Translation of "Kazandığı" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Kazandığı" in a sentence and their japanese translations:

Takımımızın kazandığı haberini duydum.

私たちのチームが勝ったという知らせを聴いた。

Onun kazandığı ilk altın madalyaydı.

それは彼女がとった最初の金メダルだった。

Onun yarışı kazandığı gerçek mi?

彼がレースに勝ったと言うのは本当ですか。

Onun birincilik ödülünü kazandığı doğrudur.

彼が一等賞をとったのは本当です。

Bana takımımızın kazandığı haberini getirdi.

彼は私に私達のチームが勝ったという知らせを持ってきた。

Tom'un yarış kazandığı doğru mu?

トムがレースに勝ったってほんと?

Mary'nin birincilik ödülünü kazandığı haberine şaşırdım.

メアリーが一等賞をとったという知らせに私は驚いた。

O, kazandığı kadar çok para harcar.

- 彼女は稼ぐのと同じだけお金を使う。
- 彼女は稼ぐのとおなじだけのお金を使う。

Jack davasından kazandığı parayla refah içinde yaşayabilmeli.

訴訟で得たお金でジャックは裕福に暮らせるだろう。

Altın madalya kazandığı için onu tebrik ettik.

彼が金メダルを取ったことをわれわれは祝った。

Beklentilere rağmen askerlik tarzının Portekiz'in Prens Regent'ini kazandığı

予想に反して、彼の兵士の態度がポルトガルの摂政皇太子に勝利した、短くて波乱に富んだ 呪文 です。

Karşı kazandığı büyük zaferde önemli bir rol oynadı

これにより、彼はフランスの新しい第一領事であるナポレオン・ボナパルトの注意を引き

Bay Johnson kazandığı paradan dolayı, emekli olduğunda etrafa para saçabilecekti.

ジョンソンさんは蓄えてきたお金で退職してからもぜいたくに暮らせるだろう。

Napolyon, kazandığı zaferle Soult'u "Avrupa'nın en önde gelen manevrası" olarak nitelendirdi.

勝利を収めたナポレオンは、ソウルトを「ヨーロッパで最も優れた操縦者」と称賛しました。

Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.

彼の部屋に入った時、彼は20年に渡るゴルフ歴で手にしてきたトロフィーの数々を私に見せた。