Translation of "Kibar" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Kibar" in a sentence and their japanese translations:

O kibar görünüyor.

彼は親切そうだ。

Onu kibar buldum.

私は彼が親切だとわかった。

Lütfen kibar ol.

- 行儀良くしてください。
- 礼儀正しくしてください。

Sen kibar değilsin.

あなたは親切ではない。

Kibar olmaya çalışıyordum.

礼儀正しくしようとはしてたよ。

- Daha kibar olmayı denemelisin.
- Daha kibar olmaya çalışmalısınız.

君たちはもっと礼儀正しくするようにしなければいけない。

- Daha kibar konuşmalıydın.
- Daha kibar bir şekilde konuşmalıydın.

もっと丁寧な話し方をすべきだったのに。

Biraz daha kibar olmalısın.

もっと礼儀正しくしなさい。

Tony kibar bir çocuk.

トニーは礼儀正しい少年です。

Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.

目上の人には礼儀正しくしなければならない。

Tutumu kibar olmadığını gösteriyor.

彼の態度は決して丁重ではない。

Diğerlerine karşı kibar olmalısın.

他人には親切にすべきである。

Herkes kibar insanları sever.

誰しも礼儀正しい人が好きだ。

O kibar bir çocuk.

彼は親切な少年だ。

O kibar bir insan.

- 優しい人です。
- いい人です。

Etrafındakilere karşı kibar ol.

- 周囲の人々に親切にしなさい。
- 周りの人々に親切にしなさい。
- 身の回りの人には親切にしなさいよ。

- Kibar ol.
- Nazik ol.

- お行儀よくしなさい。
- 優しくしてあげなさい。

Tom her zaman kibar.

トムはいつも礼儀正しい。

O bugün çok kibar.

彼は、今日はいやに礼儀正しい。

- Dolu ağzınızla konuşmak kibar değil.
- Ağzın doluyken konuşmak kibar değil.

口に物をほおばって話すのは礼儀正しくない。

O, ona karşı kibar değildir. Aslında, o kimseye karşı kibar değildir.

彼女は彼に親切ではない。実のところ、誰に対しても親切ではない。

İnsanlara karşı kibar ve sıcakkanlıydı,

人間に懐いてたよ

O hiçbir şekilde kibar değil.

彼女は決して礼儀正しくない。

Onun önünde fazla kibar olamazsın.

彼女の前ではどんなに礼儀正しくしてもしすぎることはない。

O, hiçbir şekilde kibar değil.

彼は決して親切ではない。

O ona karşı kibar mı?

彼は彼女に親切ですか。

O, bize karşı çok kibar.

彼女は私たちにとても親切です。

Kibar bir adam gibi görünüyorsun.

あなたは親切な人のようですね。

Tom bugün çok kibar oluyor.

トムって、今日はやけに礼儀正しいのよ。

Küçük hayvanlara karşı kibar ol.

小さい動物に親切にしなさい。

Gençler yaşlılara karşı kibar olmalılar.

- 若者は、老人に親切にすべきです。
- 若い人たちは、年老いた人たちに親切にすべきだ。

Ona kibar bir cevap yazacağım.

彼に丁寧な返事を書くつもりです。

O sadece kibar değil ayrıca dürüst.

- 彼女は親切ばかりでなく正直だ。
- 彼女は親切なばかりでなく正直である。
- 彼女は、親切なだけでなく正直だ。

O, kibar genç bir adamla tanıştı.

- 彼は素敵な若者に会った。
- 彼はすてきな若者にあった。

O, kibar bir insan gibi görünüyor.

彼は親切な人のようです。

Genç olmasına rağmen, o çok kibar.

彼は若いが、とても礼儀正しい。

Bize yardım etmekle çok kibar davrandı.

彼は親切にも私たちを助けてくれた。

İş teklifini çok kibar şekilde reddetti.

彼は就職を丁重に断った。

Tom'a karşı kibar olmak zorunda mıyız?

私たちはトムに親切にしなければいけないのですか。

Kibar olduğu için insanlar onu seviyor.

彼は親切なので人に好かれている。

Ona, olabilecek en kibar şekilde davrandık.

私達はできる限りの丁寧な態度で彼を取り扱った。

Japonca öğretmenimiz bize karşı çok kibar.

国語の先生は私たちにとても親切だ。

O, kibar biri olmaktan çok uzak.

- 彼は紳士どころではない。
- 彼は決して紳士などではない。
- 決して彼は紳士ではない。

Ne kadar da kibar bir kız!

彼女はなんと親切な少女だろう。

Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.

サー・ハロルドは立派な英国紳士です。

Bana gerçeği söylemek için kibar görünüyordu.

彼は親切なので私に真実を教えてくれた。

İlk bakışta, o nazik ve kibar görünüyordu.

一見、彼は親切で優しい人のようだった。

O, güzel olmanın yanında kibar ve zekidir.

彼女は、美しいばかりではなく、心がやさしく頭もよい。

Çok kibar olsa bile ona kesinlikle güvenmiyorum.

彼はとてもいい人だとしても、私は彼を本当は信頼していない。

Gözünü seveyim, lütfen ona karşı kibar ol.

後生だから、彼にやさしくして。

Ben daha kibar bir insan olmak istiyorum.

もっと人にやさしい人になりたい。

Biz başka insanlara karşı kibar olmaya çalışmalıyız.

私たちは他人に親切にしなければならない。

Keşke o zaman kıza daha kibar davransaydım.

- あの時あの少女をもっと親切に扱ってやればよかったのに。
- あの時、あの女の子をもっと優しく扱ってあげればよかった。

O şamatacı ama yoksa çok kibar bir çocuk.

彼はうるさいが他の点ではとてもいい子だ。

Bay Green'in önünde elinden geldiğince kibar olmaya çalış.

グリーンさんの前では、できるだけ礼儀正しくするよう心がけなさい。

Yaşlı insanlara karşı kibar olmak iyi bir şeydir.

お年寄りにやさしくすることはよいことだ。

Ama kibar olma gereği hissediyorlar ve bu yüzden ilerleyemiyorlardı.

ところが 礼儀という枠にとらわれ 議論がなかなか進行しないので

Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.

優しそうな老人は立ち上がって、握手を求めてきた。

O sadece hoş değil fakat aynı zamanda da kibar.

彼女はかわいいだけでなく親切でもある。

- Bay Hawk bir tür beyefendi.
- Bay Hawk, kibar bir beyefendidir.

ホーク氏は親切な紳士だ。

Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.

彼が親切だからではなく、正直だから私は彼を好きなのである。

- O çok nazik bir kız.
- O çok kibar bir kız.

彼女はとても親切な少女です。

Bay Smith başkaları hakkında kötü bir şey söylemeyecek kadar çok kibar.

スミスさんは礼儀をわきまえているので他の人の悪口は言わない。

Senin gibi olmasa bile en azından biraz daha kibar olmayı deneyebilirsin.

君らしくないかも知れないが、せめて礼儀くらい守ったらどうだ。

- İkisi de kibar ve dürüsttür.
- Onların her ikisi de nazik ve dürüst.

彼らは二人とも親切で正直です。

- Bob sevimli bir kişidir.
- Bob kibar bir kişidir.
- Bob nazik bir insandır.

ボブはいい人です。

- Öğretmenimiz serttir ve henüz o kibardır.
- Bizim öğretmenimiz serttir yine de o kibar.

我々の先生は厳しくもあり、かつ優しくもある。

Bir süpermarkette yarı zamanlı çalışırken, oysa diğerleri değilken bazı müşterileri çok kibar buldum.

スーパーでアルバイトしてみて、客の中にも丁寧な人と、そうでない人がいることがわかった。

- O çok nazik. Onun herkes tarafından sevilmesinin nedeni bu.
- O çok kibar. Onun herkes tarafından sevilmesinin sebebi de bu.

彼女はとても親切だ。それが彼女がみんなに好かれる理由だ。