Translation of "Sonuç" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Sonuç" in a sentence and their japanese translations:

Sonuç?

結果はどうなったか?

Çabalar sonuç getirmedi.

その努力は何の結果ももたらさなかった。

Sonuç hakkında sinirlendi.

彼はその結果がどうなるか心配していた。

Sonuç hakkında endişeliyim.

私はその結果を心配している。

Sonuç ne mi oldu?

その結果は—

Bayesçi sonuç çıkarımı deniyor.

ベイズ推定です

Sonuç olarak da batırırız.

その結果 失敗してしまうのです

Sonuç da hüsran olur.

しかし結果的には 失敗してしまうのです

Bu muhteşem bir sonuç.

素晴らしい結果です

Sonuç benim hipotezimi doğruladı.

その結論によって私の仮説が正しいと立証された。

Sonuç onu tatmin edecek.

その結果は彼を満足させるだろう。

Sonuç beklentilerimizden az geldi.

- その結果は私たちの期待に反した。
- その結果は私たちの期待には及ばなかった。
- その結果は我々の期待に添えなかった。

Sonuç görülmek için kalır.

その結果はまだ調べられていないままだ。

Sonuç olarak işini kaybetti.

その結果、彼女は、職を失うこととなった。

Çabalarım hiç sonuç vermedi.

- 努力したが何の成果も得られなかった。
- 僕の努力は何の成果ももたらさなかった。

Hemen sonuç beklemeyeceğinizi umuyorum.

- 長い目で見て下さい。
- 即効性は期待しないで下さい。

Çabalarımızdan hiçbir sonuç çıkmadı.

私たちの努力は水泡に帰した。

O, sonuç hakkında endişelidir.

彼はその結果を心配している。

Sonuç olarak o gelmedi.

とうとう彼女は来なかった。

Sonuç onun beklentilerine aykırıydı.

結果は彼の予想とは正反対だった。

Ondan ne sonuç çıkarıyorsunuz?

あなたはそれからどんな結論を下しますか。

O sonuç hakkında karamsar.

彼はその結果に気落ちしている。

Sonuç gerçekten iyi olmayacak.

結果はまずまずといったところだ。

Sonuç olarak burada bahsettiğimiz mutluluk

これは私たち皆が 心の奥底で

çok daha verimli sonuç alırdık.

ナショナリズムを相手にして 分裂するようなケンカをする代わりに

Ama sonuç olarak tekrar yapmadık.

でもそれ以降はやっていませんから

Sonuç bu gerçekler temelinde kuruldu.

その結論はこれらの事実を基にしてだされた。

Sonuç tatmin edici olmaktan uzaktı.

その結果は全く満足のいくものではなかった。

Sonuç asla tatmin edici değildi.

その結果はとても満足できるものではなかった。

Sonuç ne iyi ne kötü.

結果は可もなく不可もなしと言ったところです。

Geldiğimiz en iyi sonuç bu mu?

これが最善策だというのでしょうか?

Ama sonuç olarak algoritma bir araçtır.

そこにアルゴリズムも 利用するのです

Sonuç ne olursa olsun planımı uygulayacağım.

どんな結果のなろうとも、私は計画を実行します。

Sonuç sağlam bir temel üzerine oturmaktadır.

その結論はしっかりした根拠に基づいている。

O sonuç raporunun üzerinde ellerini ovuyor.

その結果の報道に満足して彼は手をもんでうれしがっていた。

O sonuç nedeniyle hayal kırıklığına uğramıştı.

彼女はその結果に失望しました。

Sebep ve sonuç birbirlerine tepki yaparlar.

原因と結果はお互い作用し合う。

Bu sonuç hakkında her şeyi unutalım.

結論を白紙にもどそう。

Sonuç halka açılır açılmaz size bildiririm.

結果が公表され次第お知らせします。

Bu sonuç arzulanan çok şey bırakır.

この結果には遺憾な点が多い。

En azından kendi deneyimlerimden çıkardığım sonuç,

私の経験からも 言えることですが

Ben sonuç konusunda hayal kırıklığına uğradım.

- 私はその結果にがっかりした。
- その結果にがっかりした。

Ne kadar uğraşırsan uğraş, sonuç aynı olacak.

どんなに骨を折ってやっても、結果は同じでしょう。

Sonuç olarak, o büyük bir tüccar oldu.

その結果として、彼は偉大な商人になった。

Sonuç olarak yağışlı günlerde içeride top oynarız.

結果、雨の日は部屋の中でボール遊びをしています。

Sonuç kamuya açıklanır açıklanmaz, onu sana söyledim.

結果が公表され次第、私は君にそれを知らせた。

Sonuç olarak sihirli mantar depresyonu ortadan kaldırabilir mi?

さて マジックマッシュルームは うつ病という檻を開けるか?

Ve korelasyonla neden sonuç ilişkisini ayırt etmek için.

相関と因果関係を見分けられるのです

Sonuç olarak, daha fazla kadın eşit işi alıyor.

その結果、同一労働に対し同一賃金を得ている女性が増えつつある。

O gelse de gelmese de sonuç aynı olacak.

彼が来ようが来まいが結果は同じだろう。

- Beklenenin tersine sen haklıydın.
- Sonuç olarak sen haklıydın.

結局は君が正しかった。

- Sonuçtan endişe ediyorum.
- Sonuç ile alakalı kaygı duyuyorum.

私は結果を案じている。

- Çabanız mutlaka sonuç verecek.
- Çabanız mutlaka meyvesini verecek.

努力は必ず実を結ぶでしょう。

Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.

何らかの数字をゼロで割り算すると未定義の解になる。

İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.

仕上がりをよくするためにはペンキを2回塗りなさい。

Belki bu iş sonuç olarak tatmin edici olmayacaktı.

充実感を得られなかった かもしれません

Sonuç olarak da Çin'in WeChat ve Weibo gibi ürünleri,

結果的に WeChatやWeiboのような 中国の素晴らしい発明品は

Her şeyi dikkate alacak olursak, sonuç umduğumdan daha iyi.

あらゆる事を考慮に入れれば、結果は私の期待以上だ。

Bu denklemi kullanarak elektrik alanını hesaplarsan sonuç aşağıdaki gibi çıkar.

この式によって電場を計算してやると、結果は次のようになる。

Sonuç olarak, bu iş benim için gerçekten tatmin edici olmazdı.

そして結局 あまり充実感を 感じられないのでは と

Sonuç olarak, daha fazla kadın eşit işe eşit ücret alıyor.

その結果、同一労働に対し同一賃金を得ている女性が増えつつある。

Ve sonuç olarak tek başımıza o içerikten zevk almamız oldukça kolaylaştı.

結果として娯楽は 一人で楽しむ方が 楽になりました

Eğer o masumsa bundan şu sonuç çıkar ki onun karısı suçlu.

- 彼が無実なら、当然彼の妻が有罪ということになる。
- もし彼が潔白なら、罪を犯したのは彼の妻ということになる。

Eğer senin cevabın doğruysa bundan da şu sonuç çıkar ki benim ki yanlış.

君の答えが正しければ、私の答えは間違っていることになる。

Takeo'nun sınavı geçtiğini ve Kunio'nun da başarısız olduğunu düşünüyordum ama sonuç tam aksine çıktı.

武雄は受かり、邦夫は受からないと思っていたが、結果は逆だった。

Bu önerinin ne tür bir sorun başlatacağını tahmin etmek mümkün değil. Sonuç kesinlikle görecek bir şey olacak.

鬼が出るか蛇が出るか。この提案書の結果が見物だね。

Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi Mesleği bırakan öğretmenler geri döndüklerinden dolayı tahmin edilen bir öğretmen açığının sonuç vermeyeceğini söylüyor.

全国教育情報センターによれば、退職した教員が復職しているおかげで、予測された教員不足は起こらないだろう、ということです。

Bir çalışma ile ulaşılan sonuç "ayaklarının pis koktuğunu düşünen insanların kötü kokan ayakları vardır; ayaklarının kötü kokmadığını düşünen insanların yoktur."

「自分の足が臭いと思っている人の足は臭く、思っていない人のは臭くない」という研究結果がある。