Translation of "Insanı" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Insanı" in a sentence and their japanese translations:

İnsanı ürküten seslerin...

‎不気味な音が響く

Ne kadar insanı seviyorsun?

「何人の人を愛しているか」です

Oyun birçok insanı heyecanlandırdı.

そのゲームはたくさんの人を興奮させた。

O, bir yetenek insanı.

- 彼は手腕家だ。
- 彼は才能のある人だ。

Bir insanı görünüşüyle yargılamamalısın.

人を見掛けで判断するものではない。

Bir insanı görüntüsüyle yargılama.

外見で人を判断するな。

İnsanı utandıracak bir soru.

それは困った質問だな。

Bir insanı görünüşü ile yargılamamalısın.

人を見掛けで評価してはならない。

Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.

- 神は自らにかたどって人を創造された。
- 神は自分の形に人を創造された。

Bir insanı elbiseleri ile yargılamamalısın.

服装で人を判断してはいけない。

Akabindeki patlama birçok insanı öldürdü.

続いて起きた爆発で多くの人が死んだ。

Ben bir gece insanı değilim.

私は夜型人間じゃないのよ。

Bir insanı görünümü ile yargılamayın.

外見で人を判断するな。

Bir insanı görünüşlerine göre yargılamamalısın.

人を見た目で判断してはいけない。

Bazen insanlar patent sahibi bilim insanı

父と私が激しくぶつかり合うのではと 聞かれることがあります

Ve bu insanı çok hızlı yoruyor.

しかもすぐ疲れてしまう

Bir insanı sadece görünüşü ile yargılamamalısın.

人を外見だけで判断するものではない。

Eski dönemlerde veba birçok insanı öldürmüştür.

古代では疫病でたくさんの人が死んだ。

Kıtlık 36 milyondan fazla insanı öldürmüştü.

3,600万人以上が 飢饉で亡くなった

Bir insanı fakir olduğu için küçümseme.

貧しいからといって人を軽蔑してはならない。

O düşünce şekli birçok insanı etkiledi.

その考え方はかなりの人に影響を考えました。

Bu bomba bir sürü insanı öldürebilir.

この爆弾はたくさんの人を殺すことができる。

Avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.

ひと握りの人を想像もつかないほどの 金持ちにしています

Bir insanı küçük düşürüp onunla alay etmekten,

無作法にあたる振る舞いは様々で

Bir insanı fakir olduğu için hor görmemelisin.

- 人が貧しいからといって軽蔑すべきではない。
- 貧乏だからといって人を軽蔑するものではない。

Fakir olduğundan dolayı bir insanı hor görmemeliyiz.

我々は貧しいからといって人を軽蔑すべきではない。

Çok şaşırdım, şarkım birçok genç insanı cezbetti.

たいへん驚いたことに、私の歌は大勢の若者の心に訴えた。

Bir damla zehir 160 insanı öldürmeye yeter.

1滴の毒は160人を殺すのに十分である。

Çinli bir insanı Japon'dan ayırt edebilir misin?

中国人と日本人の見分けがつきますか。

Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.

人は他人を完全に理解することは出来ない。

Fakat bir bilim insanı işini gerektiği gibi yapıyorsa

でも科学者が 研究に 正確を期そうとするのなら

Bir Japon insanı böyle bir şeyi asla yapmazdı.

日本人ならそんなことはけっしてしないでしょう。

Dedektif olay hakkında binlerce insanı tam olarak sorguladı.

- 刑事はその事件について文字どおり何千もの人たちに尋問した。
- 刑事は文字通り何千人もの人に事件についての聞き込みを行った。

Kusurunuzu benimsemek, bir grup insanı değişmez bir özelliği için

自分の汚名を受け入れることは 不変の特徴に基づいて 特定の集団を

Öyle bir model ki... milyarlarca insanı bir kenarda bırakıp

何十億もの人々を疎外する一方で

Ve daha fazla bilim insanı bu konuya kendini adadı.

更に多くの科学者が AIに打ち込むようになりました

Yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.

様々な場所から集まったことは 正に偉業です

Bu tablo dünyada yaşayan 7 milyar insanı temsil etsin.

世界に暮らす70億人の人々です

Bazı zehirli sarı kurbağalar bir insanı öldürecek kadar zehir barındırır.

ヤドクガエルの毒(どく)で 人間は死んでしまう

Tersini, konser salonunun üç blok ötesinde yaşayan bir insanı düşünün.

一方 その会場から3ブロック離れた場所に 住む人はどうでしょう

Primatlar sadece maymunları değil fakat aynı zamanda insanı da kapsıyor.

霊長類は尾の無いサルだけでなく人間も含む。

- Bir insanı dış görünüşüyle yargılama.
- İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanırlar.

人を服装で判断するな。

Kral yalnızca bizi değil birçok başka insanı da davet etti.

王様は私たちだけでなくほかの多くの人たちも招待しました。

- İnsanı dış görünüşüne göre yargılamayın.
- Bir kitabı kapağına göre yorumlama.

- 本を表紙で判断するな。
- 本をその表紙で判断してはいけない。
- あの声で蜥蜴食らうか時鳥。
- 物事は見かけで判断しないこと。

Bir insanı tanımak için, onunla sadece bir hafta seyahat etmelisin.

人の性格を知るには、1週間も一緒に旅行すればいい。

Bir insanı birinin arkadaşı yapmak kolaydır fakat onu öyle sürdürmek zordur.

友人を作るのはたやすいが友情を保つのは難しい。

Erken yatmak, erken kalkmak bir insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar.

早寝早起きは健康で裕福で賢くする。

Gece ne kadar karanlık olursa... ...bu sular insanı o kadar hayrete düşürüyor.

‎暗い夜ほど ‎海は不思議な世界を見せる

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Alman Nazileri Auschwitz toplama kampında birçok insanı öldürdüler.

第2次世界大戦のとき、ドイツのナチスはアウシュビッツ強制収容所でたくさんの人を殺しました。

Bana gelince, uluslararası klas bir insan olmaya çabalamak yerine açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.

私自身についていえば、クールな国際人になるより、心を開いた地球人でありたいのです。