Translation of "Gözleri" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "Gözleri" in a sentence and their japanese translations:

- Gözleri kanlanmıştı.
- Gözleri kızarmıştı.

彼の目は赤かった。

- Onun mavi gözleri var.
- Mavi gözleri var.

- 彼女は青い目をしている。
- 彼女は目が青い。
- 彼は目が青い。

Şaşkınlıkla gözleri büyüdü.

驚いて彼女は目を丸くした。

Gözleri kızda kaldı.

彼の目はその少女に向けられた。

Onun gözleri mavidir.

- 彼女の瞳は青い。
- 彼女は目が青い。

Kahverengi gözleri var.

- 彼女は茶色の目をしている。
- 彼女は茶色い目をしている。

Onun gözleri gülüyor.

- 彼女の目、笑っているよ。
- 彼女の目は笑っている。

Onun gözleri karardı.

彼女の目つきは陰気になった。

Gözleri onu yanılttı.

彼は視力を失った。

Tom'un gözleri mavidir.

- トムは目が青い。
- トムは青い目をしている。
- トムの目は青い。

Tom'un gözleri güçlüdür.

トムの目には力がある。

Gözleri yaşlarla doluydu.

彼女の目は涙でいっぱいだった。

Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.

彼女は泣いたため目が真っ赤だった。

Tom'un gözleri yeşildir.

トムは目が青い。

- Herkesin gözleri ona dikildi.
- Herkesin gözleri ona sabitlendi.

みなの視線が彼女に注がれた。

- Gözleri, korkusunu açığa vurdu.
- Gözleri, korkusunu ele verdi.

彼の眼は彼の恐怖心を表わしていた。

Parlak siyah gözleri vardı.

彼女は輝く黒い目をしていた。

Kızın gözleri gözyaşlarıyla doluydu.

その少女は眼に涙をいっぱいうかべていた。

Orada gözleri kapalı oturuyordu.

彼女は目を閉じてそこに座っていた。

Onun çekici gözleri var.

彼女は目もとに愛敬がある。

Onun gözleri gözyaşlarıyla doluydu.

- 彼女は目に涙を溜めていた。
- 彼女は目に涙をいっぱいためていた。
- 彼女の目は涙でいっぱいだった。

Hâlâ gözleri kapalı duruyordu.

彼は目を閉じたままじっと立っていた。

Gözleri kapalı sırtüstü yattı.

彼は眼を閉じて、仰向けに寝ていた。

Gözleri bir leoparınkilere benziyor.

彼の目はヒョウの様だ。

Gözleri bir araya geldi.

目と目が合った。

Mary'nin büyük gözleri var.

メアリーは目が大きい。

Mayuko'nun keskin gözleri var.

マユコは視力が良い。

Gözleri kapalı orada durdu.

彼は目を閉じてそこに立っていた。

Gözleri bir leoparınkiler gibi.

彼の目はヒョウの様だ。

Prenses gözleri kapalı yattı.

姫は目を閉じて、横たわっておられた。

Tom'un kötü gözleri var.

トムは目が悪い。

Japonların koyu gözleri vardır.

日本人は目が黒い。

Onun mavi gözleri var.

- 彼女は青い目をしている。
- 彼女は目が青い。

Kate, gözleri açık yatıyordu.

ケイトとは、目をひらいたまま、横たわっていた。

Şu kızın gözleri mavi.

あの少女の目は青い。

Onun güzel gözleri var.

彼女はきれいな目をしている。

Gözleri kapalı orada oturdu.

彼は目を閉じてそこに座っていた。

Gözleri kapalı müzik dinledi.

- 彼は目を閉じて音楽を聞いた。
- 彼は目を閉じて音楽に耳を傾けた。
- 彼は目を閉じてその音楽を聞いた。

Tom'un mavi gözleri var.

- トムは目が青い。
- トムは青い目をしている。
- トムの目は青い。

Maria'nın mavi gözleri var.

マリアは青い目をしています。

Onun kahverengi gözleri var.

彼は茶色の目をしている。

- Kedilerin gözleri ışığa karşı çok duyarlıdır.
- Kedilerin gözleri ışığa çok duyarlıdır.

猫の目は非常に光を感じやすい。

Hasta gözleri kapalı yatakta yatıyordu.

患者は目を閉じてベッドに横たわっていた。

Heriki kızın mavi gözleri var.

その娘達は2人とも青い目をしている。

Gözleri açık şekilde yatağa uzandı.

彼女は目を開けたままベッドに横になっていた。

Gözleri onun en iyi organıdır.

- 彼女は目が一番美しい。
- 彼女の目が一番美しい。
- 彼女の顔のつくりの中で目が一番いい。

Gözleri kapalı onun yanında oturdu.

彼は目を閉じて彼女のそばに座っていた。

Neden kedilerin gözleri karanlıkta parlar?

猫の目はなぜ暗闇で輝くのですか。

Onun kafasının arkasında gözleri var.

彼は抜け目がない。

Mary'nin güzel kahverengi gözleri var.

- メアリーは美しい茶色の目をしている。
- メアリーの茶色の瞳は美しい。

Tom'un büyük mavi gözleri vardı.

トムは大きな青い瞳を持っていた。

Tom'un gözleri gözyaşları ile nemliydi

トムの目は涙で濡れていた。

O, gözleri kuruyuncaya kadar ağladı.

彼女はあまり泣いたので涙が枯れてしまった。

Bu bebeğin büyük gözleri var.

この人形は大きい目をしている。

Şu bebeğin büyüleyici gözleri var.

あの赤ん坊は目もとに愛きょうがある。

Tom'un güzel mavi gözleri var.

トムはきれいな青い目をしている。

Onun büyük mavi gözleri var.

彼女は大きな青い目をしている。

Carol gözleri açık olarak ışığa bakabildi.

キャロルは 目を開けたまま 光に顔を向けることができましたし

Yunusların gözleri mavi ışığa aşırı hassastır.

‎イルカの目は青色光に敏感だ

Timsahların karanlıkta iyi gören gözleri vardır.

‎ワニは夜でも ‎よく見える上に‎―

Yaşlı adam koltukta gözleri kapalı oturdu.

その老人は、目を閉じて椅子に座った。

Onlar gözleri karşılaştığı an âşık oldular.

- 彼等は目があったとたんに恋におちいった。
- 彼らは目と目が合った瞬間に恋に落ちた。

Onun gözleri bana bir kediyi hatırlatıyor.

彼女の目を見ると猫を連想します。

- Koyu gözleri severim.
- Koyu gözlerini seviyorum.

私は彼女の黒っぽい目が好きだ。

O, bir bankta gözleri kapalı oturuyordu.

- 目を閉じたままで彼はベンチに座っていた。
- 彼は目を閉じたままベンチに座っていた。
- 彼は目を閉じてベンチに座っていた。
- 彼は目をつむったままベンチに座っていた。

Duvarların kulakları vardır, shouji'nin gözleri vardır.

壁に耳あり障子に目あり。

Gözleri kapalı şekilde bir kanepeye yattı.

彼女は目を閉じてソファーに横になっていた。

Gözleri kapalı bir şekilde yere oturdu.

彼女は、目を閉じて床に座った。

Onun koyu mavi gözleri oldukça etkileyiciydi.

彼女の濃いブルーの瞳がとても印象的だった。

Tom'un gözleri göz yaşları yüzünden ıslaktı.

トムの目は涙で濡れていた。

Duvarların kulakları vardır, kapıların gözleri vardır.

壁に耳あり、障子に目あり。

Onun keskin gözleri hiç hata kaçırmadı.

彼の鋭い目は一つとして誤りを見逃さなかった。

Yaşlı adam gözleri kapalı bankta oturdu.

おじいさんは目を閉じてベンチに座っていました。

Gözleri kapalı olarak onun yanına oturdu.

彼女は目を閉じて、彼の隣に座った。

O, sık sık gözleri kapalı düşünüyor.

彼はしばしば目を閉じて考える。

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

‎彼らの目は水中に適している

En ufak ışığa karşı bile hassas gözleri...

‎わずかな光でも見える

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

‎ヒヨケザルは大きな目で‎― ‎周りを警戒する

Bir ressamın gözleri onun en önemli aletleridir.

画家には目がいちばんたいせつな道具である。

Onun mavi gözleri ve sarı saçı var.

彼は青い目と金髪である。

Gözleri zayıf olan bir kişi uzağı göremez.

眼がわるい人は遠くが見えない。

- Kadınların gözleri kolayca dolar.
- Kadınlar kolayca duygulanırlar.

女性は涙もろい。

Gözleri büyük bir sevinçle diğer insanların gözleriyle buluşuyordu.

その瞳で他の人の目を じっと見つめたがりました

Duyduğum kadarıyla, beyaz gözleri ve kızıl saçları vardı.

目は白くて髪は赤いという 噂でした

Üzücü sahneyi kendisi için resmederken gözleri gözyaşlarıyla doluydu.

その悲しい光景を思い描くと彼女の目には涙があふれた。

O yorgun olduğu için kanepede gözleri kapalı oturuyordu.

彼は疲れていたので、目を閉じてソファーの上に座っていた。

O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.

彼女は泣いて目を赤くしながら映画を見ていた。

Duvarların kulakları var, sürgülü kağıt kapıların gözleri var.

壁に耳あり障子に目あり。

- Onun görme yeteneği kötü.
- Onun kötü gözleri var.

彼は目が悪い。

- Mavi gözlü kız, Jane'dir.
- Mavi gözleri olan kız Jane'dir.

青い目をした少女はジェーンです。

Annesinin ona kızgın olmadığını gördüğünde onun gözleri sevinçle parlıyordu.

母が怒っていないのを知って彼女の目は喜びで輝いた。

Onun koyu renk gözleri ve koyu renk saçları var.

彼は黒目の黒髪です。

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

‎目が皮膚と毛で覆われ ‎全く見えない状態だ

- Gözleri yaşlı sessizce oraya oturdu.
- Gözlerinde yaşlarla sessizce orada oturdu.

彼女は目をうるませて、そこにじっとすわっていた。

Onun gözleri adının listede olup olmadığını görmek için onu gözden geçirdi.

自分の名前があるかと彼女はリストにざっと目を通した。

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

‎数千もの小さなレンズが ‎集まった目で‎― ‎わずかな光をかき集める

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.

‎夜でも見える大きな目 ‎暗闇でも すばしっこい

Tom'un kötü gözleri var bu yüzden o her zaman sınıfın çok önüne oturur.

トムは目が悪いので、いつも教室の一番前に座っている。