Translation of "Mavi" in Japanese

0.017 sec.

Examples of using "Mavi" in a sentence and their japanese translations:

Araba mavi.

車が青い。

Biri mavi.

一つは青。

- Onun mavi gözleri var.
- Mavi gözleri var.

- 彼女は青い目をしている。
- 彼女は目が青い。
- 彼は目が青い。

Bunlar mavi hayalet.

‎ブルーゴーストと呼ばれる ‎ホタルだ

Gökyüzü kadar mavi!

何と空が青いのでしょう。

O, mavi giyinmişti.

彼は青い服を着ていた。

Onun bisikleti mavi.

彼の自転車は青い。

Bu bina mavi.

この建物は青いです。

- Mavi gözlü kız, Jane'dir.
- Mavi gözleri olan kız Jane'dir.

青い目をした少女はジェーンです。

O, mavi elbiseleri sever.

- 彼女は青いドレスが好きだ。
- 彼女は青いワンピースが好きです。

O, mavi denize ulaştı.

彼は青い海に着いた。

Onun mavi gözleri var.

- 彼女は青い目をしている。
- 彼女は目が青い。

Bu mavi elbiseyi seviyorum.

私はこの青いドレスが好きだ。

O mavi butona dokunma.

あの青いボタンに触れてはいけない。

En sevdiğim renk mavi.

私が一番好きな色は青です。

Bulutlar mavi gökte yüzüyor.

青空に雲がぽっかりと浮かんでいた。

O mavi olanda benimdir.

あの青いのも私のです。

Şu kızın gözleri mavi.

あの少女の目は青い。

Mavi içinde çok çekicisin.

- あなたはブルーの服を着るととてもすてきだ。
- 青い服を着ると、すごく引き立つね。

Gök bugün mavi, bulutsuz.

今日は雲一つ無い青空だ。

Tom'un mavi gözleri var.

- トムは目が青い。
- トムは青い目をしている。
- トムの目は青い。

Maria'nın mavi gözleri var.

マリアは青い目をしています。

O mavi bir ev.

それは青い家。

Mavi bir pasta istiyorum.

青いケーキが欲しい。

Mavi kuş gökyüzünü sırtında taşır.

- 青い鳥はその背中に青空を背負って来る。
- 瑠璃鶇が空を背負っている。

Heriki kızın mavi gözleri var.

その娘達は2人とも青い目をしている。

Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.

その塔は青い空を背景にしてそびえ立っていた。

Mavi gömleği denemek için hevesliydi.

その子どもはその青いシャツを試着したがった。

O her nedense mavi görünüyor.

彼はなぜかふさいでいる。

O mavi bir ceket giymişti.

彼は青い上着を着ていた。

O, açık mavi kravat takmıştı.

彼はうすい青色のネクタイをしていた。

O, mavi bir ceket giyiyordu.

彼女は青い上着を着ていた。

O, mavi bir elbise giyiyor.

- 彼女は青い服を着ています。
- 彼女は青いドレスを着ている。

Sülfür mavi bir alevle yanar.

硫黄は青い炎を上げて燃える。

Mavi paltolu kız benim kızım.

- ブルーのコートを着ている女の子は私の娘です。
- 青い外套を着ている女の子は私の娘です。

Mavi benim en sevdiğim renk.

青は私が一番好きな色です。

Tom'un büyük mavi gözleri vardı.

トムは大きな青い瞳を持っていた。

Beni etkileyen şey mavi gökyüzüdür.

私の印象に残ったのはそらの青さです。

Polis memurları mavi üniforma giyer.

警官は青いユニフォームを着ている。

Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.

青い絵の具と黄色の絵の具を混ぜなさい。

Tom'un mavi bir arabası var.

トムって、青い車を持ってるんだ。

Bu mavi kazak çok güzel.

この青いセーターはとてもきれいだ。

Mavi kalemini yanlış yere koydum.

- あなたの青いペンがなくなってしまいました。
- お前の青いペン、どこかに置いてきちゃったよ。

Hala o mavi fayansları hatırlarım.

だから床のタイルの青さを 今でも覚えています

Mavi ceketi kirli ve buruşuktu.

彼の青いコートは汚れていてしわくちゃだった。

- Benim gözlerim mavi.
- Gözlerim mavidir.

私の目は青いです。

Tom'un güzel mavi gözleri var.

トムはきれいな青い目をしている。

Tom mavi bir şapka giyiyor.

トムは青い帽子をかぶっている。

Tom mavi bir kazak giymiyordu.

- トムは青のセーターは着てなかったよ。
- トムが着てたのは青いセーターじゃなかったよ。

Onun büyük mavi gözleri var.

彼女は大きな青い目をしている。

- O her zaman mavi gömlek giyer.
- O her zaman mavi gömlekler giyer.

彼はいつも青いシャツをきている。

Ve en önemlisi, büyük mavi gökyüzünü.

そして 何といっても 大きな青空です

Yunusların gözleri mavi ışığa aşırı hassastır.

‎イルカの目は青色光に敏感だ

Mavi ve yumuşaktı ve nefes almıyordu.

赤ちゃんは青白くぐったりしていて 息をしていませんでした

Mavi boya ile kırmızı boyayı karıştırın.

赤い絵の具に青い絵の具を混ぜなさい。

Mavi spor araba durma noktasına geldi.

青いスポーツカーはキーと音を立てて止まった。

Gökyüzünün mavi görünmesinin nedenini biliyor musun?

- 空が青く見える理由を知っているか。
- なぜ空が青く見えるか知っていますか。

Mavi elbise içerisinde çok iyi görünüyorsun

ブルーがよく似合いますね。

Fransız bayrağı mavi, beyaz ve kırmızı.

フランスの国旗は青、白、赤です。

Biz pembe ısmarladık fakat mavi aldık.

- ピンクを注文したのに、ブルーを受け取りました。
- ピンクを注文したのに、青いのが届いたんです。

36 beden, mavi donanma yağmurluğu arıyorum.

ネービーブルーのレインコートを探しているんですよ、サイズは36なんだけど。

Gökyüzünün niçin mavi olduğunu biliyor musun?

- なぜ空が青いか知っているか。
- 空はなんで青いか知っているの?
- 空がなぜ青いか知ってる?

Kostümler kırmızı, pembe, mavi ve benzeriydi.

服は赤、ピンク、青色などであった。

Elbise dolabından mavi bir elbise seçti.

彼女は洋服ダンスから青いドレスを選んだ。

Harita üzerindeki mavi çizgiler nehirleri gösterir.

地図上の青い線は川を示す。

Bir beyaz bulut, mavi gökyüzünde yüzüyor.

白い雲が青空に浮かんでいる。

O, düz mavi bir elbise giydi.

- 彼女は飾り気のない青いドレスを着ていた。
- 彼女は家財気のない青いドレスを着ていた。

O, mavi bir elbisede karar verdi.

彼女は青い服に決めた。

Mary soluk mavi bir elbise giydi.

- メアリーは淡いブルーのドレスを着た。
- メアリーは淡い青色のドレスを着た。

Haritadaki mavi çizgiler nehirlere karşılık gelir.

地図上の青い線は川に相当する。

Babamın mavi gri bir kravatı var.

私の父は青と灰色のネクタイを持っている。

Müşterinin mavi bir kravat almasını önerdi.

彼女はその客にブルーのネクタイを勧めた。

Tom kafasına mavi bir bandana takıyor.

トムは頭に青いバンダナをしている。

Onun koyu mavi gözleri oldukça etkileyiciydi.

彼女の濃いブルーの瞳がとても印象的だった。

Kız açık mavi bir kimono giydi.

娘は、水色の着物をきていました。

O koyu mavi bir eşarp taktı.

彼女は濃い青のスカーフをしていた。

Mavi ceket giyen kız benim kızım.

- ブルーのコートを着ている女の子は私の娘です。
- 青い外套を着ている女の子は私の娘です。

Haritada mavi çizgiler nehirleri temsil ediyor.

地図の青い線は川を表す。

Çatıda garip mavi bir kuş görebiliyorum.

見慣れない青い鳥が屋根の上にみえる。

Tom her zaman mavi gömlek giyer.

トムはいっつも青いシャツを着てるんだ。

Tom her zaman mavi gömlekler giyer.

- トムはいつも青いシャツを着ている。
- トムはいつもブルーのシャツを着ている。
- トムはいっつも青いシャツを着てるんだ。

O mavi-beyaz parlayan yıldız Sirius'tur.

あの青白く光っている星がシリウスです。

O mavi gözlü bir Çinli Müslümandır.

彼女は青い目をしたイスラム教徒の中国人だ。

Mavi arabayı satın almaya karar verdim.

その青い車を買うことに決めたよ。

Yazlık okul elbisem mavi ve beyaz kareli.

夏の通学服は白と青のチェックです。

Bir uzay gemisinden bakıldığında dünya mavi görünür.

宇宙船からながめると、地球は青く見える。

Mavi bir ceket giyen kız benim kızım.

- ブルーのコートを着ている女の子は私の娘です。
- 青い外套を着ている女の子は私の娘です。

O mavi elbise size çok iyi uyuyor.

その青いドレスはあなたにとてもよく似合う。

O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.

母親の青い目を受け継いでいる。

Onun mavi gözleri ve sarı saçı var.

彼は青い目と金髪である。

Eğer mavi ve kırmızıyı karıştırırsanız, menekşe alırsınız.

青と赤を混ぜると紫になる。

O her zaman mavi bir gömlek giyer.

彼はいっつも青いシャツを着てるんだ。

Mavi gökyüzünü görmek istediğimde çatı katına çıkarım.

青空を見たくなったら、屋上に行きます。

Mavi ve kırmızıyı karıştırırsan mor elde edersin.

青と赤を混ぜると紫になる。

Lütfen mavi elbise giymiş şu kıza bak.

あの青い服を着た女の子を見なさい。

Beyaz bir bulut mavi yaz gökyüzünde yüzüyordu.

白い雲が夏の青空に浮いている。

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

この白い心臓は 中に人が入れる家

Mavi hayalet gösterisinin seneye de gerçekleşmesini garanti ediyor.

‎次の世代も ‎ここで輝けるように