Translation of "Yarattı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Yarattı" in a sentence and their spanish translations:

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

Dios creó el mundo.

- Kâinatı kim yarattı?
- Evreni kim yarattı?

¿Quién creó el universo?

Tanrı evreni yarattı.

Dios creó el universo.

İşsizliği onlar yarattı.

Son los creadores del desempleo.

Sizi Allah yarattı.

Dios te creó.

- Allah önce yeri ve göğü yarattı.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

- En el principio creó Dios los cielos y la tierra.
- Al principio Dios creó el cielo y la tierra.
- En el principio Dios creó los cielos y la tierra.
- En el principio creó Dios el cielo y la tierra.

Yeni bir acil durum yarattı.

que nosotros, por supuesto, tenemos que abordar.

Sözleri tuhaf bir durum yarattı.

Sus palabras crearon una situación incómoda.

Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.

Dios creó al hombre a su imagen.

Allah göğü ve yeri yarattı.

Dios creó el cielo y la tierra.

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Dios creó el mundo en seis días.

Haber büyük bir heyecan yarattı.

La noticia causó una enorme conmoción.

O, bilimsel alanda harikalar yarattı.

Ha hecho milagros en el campo científico.

Allah dünyayı altı günde yarattı.

Dios ha creado este mundo en seis días.

- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

- En el principio creó Dios los cielos y la tierra.
- Al principio Dios creó el cielo y la tierra.
- En el principio Dios creó los cielos y la tierra.

Ve dünyayı eğitebileceği bir platform yarattı.

y esto le brindó una plataforma desde la cual educar al mundo.

Bu sorun, doğal olarak tartışma yarattı.

Ese problema naturalmente provocó debate.

Shakespeare bir sürü ünlü karakterler yarattı.

Shakespeare creó muchos personajes famosos.

Tanrılar kadınları erkekleri uysallaştırmaları için yarattı.

- Los dioses crearon a las mujeres para amansar a los hombres.
- Los dioses crearon a las mujeres para domesticar a los hombres.

Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

- En el principio creó Dios los cielos y la tierra.
- Al principio Dios creó el cielo y la tierra.
- En el principio Dios creó los cielos y la tierra.

Bu girişim, yaşadığım şehirde bir farkındalık yarattı

Supuso concienciar a mi ciudad

Bu, veriler için anında bir talep yarattı.

Esto creó una demanda casi instantánea de información.

Nasıl tarif edeceğimi bilmediğim bir etki yarattı. "

Me causó un efecto que no sé cómo describir ".

Bilimdeki ilerleme hayatımızda büyük bir değişiklik yarattı.

Los progresos de la ciencia han aportado grandes cambios a nuestras vidas.

İncil'e göre Allah dünyayı altı günde yarattı.

Según la Biblia, Dios creó el mundo en seis días.

İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Según la Biblia, Dios creó el mundo en seis días.

Bu, genç Vlad için bir fırsat penceresi yarattı

Esto crea una ventana de oportunidad para el joven Vlad.

Bu karşıtlık emperyalist yayılmacılık politikalarına büyük engeller yarattı.

Y esta oposición controlo el impulso imperialista de expandirse.

Tanrı her yerde olamazdı. Bu yüzden anneleri yarattı.

Dios no podía estar en todas partes, por eso creó a las madres.

Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?

¿Creó Dios realmente la Tierra en un solo día?

354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.

La frase ejemplo número 354618 causó mucha confusión en la página web Tatoeba.

Baraj inşaatı tüm ekosistemi tahrip eden yapay bir göl yarattı.

La construcción de la presa creó un lago artificial que destruyó todo un ecosistema.

Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.

Los dos espejos enfrentados crearon una imagen repetida hasta el infinito.

Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde

Yo pienso que el diablo no existe, sino que le ha creado el hombre, le ha creado a su imagen y semejanza.

. Ve Davout, Napolyon'un son seferi için yeni bir ordu oluşturmak için mucizeler yarattı.

brillante y leal. Y Davout hizo milagros para formar un nuevo ejército para la campaña final de Napoleón.