Translation of "Geçerken" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Geçerken" in a sentence and their japanese translations:

Caddeyi geçerken kaydı.

通りを横断する際に彼は足を滑らせた。

Sizler karşı tarafa geçerken

そして反対側に抜けると

Dereyi geçerken at değiştirilmez.

流れを渡っている間に馬を取り替えるな。

O, caddeyi geçerken görüldü.

彼が通りを横切るのが見られた。

Onu caddeyi geçerken gördüm.

- 彼が通りを横切っているのが見えた。
- 私たちは彼が道を歩いて渡っていたのを見ました。

Geçerken onun evine uğrayalım.

彼の家に寄ってみよう。

Lütfen geçerken evime uğra.

私の家へお立ち寄りください。

Irmaktan geçerken at değiştirilmez.

流れを渡っている間に馬を取り替えるな。

Caddeyi geçerken dikkatli ol.

道路を横断する時は気を付けなさい。

Yolu geçerken dikkat etmelisin.

道を横断するときは気を付けなさい。

O, geçerken bana başını salladı.

- 彼は通りかかったときに会釈した。
- 彼は通りすがりに、私に会釈した。

Gün geçerken, hava gittikçe kötüleşiyordu.

日が経つにつれて、天気は次第に悪化しつつあった。

Yoldan karşıya geçerken dikkatli ol.

道路を横断するときには注意しなさいよ。

Caddeyi geçerken arabalara dikkat et.

道路を横切るときは車に注意しなさい。

Caddeyi geçerken çok dikkatli olamazsın.

道路の横断中は、どんなに注意してもし過ぎることはない。

Caddeyi geçerken arabalara dikkat etmelisin.

通りを横断するときは車に気をつけなさい。

O, geçerken beni başıyla selamladı.

彼は通りすがりにお辞儀をした。

Zaman geçerken, gökyüzü gittikçe karardı.

時がたつにつれて空は次第に暗くなった。

Çocukları caddeden karşıya geçerken gördüm.

- 私は子供達が歩いて道を横断するのを見た。
- 子どもたちが道を渡るのを見ました。

Lütfen caddeyi geçerken dikkatli olun.

道路を渡るときは、気をつけて。

Ben onu caddeyi geçerken gördüm.

- 彼が道路を渡るのを見た。
- 私は彼が通りを横断するのを見た。
- 彼が道を渡るのを見ました。

O, yanımdan geçerken beni itti.

彼は私を押しのけていった。

Karşıya geçerken çok dikkâtli olamıyorsun.

いくら注意してもしすぎることはない。

- O, caddeyi geçerken neredeyse araba tarafından çarpılıyordu.
- Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu.

彼は通りを横切っていて危うく車に撥ねられそうになった。

O, köprüyü geçerken, derede aşağı baktı.

橋を渡ったとき、彼は下の小川を見おろした。

İşlek bir caddeyi geçerken dikkatli olmalısın.

にぎやかな通りを横断するさいは気をつけなさい。

Yoldan karşıya geçerken arabalara dikkat et.

道路を渡る時には車に注意しなさい。

Caddeyi geçerken trafik konusunda dikkatli olmalısın.

道路を横切る時は交通に注意しなければならない。

Caddeden karşıya geçerken bir kaza gördüm.

通りを横切っていたとき、私は事故を目撃した。

Büyük bir caddeyi geçerken dikkatli olmalısın.

大通りを渡るときにはいつでも注意しないといけません。

İşlek bir caddeden geçerken dikkatli ol.

車の多い通りの横断には油断するな!

O, caddeyi geçerken bir araba tarafından çarpıldı.

彼女は通りを横断中に車にはねられた。

Küçük kız kardeşim caddeyi geçerken elimi tuttu.

通りを渡るとき妹は私の手につかまった。

Tren geçerken, Tom sürücünün bir bakışını yakaladı.

電車が通り過ぎる時、運転士の姿がちらりとトムの目に入った。

Zamanın varsa, geçerken galeriye uğrasan iyi olur.

時間があるなら、彼の画廊に寄ってみたら。

Bir akarsu geçerken atları asla takas etme.

流れを渡っている間に馬を取り替えるな。

Küçük çocuk caddeyi geçerken annesinin elini sıkıca tuttu.

その男の子は通りを渡るとき母親の手をしっかりと握っていた。

Caddeden karşıya geçerken neredeyse bana bir araba çarpıyordu.

道路を横断している時に、私は危うく車にはねられそうになった。

Caddeyyi geçerken küçük kız kardeşimle el ele tutuştuk.

通りを渡るとき妹の手を取った。

Tren geçerken Tom sürücünün bir anlık bakışını yakaladı.

電車が通り過ぎる時、運転士の姿がちらりとトムの目に入った。

Zaman geçerken, insanlar konuyla gittikçe daha az ilgilendiler.

時間がたつにつれて、人々はそのことにだんだん関心がなくなってきた。

Zaman geçerken, insanlar konu hakkında daha çok endişelendi.

時が経つにつれて、人々はますますその問題が気掛かりになった。

O caddeyi geçerken bir araba tarafından vurulup yere serildi.

通りを渡っていて、彼は車にはねられた。

- Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
- Lütfen ziyaretime gel ve beni gör.

私のところへ立ち寄って下さい。

O öylesine güzel bir kızdı ki o geçerken herkes ona bakmak için döndü.

彼女は非常に美人だったので、彼女が通り過ぎると誰でも振り向いたものです。

İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.

イエスは、ガリラヤ湖のほとりを歩いておられたとき、シモンとシモンの兄弟アンデレが湖で網を打っているのをご覧になった。