Translation of "Plana" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Plana" in a sentence and their japanese translations:

- O plana karşı çıktı.
- Plana karşı çıktı.

彼はその計画に反対した。

Bob plana katılmadı.

ボブはその計画には関与しなかった。

Konferans plana göre sonuçlandı.

会議は計画どおりに運んだ。

Hepimiz yeni plana katılıyoruz.

我々全員がその新計画に賛成する。

Tom plana ilgi gösterdi.

トムはその計画に興味を示した。

Ben plana tamamen karşıyım.

その計画には絶対反対だ。

Plana karşı olduğunu açıkladı.

彼はその計画には反対であるということを明らかにした。

Ben plana oldukça karşıyım.

私はその計画に大反対だ。

Konferans plana göre gitti.

会議は計画どおりに運んだ。

Plana gülmekten kendimi alamadım.

私はその計画を笑わざるを得なかった。

İngiliz hükümeti plana karşı.

イギリス政府はその計画に反対です。

O, yeni plana karşı.

彼はその新しい計画に反対している。

Tom plana karşı çıkıyor.

トムさんは計画に反対です。

- Bu plana bir itirazın var mı?
- İtirazın var mı bu plana?
- Var mı itirazın bu plana?

この計画に異議はありますか。

Mevcut olanların hepsi plana karşıydı.

出席者は全員その計画に反対だった。

Tüm öğrenciler plana karşı değildir.

学生の全員が計画に反対しているわけではない。

O, orijinal plana bağlı kaldı.

彼は原案に固執した。

Plana devam etmeye karar verdi.

彼はその計画を続ける決心をした。

Komitenin çoğunluğu plana karşı idi.

大多数の委員はその案に反対した。

Plana aykırı bir görüşüm vardı.

私はその計画に対して反対の意見を持っていた。

ön plana çıkarıp üstesinden gelin.

目の前のテーブルの上に出して 対処しましょう

Her şey plana göre gitti.

すべて計画どおりに運んだ。

Yerinde olsam o plana karşı gelirdim.

もし私が君の立場なら、その計画に反対するだろう。

Köydeki çoğu insan plana itiraz etti.

その村のほとんどの人がその計画に反対した。

Plana karşı oy kullanman büyük cesaret.

その計画に反対の投票をするとは君も勇敢だね。

Oturanların yarısından fazlası plana karşı çıkıyor.

住民の半数以上はその計画に反対だ。

Bildiğim kadarıyla plana bir itirazım yok.

私に関する限り、その計画には反対ではありません。

Bu yol orijinal plana göre tamamlanmalı.

最初の計画ではこの道路はすでに完成しているはずだ。

- O, planla ilgilendi.
- Plana ilgi gösterdi.

彼はその計画に興味を示した。

Bütün üyelerin beşte dörtü plana karşıydı.

すべての会員のうち、5分の4はその計画に反対だった。

Ben, plana karşı taban tabana zıtım.

私はその案に絶対反対です。

Ortadan kaldırma konusunda daha ön plana çıkıyordu.

差別性について これまで以上に はっきり発言するようになりました

Yeni plana karşı çıkan başkaları var mı?

誰か新計画に反対していますか。

Kendi hesabıma, benim plana bir itirazım yok.

私としては、その計画に異存は全くない。

Oturanların yarısından daha fazlası plana karşı çıkıyor.

住民の半数以上はその計画に反対だ。

Bana gelince, plana aykırı hiçbir şeyim yok.

私に関して言えば、その計画に異存はありません。

Onlar sonuçta orijinal plana sadık kalmaya karar verdiler.

彼らは、結局最初の計画に固執することに決めた。

Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.

苦肉の策で企画したんですが、その本はよく売れました。

Ona karşı güçlü itirazlara rağmen onlar plana devam ettiler.

その計画は強い反対にもかかわらず続行された。

Dil ders kitapları sadece iyi insanları ön plana çıkarmaktadır.

言語の教科書には、善人ばかりが登場することが多い。

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

くすりにはよくない 冷たくする方法(ほうほう)を考えなきゃ

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

くすりにはよくない 冷たくする方法(ほうほう)を考えなきゃ