヒップホップは社会悪か それとも治療薬でしょうか?

Acilde tedavi olduktan sonra, Richard Fitzpatrick iyileştiğini düşünmüştü

救急の医療処置で 彼は完治したと思いました

Onu bir daha yakalayamayız, bunu tedavi ettirmem gerek.

もう嫌だから治療しないと

M.Ö. 400'de, tedavi yapılan tapınaklar inşa edildi

紀元前400年 治癒のための寺院が建てられ

Cerrahi yöntemle alınamaz veya tedavi edilemez hale gelmesidir.

治療も出来ずに 亡くなるのです

Onun hastalığını tedavi edebilecek herhangi bir doktor yoktu.

どんな医者も彼女の病気を治せなかった。

Tavuk çorbasının soğuk algınlığını tedavi edeceği doğru mu?

チキンスープがかぜを治すというのは本当ですか。

O, hayatını Hindistan'daki hastaları tedavi etmeye adamak istiyor.

彼は自らの生涯をインドでの病人の治療に捧げるつもりだ。

Bob bazı kızların önünde tedavi edildiği için utandı.

女の子の前でからかわれて、ボブは恥ずかしかった。

Bu yeni tedavi, birinci ya da üçüncü dünya ülkelerinde

先進国においても 発展途上国においても

Geleneksel tıpta baş ağrısından kansere her şeyi tedavi eden,

伝統医学では 魔法の万能薬です

Biz hâlâ kanser için etkili bir tedavi keşfetmek zorundayız.

癌の効果的な治療法はまだ発見されていない。

- Böyle tedavi edilmeye itirazım var.
- Böyle davranılmaya itirazım var.

- 私はそのように扱われることに反対する。
- 私はあのように扱われるのはいやだ。
- そのような扱いを受けるのは嫌です。

O bir yabancı idi ve bu şekilde tedavi edildi.

彼女は外国人だったので外国人として扱われた。

Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir.

この病気を治すことは今のところ医学的に不可能だ。

Verilen büyük bilimsel çabalara rağmen kesin bir tedavi yöntemi bulamadık.

科学者たちの膨大な努力にも関わらず 未だ 決定的な治療法は見つかっていません

Herkes akıl sağlığı durumlarını tedavi etmek için ilaç almak istemeyebilir.

誰もがメンタルヘルスの治療に 薬を飲みたいとは限りません

Bir bilim adamının yakında AIDS için bir tedavi keşfedeceğini umuyorum.

誰か科学者がエイズの治療法を発見してくれることを望みます。

Onun aldığı ilaç onun acı çektiği kötü öksürüğünü tedavi etti.

彼女はその薬を飲んで、前からのひどい咳がおさまった。

Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.

医師らは彼を治療するためにあらゆる手段を尽くした。

öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.

宮廷からその ような 疑いで 扱わ れ、バイエルンの妻の家族の邸宅に向かった。

Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.

凍死しそうな乞食が手当てのため、病院に運び込まれた。だが、その乞食は治療費を清算するような金は一文も、もってなかった。

Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.

新しい調査では、65歳以上の病院患者の診察記録には誤りが多く、重大な診察ミスにつながりかねない、ということです。