Translation of "Söylüyorsun" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Söylüyorsun" in a sentence and their japanese translations:

Yalan söylüyorsun.

嘘をついているね。

- Bunu neden söylüyorsun?
- Neden böyle söylüyorsun?

- なぜそんな事を言うの。
- なぜそうおっしゃるのですか。
- なんでそんなこと言うの?
- なんでそんなこと言うんだよ?

Neden yalan söylüyorsun?

どうしてあなたは嘘をつくの?

- Doğru söylüyorsun.
- Haklısın.

おっしゃる通りです。

Gitmememi mi söylüyorsun?

行かないっていうこと?

Bana yalan söylüyorsun.

お前は二枚舌を使っている。

Öyle söylüyorsan, yalan söylüyorsun.

そんなことを言えば、うそをついていることになりますよ。

Her zaman şarkı söylüyorsun.

- お前はいつも歌ってる。
- あんたってさ、いつも歌ってるね。

Yalancı olduğumu mu söylüyorsun?

私が嘘つきだって言ってるわけ?

Gitmek istemediğini mi söylüyorsun?

自分は行きたくないってこと?

Onu bana neden söylüyorsun?

なんでそれを私に言うの?

- Doğru söylüyorsun.
- Haklısın.
- Haklısınız.

- あなたは正しい。
- おっしゃる通りです。

Yalan söylüyorsun, değil mi?

- 嘘をついているね。
- 嘘ついてるでしょ。

Bana gidemeyeceğimi mi söylüyorsun?

私は行くことができないということをおっしゃっているんですか?

Bana durmamı mı söylüyorsun?

止まれとおっしゃっているんですか?

Bunu sevmediğini mi söylüyorsun?

これが気に入らないってこと?

Ne cüretle bunu söylüyorsun?

君はよくそんなことが言えるね。

Hatalı olduğumu mu söylüyorsun?

私が間違ってたって言うの?

Kötü koktuğumu mu söylüyorsun?

- 私が臭いってこと?
- 私が臭うってこと?

Tom'u öldürdüğümü mü söylüyorsun?

俺がトムを殺したって言うのか?

Bana unuttuğunu mu söylüyorsun?

忘れたって言うの?

Güzelliğini kasten sakladığını mı söylüyorsun?

自分のかっこ良さをわざと隠すということ?

Güzel görünüşünü kasten gizlediğini söylüyorsun.

自分のかっこ良さをわざと隠すということ?

Tom'un haklı olduğunu mu söylüyorsun?

トムは正しかったと言ってるの?

Onu yapabileceğimi düşünmediğini mi söylüyorsun?

私ができないと思ってるって言うの?

Mizah duygumun olmadığını mı söylüyorsun?

私にはユーモアのセンスがないって言うの?

Burada olmamam gerektiğini mi söylüyorsun?

私はここにいない方がいいってこと?

Bana Tom'u öldürmemi mi söylüyorsun?

トムを殺せって言うのか?

Tom yalancı olduğunu mu söylüyorsun?

トムは嘘つきだってこと?

Bana Tom'un bilmediğini mi söylüyorsun?

トムは知らないってこと?

Bana Fransızca anlayamadığını mı söylüyorsun?

フランス語が分からないってこと?

Tom'la Boston'a gitmememi mi söylüyorsun?

トムと一緒にボストンには行かないってこと?

Ve bir müdür görmek istediğini söylüyorsun.

責任者に会わせろと言うんだ」

Tom'un partisine gitmek istemediğini mi söylüyorsun?

トムのパーティーには行きたくないってこと?

Onun burada güvende olmadığını mı söylüyorsun?

ここは安全じゃないと言ってるわけ?

Hâlâ bir şans olduğunu mu söylüyorsun?

まだチャンスがあるってこと?

- Bana yalan söylüyorsun.
- Bana yalan söylüyorsunuz.

お前、嘘ついてんだろ。

Tom'un hiç Fransızca anlayamadığını mı söylüyorsun?

トムはフランス語が全然分からないってこと?

Bunun benim hatam olduğunu mu söylüyorsun?

- 私のせいってこと?
- 私のせいだって言うの?

Bana Boston'a hiç gitmediğini mi söylüyorsun?

ボストンには一度も行ったことがないっていうこと?

Sana inanmıyorum. Her zaman yalan söylüyorsun.

ぼくは君の言うことなんか信じないよ。君はいつもうそばかりついているじゃないか。

Bana hiç Fransızca okumadığını mı söylüyorsun?

フランス語は一度も勉強したことがないって言ってるの?

Tom'un sana yardım etmediğini mi söylüyorsun?

トムが手伝ってくれなかったってこと?

Artık bir öğretmen olmak istemediğini mi söylüyorsun?

二度と教師はやりたくないってこと?

Bana arabanı nereye park ettiğini hatırlamadığını mı söylüyorsun?

自分の車を止めたところが思い出せないってこと?

Bir şey söylüyorsun ve sonra tam tersini yapıyorsun.

あなたは、いうこととすることがまったく逆だ。

- Hayatım tehlikede mi diyorsun?
- Hayatımın tehlikede olduğunu mu söylüyorsun?

私の命が危ないと言ってるわけですか?

Benim onu iyi tanımam gerektiğini söylüyorsun ama ben onunla daha geçen hafta tanıştırıldım.

僕が彼をよく知っているはずだと君は言うが、実際は僕は先週彼に紹介されたばかりなのだ。

Sen hep yalan söylüyorsun, insanların seni ciddiye almamalarının sebebi bu. Sen hak ettiğini alırsın.

嘘ばっかりついてるから、皆に総すかんを食うんだ。自業自得だよ。

Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.

魚は骨があるから嫌いだなんて、そんなのは嫌いな理由にはならないよ。

Onu oldukça iyi tanımam gerektiğini söylüyorsun fakat işin aslına bakarsan onunla sadece geçen hafta tanıştırıldım.

僕が彼をよく知っているはずだと君は言うが、実際は僕は先週彼に紹介されたばかりなのだ。

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

人に嫌われるのが怖いって言うけどさ、君も苦手な人いるでしょ。数学的に言って、同じ数の人が君のこと苦手なんだよ。これは別に、嫌いな人をなくせば誰からも嫌われなくなるって言いたいんじゃなくて、単純に君に嫌いな人がいるように誰かに嫌われることがあっても仕方ないってこと。そこを諦めればもっと気楽に生きられるんじゃないかな。