Translation of "Gelip" in Japanese

0.021 sec.

Examples of using "Gelip" in a sentence and their japanese translations:

Gelip şuraya bakın.

中を見てくれ

Gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

彼女が来るかどうか疑う。

Gelip John'a anlattılar.

彼らはヨハネのところに来て言った。

Gelip yanıma otur.

- 隣に座って。
- 隣どうぞ。

Çekici gelip arabamı götürüyor."

レッカー車の男に車も差し押さえられた」

Gelip gelmemen önemli değil.

君が来るかどうかは問題ではない。

Bill'in gelip gelmeyeceği şüpheli.

ビルが来るかどうかは疑わしい。

Onun gelip gelmeyeceği şüpheli.

彼女が来るかどうかは疑わしい。

Onun gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

彼女が現れるかどうかはわからない。

Gelip gelemeyeceklerinden emin değillerdi.

彼らは来られるかどうかはっきりしなかった。

Onun gelip gelmeyeceği belirsiz.

彼がやってくるかどうか確かではない。

Gelip gelmeyeceğini ona soracağım.

彼に来るかどうか聞いてみます。

George'un gelip gelmediğini bilmiyorum.

ジョージが来るかどうか知りません。

Sorun onun gelip gelmeyeceğidir.

問題は彼女が来るかどうかである。

George'un gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

- ジョージが来るかどうか知りません。
- ジョージが来るかどうかわかりません。

Yanıma gelip "Nasılsın?" dedi.

彼女が私に近づいてきて「おげんきですか」と言った。

Buraya gelip denizi görebilirsin.

ここへ来なさい、そうすれば海が見えるよ。

Gelip gelemediğini bize bildir.

あなたがこられるかどうか連絡して下さい。

Onun gelip gelmeyeceğinden şüpheliyim.

彼が来るかどうか疑問だ。

Şehirler, insanlar, mimari gelip geçer

「町や人や建築は 生まれては 死んでいきますが

gelip bu insanla etkileşim kuruyor.

‎交流してみたのかもしれない

Gelip beni görmen ne hoş.

会いに来ていただいてどうもありがとう。

Onun zamanında gelip gelmeyeceği şüphelidir.

彼女が時間どおりに来るかどうかは疑わしい。

Bana onun gelip gelmediğini sordu.

彼女がやってくるのかどうか彼は私に尋ねた。

Hemen gelip konuyu araştıracağını duyurdu.

彼はすぐにやってきてその問題を調べると発表した。

Onun gelip gelmeyeceği kesin değil.

彼が来るかどうかはわからない。

Onun gelip gelmemesi önemli değil.

- 彼が来ようが来まいが私には重要ではない。
- 彼が来ても来なくても、そんなのどうでもいいんだよ。

Onun gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.

彼は来るかしら。

Onun zamanında gelip gelmeyeceğinden süpheliyim.

- 彼が時間どおり来るかどうかは疑わしいと思う。
- 彼が時間通りに来るかは怪しいと思う。

Onun gelip gelmeyeceği konusunda şüpheliyim.

- 彼が来るかは疑わしい。
- 彼が来るかどうか疑問だ。

Neden buraya gelip benimle oturmuyorsun?

こっちに来て私と一緒に座らない?

Bugün gelip gelmeyeceğinizi merak ediyordum.

今日君は来るのかなと思っていたところだよ。

Yarın seni kaçta gelip alayım?

明日は何時に迎えに行けばいい?

Şimdi gelip sizi görebilir miyim.

今君に会いに行ってもいいですか。

Tom Mary'nin gelip gelmeyeceğini bilmiyor.

トムはメアリーが来るかどうか知らないんだ。

Neden evime gelip piyano çalmıyorsun?

私の家に来てピアノを弾かないか。

- Onun buraya gelip gelmediği benim için önemli değil.
- Onun buraya gelip gelmemesi benim için önemli değil.
- Onun buraya gelip gelmemesi beni ilgilendirmiyor.
- Onun buraya gelip gelmemesi umurumda değil.

彼女がここに来ても来なくても私には関係ない。

Sonra, tüm bu hataları görmezden gelip

それからミスは無視して

Sizin ve ailenizin gelip gidişini izleyebilir.

襲撃すべきタイミングまで分かります

İnsanlardan sadece işe gelip çalışmalarını istemek

ただ仕事に来て 言われた仕事をしろという

Gelip gelmemen benim için önemli değil.

君が来るかどうかは私にとってはどうでもよいことだ。

Gelip beni karşılamak için zahmet etmeyin.

わざわざ迎えに来るようなことはしないで下さい。

Onun gelip gelmemesinin ne önemi var?

彼が来るか来ないかはどうでもいい。

Onun zamanında gelip gelmeyeceğinden şüphe ediyorum.

彼が時間どおりに来るかどうかは私は怪しいと思う。

Uçağın zamanında gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.

飛行機は時間どおりくるだろうか。

Onun yarın gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.

彼はあした来るかな。

Gelip gelmemen benim için fark etmez.

私にとってあなたがくるかどうかは問題でない。

Onun partiye gelip gelmediğini biliyor musun?

彼がパーティーに来るか知ってる?

İspanya'yı ziyaret edersen, gelip gör beni.

スペインに来られるようなことがあれば、会いに来てください。

Onun buraya gelip gelmeyeceğini bilmek istiyorum.

彼がここに来るかどうか知りたい。

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri

頭を下げると危険だ

Belki bir akrep gelip böcekleri yemek ister.

サソリもその虫を 食べに来るかも

Sarmal hâline gelip kafalarını böyle geriye çekmeleri

頭を下げると危険だ

Milyarlarca yıldır gelip giden metcezirleri meydana getiriyor.

‎地球では太古の昔から ‎こうして海の‎潮汐(ちょうせき)‎が起こる

Merhaba, benim. Gelip beni istasyondan alır mısın?

もしもし、僕だけど、駅まで迎えに来てくれないかい?

Bu gece onun gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.

彼は今晩来るだろうか。

Ben bagajımın yakında gelip gelmeyeceğini bilmek istiyorum.

荷物はもうすぐ届くのでしょうか。

Okuldan sonra, Tom arabayla gelip beni alacak.

学校終わったら、トムが車で迎えに来てくれる予定なんだ。

Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.

私たち、パパにインターホンで階下にすぐこれるかどうか尋ねたのよ。

Erkek kardeşimin geri gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.

兄はいつか帰ってくるかしら。

Hiç kimsenin istemediği ve gelip almadığı bir valiz,

誰も持って行こうとしないし 所有者も現れません

Doktordan ertesi gün tekrar gelip oğluna bakmasını istedi.

明日もう一度息子を往診してくれるように、彼女は医師に頼んだ。

Pazar öğleden sonra 3'te gelip seni göreceğim.

日曜日の3時にうかがいます。

Araba gelip gelmediğini kontrol etmeden asla caddeyi geçme.

まず車の来ないのを確かめてからじゃないと、絶対に道路を渡ってはいけません。

Onun trenle ya da arabayla gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

私は彼が列車でくるのかそれとも車でくるのか知りません。

Sonra belki bir akrep gelip o böcekleri avlamak ister.

サソリもその虫を 食べに来るかも

Yan gelip yatarsan ve dinlenirsen çok daha iyi hissedersin.

ゆったり座って休みなさい。そうすればずっと気分が良くなるでしょう。

- Bob'ın zamanında gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- Bob'un zamanında geleceğini sanmıyorum.

- ボブが時間通りにくるかどうか疑わしい。
- ボブが時間どおりに来るか疑わしい。

Yabancıların bir tenis turnuvası var. Gelip izlemek ister misin?

外人達のテニスのトーナメントがありますよ。見にいらっしゃいませんか。

Lütfen önümüzdeki Pazar günü muhakkak gelip beni ziyaret edin.

今度の日曜日にぜひお越しください。

Başka birinin gelip gelmeyeceğini görmek için bir süre takıldım.

誰か他に来るんじゃないかと、しばらくの間その辺をブラブラした。

- Ara sıra gelip beni görür.
- Arada bir beni görmeye gelir.

彼は時々私のうちに遊びにくる。

Sağanak yağmur nedeniyle tamamen ıslandım. Arabanla gelip beni alır mısın?

ひどい雨でさ、全身ずぶ濡れだよ。今から車で迎えに来てくれない?

- Bugün okula gelip gelmeyeceğinden şüphe ediyorum.
- Onun bugün okula geleceğini pek sanmıyorum.

彼は今日学校にくるかどうか疑問だ。

Bütün gün boşum, sana uygun olan herhangi bir saatte gelip seni göreceğim.

私は一日中暇ですので、いつでもあなたの都合のよい時に伺います。

Sorun şu ki sadece 15 metre ipim var ve gelip buraya bir bakın.

ロープは約15メートル 見てくれ

- İçeri girip bir fincan çay içmeyecek misin?
- İçeri gelip bir bardak çay içmez misiniz?

- おはいりになって、お茶でも召し上がりませんか。
- 入ってお茶でもどう?
- あがってお茶でもどうですか?

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

頭を下げると危険だ ものすごい力で 攻撃してくるぞ

- Bob'ın benim doğum günü partime gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- Bob'un doğum günü partime geleceğinden şüpheliyim.
- Bob'un doğum günü partime geleceğini sanmam.

私はボブが私の誕生パーティーにくるかどうかを疑問に思う。