Translation of "Gelmez" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Gelmez" in a sentence and their japanese translations:

Başarı tembellikten gelmez.

なまけていては成功しない。

O, kesinlikle gelmez.

彼はけっして来ないでしょう。

O, yağmur yağarsa gelmez.

- 雨が降れば彼は来ないだろう。
- もし万一雨が降れば、彼はこないでしょう。

O, bazen okula gelmez.

彼は時々学校を休みます。

O gelir gelmez başlayalım.

- 彼が来たらすぐに出発しよう。
- 彼が来たら始めよう。

O gelir gelmez gidelim.

彼が着いたらすぐに出発しよう。

O gelir gelmez hastalandı.

到着するやいなや彼は病気になった。

O asla zamanında gelmez.

彼女は時間どおりこない。

O gelir gelmez, başlayacağız.

彼女が来たらすぐに始めよう。

O gelir gelmez, ayrılacağız.

彼が来たらすぐに我々は出発します。

Bazen tren zamanında gelmez.

時々列車は定時に着かない事がある。

O artık buraya gelmez.

彼はここにはもう来ないよ。

John gelir gelmez gidelim.

ジョンが来次第出発しよう。

Tom asla zamanında gelmez.

トムは決して時間を守らない。

- Ölen geri gelmez.
- Giden geri gelmez.
- Olan olmuş.
- İş işten geçmiş.

- 済んだことはしかたがない。
- 後悔先に立たず。
- やってしまったことは取り返しがつかない。
- やってしまったことは元に戻らない。
- なされたことは元通りにはならない。
- なされたことはやり直せない。
- いったんしたことは元どおりにならない。
- 覆水盆に返らず。

Havaalanına gelir gelmez ofisini aradı.

空港に着くとすぐ彼は会社に電話をした。

Bu tehlike geçti anlamına gelmez.

危険が去ったと言うことではない。

Helen eve gelir gelmez hastalandı.

ヘレンは家に戻るやいなや病気になった。

Otobüs her zaman zamanında gelmez.

バスはいつも時間どおりに来るとは限らない。

Sadece nefes yaşam anlamına gelmez.

ただ呼吸しているだけでは生きていることにならない。

"Sence gelecek mi?" "Umarım gelmez."

「彼は来ると思いますか」「来ないといいね」

O, her gün buraya gelmez.

彼は毎日ここへ来るわけではない。

O her gün buraya gelmez.

彼は毎日ここへくるとは限らない。

O gelir gelmez gitmesi istendi.

彼は到着するとすぐに、立ち去るように求められた。

O, sık sık okula gelmez.

彼は学校をよく休む。

O her zaman geç gelmez.

彼はいつも遅れてくるというわけではない。

O gelir gelmez parti başladı.

一行は、彼が到着するとまもなく出発した。

O sık sık okula gelmez.

- 彼は学校をよく休む。
- 彼はよく学校を欠席する。
- 彼はしばしば学校を休みます。

Gelir gelmez sana söyleyeceğinden eminim.

きっと彼が来たらすぐにあなたに話すだろう。

O asla ebeveynlerine karşı gelmez.

彼は決して両親に逆らわない。

Gelir gelmez sizinle iletişim kuracağım.

着きしだい君に連絡するよ。

O eve gelir gelmez onu aradı.

彼は帰宅するとすぐに彼女に電話した。

Bir ihtimal yağmur yağarsa, o gelmez.

もし万一雨が降れば、彼はこないでしょう。

Tom buraya gelir gelmez toplantıya başlayacağız.

トムがここに到着したら、ミーテイングを始めよう。

Neden şu fiili kullanırız, doğru "gelmez"?

どうしてここで「違和感」を感じるのでしょうか?

Çünkü tedavi edilmek, iyileşmenin bittiği anlamına gelmez.

なぜなら 良くなったら 回復の過程は終わりではなく

Napolyon gelir gelmez Davout'a geri çekilmesini emretti.

ナポレオンが到着するとすぐに、彼はダヴーに撤退を命じました。

O aklına gelir gelmez onu yürürlüğe koydu.

彼女はそのアイデアが浮かぶとすぐに実行に移した。

O geri gelir gelmez ona seni aratacağım.

彼女が戻ったら、すぐそちらへ電話をかけさせます。

O gelir gelmez bu mesajı ona ver.

彼が着いたらすぐにこの伝言を伝えてくれ。

Bir fincan çay için içeri gelmez misin?

おはいりになって、お茶でも召し上がりませんか。

Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.

社会の秩序は自然から生じたものではない。社会の秩序は慣習の上に基礎付けられている。

- Asosyal olabilirim , ama bu insanlarla konuşmadığım anlamına gelmez.
- Antisosyal olabilirim fakat bu insanlarla konuşmadığım anlamına gelmez.

- 私は反社会的かもしれないけれど人と話さないわけではない。
- 私は非社交的かもしれないけれど人と話さないわけではない。

- Patates cipsi senin için iyi değildir.
- Patates cipsi size iyi gelmez.
- Patates cipsi sana iyi gelmez.

ポテトチップスは健康に良くないです。

Yoksa balıklar oraya gelmez. Bakın, bir tane geçiyor.

さもないと魚が来ない 来たぞ

Ve nazik olmanız kötü insan olmadığınız anlamına gelmez.

あと 礼儀正しさとは 嫌な人でないというだけではありません

- Bir çiçekle yaz gelmez.
- Bir çiçekle bahar olmaz.

- ツバメ一羽で夏にはならぬ。
- ツバメ1羽来ただけで夏にはならない。

Sigara içen adam o artık buraya gelmez dedi.

「彼はもう来ないよ」タバコをすっていた男が言った。

Onun akıllı olması onun dürüst olduğu anlamına gelmez.

- 彼が賢いからといって正直だという事にはならない。
- 彼が頭がいいからと言って、彼が誠実であると決まったわけではない。

Sigara içen adam "O artık buraya gelmez" dedi.

「彼はもう来ないよ」タバコをすっていた男が言った。

Bu iş sırasında, sert surat yaparsan, müşteriler gelmez.

このような仕事で怖い顔をしたら、お客さんはいらっしゃらないでしょう。

Asosyal olabilirim , ama bu insanlarla konuşmadığım anlamına gelmez.

私は反社会的かもしれないけれど人と話さないわけではない。

O eve gelir gelmez bir bilgisayar oyunu oynamaya başladı.

家へ着くとすぐに彼はコンピューターゲームをはじめた。

Onun sadece zengin olması onun mutlu olduğu anlamına gelmez.

彼が金持ちだからといって、幸せだということにはならない。

O, postacı gelir gelmez, postasını almak için dışarı fırlar.

郵便配達人が来るとすぐに、彼は急いで郵便物を受け取りに行く。

Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir görev anlamına gelmez.

肩書きが偉くても地位が高いとは限らない。

Ben çekingen olabilirim ama bu, insanlarla konuşmadığım anlamına gelmez.

私は非社交的かもしれないけれど人と話さないわけではない。

Bu uzak köyde hiç kimse asla bizi görmeye gelmez.

誰もこんな辺鄙な村に我々を訪ねてこない。

Sadece onun iyi olması onun akıllı olduğu anlamına gelmez.

彼が善良だからといって、賢いということにはならない。

- Eğer yağmur yağarsa, o gelmez.
- Eğer yağmur yağarsa o gelmeyecek.

もし万一雨が降れば、彼はこないでしょう。

Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.

このことは彼等が他の諸国民と何も共通点がないことを意味するものではない。

- Bir felaket, tek başına asla gelmez.
- Felaketler hep peş peşe gelirler.

不幸は決してひとつきりではこない。

Onun sadece tablo yapmayı sevmesi onun bunda iyi olduğu anlamına gelmez.

彼が絵が好きだからといって絵がうまいということにはならない。

İyi bir hoşsohbet olmak sadece İngilizcede iyi bir konuşmacı olmak anlamına gelmez.

会話上手であることは英語がうまいということにはならない。

Onun sadece tablo yapmayı sevmesi onun tablo yapmada iyi olduğu anlamına gelmez.

彼が絵が好きだからといって絵がうまいということにはならない。

- George az 70 kilogram ağırlığındadır.
- George 70 kg dan daha az gelmez.

ジョージの体重は少なくとも70キロはある。