Translation of "Kamerayı" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Kamerayı" in a sentence and their japanese translations:

- Ben kamerayı beraberimde götürdüm.
- Kamerayı yanıma aldım.

カメラを持っていった。

Kamerayı çok istiyor.

彼はひどくそのカメラをほしがっている。

Bozuk kamerayı buldum.

私はこわれたカメラを見つけました。

Bu kamerayı size vereceğim.

- 君にこのカメラをあげよう。
- このカメラあげるよ。

Kamerayı dikkatsizce otobüste unuttu.

彼は不注意にもバスの中にカメラを忘れた。

Kamerayı onun yüzüne odakladım.

私は彼女の顔にカメラの焦点を合わせた。

Onu kamerayı çalarken yakaladım.

私は彼が写真機を盗んでいる現場をとらえた。

Bu kamerayı dün aldım.

昨日このカメラを買ったんだ。

Ben bu kamerayı sevmiyorum.

私はこのカメラは気に入りません。

Bu kamerayı nasıl kullanıyorsun?

- このカメラはどうやって使うの。
- このカメラどうやって使うの?

Kamerayı bir gitarla değiştirdim.

私はカメラとギターを交換した。

- Bu kamerayı 35,000 yene aldım.
- Bu kamerayı 35,000 yene satın aldım.

このカメラを35、000円で買いました。

Önceki gün aldığım kamerayı kaybettim.

- 私はその前日に買ったカメラを無くしてしまった。
- 私その前日に買ったカメラをなくしてしまった。
- わたしは、その前日に買ったカメラをなくした。

Bu kamerayı 25,000 yene aldım.

私はこのカメラを25000円で買った。

- Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alırdım.
- Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.

- 十分なお金があれば、このカメラを買えるのに。
- お金が十分にあれば、このカメラを買えるのに。

Ayna ya da video kamerayı deneyin.

ビデオカメラや鏡の前で 練習しても構いません

O kamerayı Japonya'da iken satın aldı.

彼女は日本にいた時にそのカメラを買った。

Bana bu kamerayı nasıl kullanacağımı gösterdi.

彼はこのカメラの使い方を教えてくれた。

Kamerayı nasıl kullanacağımı bana gösterir misin?

このカメラの使い方を教えてください。

Bu kamerayı nasıl kullanacağını biliyor musun?

あなたはこのカメラの使い方を知っていますか。

- Yumi bu kamerayı yarın öğleden sonra kullanacak.
- Yumi yarın öğleden sonra bu kamerayı kullanacak.

由美は明日の午後このカメラを使うでしょう。

- Bu kamerayı dün aldım.
- Bu kamerayı dün satın aldım.
- Bu fotoğraf makinesini dün aldım.

昨日このカメラを買ったんだ。

O bana önceki gün aldığı kamerayı gösterdi.

彼は、前の日に買ったカメラを、私に見せてくれた。

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

‎お遊びが始まったら ‎回収しないと‎——

Bana kamerayı geri göndermek için hiç zaman kaybetmedi.

彼はすぐにカメラを私に送り返してくれた。

Ben telefon görüşmesi yaparken, benim için kamerayı izle.

カメラを見ていてね。電話をかけてくるから。

Şimdi yeterli param var, o kamerayı satın alabilirim.

お金があるから、私はあのカメラを手に入れられる。

O, trafik sinyalinin üzerindeki küçük kamerayı fark etmedi.

彼は交通信号機の上のカメラに気がつかなかった。

Tom, bu kamerayı makul bir fiyata satın aldı.

トムはこのカメラを納得価格で買った。

Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.

私は300ドル以上のカメラを買う余裕はない。

O kamerayı satın almak için bir on dolara daha ihtiyacın var.

あのカメラを買うにはもう10ドル必要です。