Translation of "Dikkate" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Dikkate" in a sentence and their japanese translations:

Programı dikkate almalıydık.

- 私たちは日程を考慮に入れるべきだった。
- 我々は日程を考慮に入れるべきだった。

Kamuoyunu dikkate alın.

世論に聞け。

Uyarımı dikkate almadı.

彼は私の警告に全く注意を払わなかった。

Hislerinizi dikkate alacağız.

私たちはあなたの気持ちを考慮に入れるつもりです。

Gerçeği dikkate almalısın.

あなたはその事実を考慮に入れなければならない。

Tüm seçeneklerinizi dikkate almayı

すべての選択肢を考慮しないで

Onun yaşını dikkate almalısın.

君は彼の年齢を考慮に入れなければならない。

Yaşlandığını dikkate almamız gerekir.

彼女が歳取っていることを考慮に入れなければならない。

Bu kitap dikkate değer.

この本は注目に値する。

O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.

彼女は私の忠告にめったに耳をかさない。

O, benim tavsiyemi dikkate almadı.

- 彼は私の忠告を無視した。
- 彼は私の忠告を少しも心に留めなかった。
- 彼は私の忠告に注意しなかった。

O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.

彼はけがにかまわず戦っていた。

Onun ne söylediğini dikkate almalısın.

あなたは彼の言ったことを考慮に入れるべきだ。

Yaşını dikkate alsan iyi olur.

彼の年齢を考慮に入れた方がよい。

Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.

来るなといったのにやってきた。

dikkate alındığında bizi biz yapan şey.

何が自己を規定するのか 探求することでもあります

Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.

その見本市には注目に値するものはなにもなかった。

Performansını yargılarken onun yaşını dikkate almalısın.

彼の行いを評価する時は彼の年齢を考慮しなければならない。

Onun gençliğini dikkate alsan iyi olur.

彼が若いのだと言う事をしんしゃくしてやる方がよい。

İngilizcede dikkate değer bir ilerleme kaydetti.

彼の英語力は著しく向上した。

İkisinin arasında dikkate değer farklılıklar var.

両者の間には著しい違いがある。

Onun dikkate değer bir hafızası vardır.

彼は優れた記憶力の持ち主だ。

Her zaman başkalarının duygularını dikkate almalıyız.

いつも自分以外の人の気持ちを思いやらなくてはならない。

dikkate değer, daha önemli bir şey var.

より深刻な 注目に値する事柄があります

Artık genç olmadığını dikkate alsan iyi olur.

君は自分がもはや若くないことを考慮に入れたほうがいい。

Tavsiyemi dikkate almadan onu görmeye devam etti.

彼女は私の忠告を無視して彼との交際を続けた。

Onlar yaşlı insanların özel ihtiyaçlarını dikkate alamadılar.

- 彼らは老人達が特に必要なものを考慮に入れなかった。
- 彼らは高齢者特有のニーズを考慮に入れるのを怠った。

Önlemleri almadan önce zor koşulları dikkate almalısın.

行動に移る前に、困難な状況を考慮しなくてはならない。

O, çok meşgul olduğum gerçeğini asla dikkate almaz.

彼は僕がとても忙しいという事を全然考慮してくれない。

Bu çok önemli bir mesele olarak dikkate alınır.

- これは大事な事柄だと考えられている。
- これは重大な事柄だと考えられている。

Size sunduğum şu bakış açısını en azından dikkate alırsınız,

少なくとも私が今している考え方について 考えてほしいのです

Her şeyi dikkate alacak olursak, sonuç umduğumdan daha iyi.

あらゆる事を考慮に入れれば、結果は私の期待以上だ。

Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.

近年、化学は驚くべき進歩を遂げてきた。

Ona ne sıklıkta yazarsan yaz, o seni dikkate almayacaktır.

彼女にいくら手紙を書いても、彼女は何とも思わないだろう。

- Her şeyi dikkate aldım.
- Her şeyi göz önünde bulundurdum.

- 私はすべてを考慮に入れた。
- あれこれ考え合わせると。

Jena Muharebesi'nde Ney, emirlerini dikkate almadı ve Prusya hatlarında doğruca saldırıya uğradı

イエナの戦いで、ネイは彼の命令を無視し、プロイセンの路線でまっすぐに突撃し、

Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.

養豚関連産業への配慮から、「豚インフルエンザ」の呼称は「インフルエンザA(H1N1)」に改められた。