Translation of "Edecek" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Edecek" in a sentence and their arabic translations:

Mücadelemiz devam edecek,

سيستمرّ نضالنا،

Adanmışlığımız devam edecek.

وسيستمرّ التزامنا.

Bu yüzden devam edecek.

ولهذا سوف تستمر.

Komşularınız size teşekkür edecek.

سيشكركم جيرانكم.

edecek olan köyülere verir.

خلال أشهر ما بعد الحصاد للخدمة العسكرية

Birçok zorluklarla mücadele edecek.

ستواجهك كثير من الصعوبات.

Kim onu teselli edecek?

من سيواسيها؟

O, Tom'u takip edecek.

هو يتعقب توم

Onlara yardım edecek misin?

أستساعدهم؟

Soruşturma aylarca devam edecek.

سيتواصل التّحقيق لأشهر.

Tom, Mary'yi dava edecek.

سيقاضي توم ماري.

İlişkiler kurmayı vaat edecek misiniz?

هل ستلتزم ببناء العلاقات؟

''Beni sevmeye devam edecek mi?''

"هل سيستمر في حبي؟"

Sizi hayatınız boyunca takip edecek.

سيلاحقك لبقية حياتك.

Pek yine yayınlanmamaya devam edecek

لن يستمر النشر مرة أخرى

Salınım artış göstermeye devam edecek.

ستستمرُ معدلات الانبعاث في الإرتفاع.

Tom odamı temizlememe yardım edecek.

سيساعدني توم في تنظيف غرفتي

- Bana yardım eder misin?
- Bana yardım edecek misin?
- Bana yardım edecek misiniz?

هل ستساعدني؟

İşler ilginç hâle gelmeye devam edecek.

تستمر الأمور في التطور بغرابة.

İki dal bu dönüşüme rehberlik edecek.

هناك جبهتان ستوجهان هذا التحول.

ışık deriye nufüz edecek kadar güçlü.

وسترون مدى قوة الضوء في اختراق الجلد.

Onu kabul edecek bir konumda değilim.

أنا لستُ في وضع يسمح بأن أقبلها.

Bana yardım edecek birisini bulmam gerekiyor.

علي أن أجد أحدا لمساعدتي.

Tren on dakika içinde hareket edecek.

- سينطلق القطار خلال عشر دقائق.
- القطار سينطلق في غضون عشر دقائق.

Bir şehri yok edecek kadar büyüktür

كبيرة بما يكفي لتدمير المدينة

Bu Sonbaharda Çin'i ziyaret edecek misin?

هل تعتزم زيارة الصين هذا الخريف؟

Ve gelecekte daha da çoğu göç edecek.

كما سيقوم الكثير بفعله بالمستقبل،

Politik spektrum boyunca insanların aklına yer edecek.

فإنها ستصل إلى أذهان الناس عبر الطيف السياسي.

Fransa cumhurbaşkanı gelecek ay Japonyayı ziyaret edecek.

سيزور الرئيس الفرنسي اليابان الشهر المقبل.

Onun duygusu, onun ruhu ona çok hitap edecek.

ومن وجهة نظرها، فإن روحها ستستأنفه أيضاً.

öyle ki bu kelime hafızanızda kalmaya devam edecek.

ويقومون بها بحيث تعلق تلك الكلمة برؤوسكم،

Ancak bununla bitmeyecek, daha kötüye gitmeye devam edecek.

لكنه لن يتوقف عند هذا الحد، بل سيزداد سوءًا.

Fakat herkesin ülkeyi terk edecek maddi durumu yok.

ولكن لا يستطيع الجميع تحمل تكاليف مغادرة البلاد،

Katkı sağlamaya devam edecek yeni nesil uygulamalar geliştireceğiz.

والتي ستواصل المساهمة في الوصول إلى التنمية المستدامة.

Zaman geçtikce büyümekte olan yönetimi güçlendirmeye yardım edecek

وأنشأ المؤسسات والبيروقراطية اللازمة التي يمكن أن تدعم حكمًا فعالاً

- Bana kim yardım edecek?
- Kim bana yardımcı olabilir?

من سيساعدني؟

Er ya da geç, o, Jamal'a ihanet edecek.

هي ستخدع جمال عاجلا أم آجلا.

Herkesin yiyeceğe ve temiz suya ulaşabileceğini temin edecek fırsatlar...

لضمان أن كل شخص لديه حق الوصول إلى الغذاء والماء النظيف.

Sonra onlar vakfı yönetecek, okulu destekleyecek ve proje devam edecek

لكي يستمرّوا بإدارتها فيما بعد، ويستمرّوا بدعم المدرسة،

Yerle bir edecek, özgüvenini de tavan yaptıracak alıştırma olacak.''dedi.

وسيكون التمرين الذي يجعل ثقتك في نفسك في أوجها."

Bu şekilde hikâyeler hep hayatta kaldı ve hayatta kalmaya da devam edecek.

هكذا استمرت القصة بالبقاء وهكذا ستستمر.

Ateşkes anlaşmasını tam olarak destekleyen kapsamlı bir ulusal uzlaşma sürecine öncülük edecek

شاملة تدعم اتفاق وقف اطلاق النار بالكامل. وتعيد لملمة

Servetini genişletmesine yardım edecek , ancak beş yıl sonra onu bir sürpriz bekliyordu.

توسيع ثروته لكن مفاجأةً كانت بانتظارها بعد خمسة اعوام

Ben açım; bu yüzden beni akşam yemeğine kadar idare edecek bir aperitif hazırlayacağım.

إني جائع لذا سأذهب لآكل شيئا يصبّرني حتى الغداء.

Ve bir deve örümceği, endamlı olduğu kadar ölümcül de olan bir kartalı alt edecek mi?

‫وهل يمكن لعنكبوت معتزلة‬ ‫أن تتفوق على نسر رشيق ومميت؟‬

Hillary Clinton hakkında, o daha kocasını tatmin edemiyor. Koskoca Amerika'yı nasıl tatmin edecek dediğini unutmadık

حول هيلاري كلينتون ، لا يمكنها حتى الآن إرضاء زوجها. لم ننسى كيف قال أنه سيرضي أمريكا كلها

Kalmıştır Yeni hükümet tüm bu sorunları çözmeyi başaracak mı yoksa Libya'da çatışma devam edecek mi?

كل تلك المشاكل ام ان الصراع سيبقى مستمراً في ليبيا

- Ruhun geldiğini ve kaldığını gördüğün adam Kutsal Ruhla vaftiz edecek olandır.
- Ruhun kimin üzerine inip durduğunu görürsen, Kutsal Ruh'la vaftiz eden odur.

الذي ترى الروح نازلا ومستقرا عليه فهذا هو الذي يعمد بالروح القدس.

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.

إن إرادة الشعب هي مصدر سلطة الحكومة، ويعبر عن هذه الإرادة بانتخابات نزيهة دورية تجري على أساس الاقتراع السري وعلى قدم المساواة بين الجميع، او حسب أي إجراء مماثل يضمن حرية التصويت.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

لكل شخص الحق في مستوى من المعيشة كاف للمحافظة على الصحة والرفاهية له ولأسرته، ويتضمن ذلك التغذية والملبس والمسكن والعناية الطبية وكذلك الخدمات الاجتماعية اللازمة، وله الحق في تأمين معيشته في حالات البطالة والمرض والعجز والترمل والشيخوخة وغير ذلك من فقدان وسائل العيش نتيجة لظروف خارجة عن إرادته.