Translation of "Alır" in Japanese

0.019 sec.

Examples of using "Alır" in a sentence and their japanese translations:

Dinlenmek zaman alır.

リラックスするには時間がかかる。

Oy pusulasında yer alır .

が投票用紙に記載されてい ます。

Bitkiler suyu topraktan alır.

植物は土壌から水分をとる。

Beni istasyondan alır mısın?

駅に迎えに来てくれませんか。

Otobüs elli kişi alır.

バスには50人乗れる。

İşinde büyük zevk alır.

彼女は仕事を大いに楽しむ。

Alır almaz parayı harcarım.

- 入るお金が右から左へと出てしまう。
- お金が入ると、すぐ使っちゃうんだよ。
- お金が入るそばから、すぐ使ってしまうんだ。

Gücü olan istediğini alır.

- 力は正義なり。
- 勝てば官軍負ければ賊軍。
- 勝てば官軍。

Kalp, göğüste yer alır.

心臓は胸の中にある。

Lütfen bunu alır mısınız?

これをお願いします。

Bu oda güneş alır.

- この部屋は日があたる。
- この部屋は日当たりが良い。

Biraz kahve alır mısın?

コーヒーを飲みますか。

Kahvenizde şeker alır mısınız?

コーヒーに砂糖は入れる?

O kolayca soğuk alır.

- 彼女はすぐに風邪を引くのよ。
- 彼女は風邪を引きやすいのよ。

Dürüstlük uzun vadede karşılığını alır.

- 正直は結局報われるものである。
- 正直は結局得をすることになろう。
- 正直は結局割に合うものだ。
- 正直は結局そんにはならない。
- 結局は誠実さは報いられる。

Onun yerini alır mısın, Leo?

レオさん、明日クリスの代わりに来てもらえないだろうか。

Biraz daha pasta alır mısın?

- もう少しケーキを召し上がりませんか。
- もうすこしお菓子を食べませんか。
- パイをもう少しいかがですか。

Biraz daha bira alır mısınız?

ビールをもっといかがですか。

Cevap alır almaz, seni arayacağız.

僕たちに答えがわかったらすぐに電話するよ。

Her gün mobilyanın tozunu alır.

彼女は毎日家具のほこりを払う。

O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.

彼女は私の忠告にめったに耳をかさない。

Korku filmlerine gitmekten zevk alır.

彼女はホラー映画を見るのを楽しみにしている。

O, özel piyano dersleri alır.

彼女はピアノの個人教授を受けている。

O her zaman süt alır.

彼女はいつもミルクを買っています。

O, insanları izlemekten zevk alır.

彼は人を観察するのが趣味だ。

Erken başlayan erken yol alır.

早く始めれば早く終わる。

O her sabah duş alır.

彼女は毎朝シャワーを浴びます。

Yemek pişirmek çok zaman alır.

料理にあまりに時間がかかりすぎる。

Kışın çok kar alır mısınız?

冬に雪がたくさん降りますか。

O, yüksek bir maaş alır.

彼は高い給料をもらっている。

Bilimsel makaleleri okumaktan zevk alır.

彼女は科学論文を読むのが好きです。

Japonya kuzey yarımkürede yer alır.

日本は北半球に位置する。

Her zaman pahalı elbiseler alır.

彼女はいつも高価な服を買います。

Kalp yaralarını iyileştirmek zaman alır.

心の傷を癒すには時間がかかる。

Gözlerimizin karanlığa alışması zaman alır.

我々の目は暗闇に慣れるのに時間がかかる。

Bu ne kadar zaman alır?

どれ位かかりますか。

Bebekler rahimdeyken nasıl nefes alır?

赤ちゃんは子宮内で呼吸はどうしてるのですか?

Erken kalkan erken yol alır.

- 朝起きは三文の徳。
- 早起きの鳥は虫を捕える。
- 早起きは三文の徳。
- 朝起きは三文の得。

Dairem bol güneş ışığı alır.

私のアパートはたくさんの日光を得ます。(日当たりが良い)

Boşanmanın ardından toparlanmak zaman alır.

離婚から立ち直るには時間がかかる。

Bu minibüs 25 kişi alır.

このマイクロバスは25人乗りです。

Biraz daha çay alır mısın?

お茶をもっといかがですか。

O her zaman notlar alır.

彼はいつもメモをつけています。

İstasyona yürümek on dakika alır.

駅まで歩いて10分です。

Siyasi farkındalık edinmek zaman alır.

- 政治的意識を持つようになるには時間がかかる。
- 政治意識を持つようになるには時間がかかる。
- 政治意識を育むには時間がかかる。
- 政治意識の涵養には時間を要する。

O yüksek bir maaş alır.

彼女は給料をたくさんもらっている。

Benim için gazete alır mısınız?

ちょっと新聞取ってくれる?

- Kasaba, Londra'nın hemen yukarısında yer alır.
- Kasaba, Londra'nın hemen kuzeyinde yer alır.

その町はロンドンのすぐ北にある。

- Bir fincan çay içmek ister misin?
- Bir fincan çay alır mısınız?
- Bir bardak çay alır mısınız?
- Bir bardak çay alır mıydın?

- お茶を一杯いかが。
- お茶でもどうですか?

Geri dönerken bir şey alır mısın?

帰りに買い物してきてくれる?

Buradan istasyona yürümemiz otuz dakikamızı alır.

我々がここから駅まで歩いていくのに30分かかる。

Evin bu kısmı, sabah güneşini alır.

家のこちら側は朝日をとらえる。

Bir bardak daha süt alır mısın?

もう一杯ミルクを飲みませんか。

Bir bardak daha çay alır mısın?

もう一杯お茶をいただきませんか。

Bir dilim tart daha alır mısın?

パイをもう一ついかがですか。

Biletleri alır almaz onları sana göndereceğiz.

チケットが手に入ったらすぐに君のところに送ります。

Tren saatte 20 mil yol alır.

その列車は時速20マイルで進む。

Arabanın arka koltuğu üç yolcu alır.

その車の後部座席には3人乗れます。

İşi bitirmek onun iki saatini alır.

彼がその仕事を終えるのに2時間かかるだろう。

Bazı insanlar sigarayı bıraktıklarında kilo alır.

人によって禁煙すると体重が増える場合がある。

Oraya otobüsle gitmek iki saat alır.

バスでそこまで2時間かかります。

Maliyeti ne olursa olsun istediğini alır.

彼女は金に糸目をつけずにほしい物を買う。

Beni yarın sabah yedide alır mısın?

明朝7時に私を車で迎えに来てくれますか。

Hırvatistan, Avrupa'nın güneydoğu kesiminde yer alır.

クロアチアはヨーロッパの東南部に位置する国である。

Sabırlı olun lütfen. Bu zaman alır.

我慢してください。時間がかかります。

O, deri eşyalar alır ve satar.

彼は革製品の売買をしている。

Yabancı bir dilde uzmanlaşmak yıllar alır.

外国語をマスターするには何年もかかる。

Bir boşanmanın etkisinden kurtulmak zaman alır.

離婚から立ち直るには時間がかかる。

Haftada bir kez piyano dersleri alır.

彼女は1週間に1度、ピアノのレッスンを受けている。

Buradan istasyona gitmek ne kadar alır?

ここから駅までどのくらいかかりますか。

Yaya olarak ne kadar zaman alır?

歩いてどれくらいかかりますか。

Kız kardeşim her sabah duş alır.

姉は毎朝シャワーを浴びます。

Bu kitap İngiltere'deki yaşamı ele alır.

この本はイギリスでの生活を扱っている。

Bu oda bol güneş ışığı alır.

この部屋は良く日が当たる。

Bu salon maksimum 1000 kişi alır.

このホールは最大で1000人収容できる。

Bu şişe ne kadar su alır?

このビンはどの位水が入りますか。

Bir fincan daha kahve alır mısınız?

コーヒーをもう一杯飲みませんか。

Bir parça kek daha alır mısınız?

ケーキをもう一つ召し上がりませんか。

Ondan sık sık haber alır mısın?

あなたは彼女からしばしば便りをもらいますか。

Şunu hatırlayın; uzun süreli hafıza zaman alır

それには 時間が必要でしたね?

İşte bu yüzden ağzın “o” şeklini alır.

お前が口を丸くするのは そのためだ

Kıllarındaki kimyasal alıcılarla yaklaşan kurbanının kokusunu alır.

‎毛で匂いを感知し ‎獲物の接近を知る

Bir yabancı dili iyi konuşmak zaman alır.

外国語を上手に話すには時間がかかる。

İstasyona yaya olarak gitmek bir saatini alır.

駅までは歩いて1時間です。

Merhaba, benim. Gelip beni istasyondan alır mısın?

もしもし、僕だけど、駅まで迎えに来てくれないかい?

Maria haftada bir kez piyano dersleri alır.

マリアは1週間に1度ピアノのレッスンを受ける。

O, ilacı alır almaz onun ateşi düştü.

その薬を飲んですぐに彼の熱が下がった。

Oraya gitmek en az bir saat alır.

そこへ行くには少なくとも一時間はかかるだろう。

O mektubu alır almaz New York'a gitti.

彼は手紙を受け取るとすぐにニューヨークへ行った。

O, yer, nefes alır ve bilgisayarlarla uyuklar.

彼はとにかくコンピューター漬けだからね。

O, mektubu alır almaz onu ikiye yırttı.

彼はその手紙を受け付けとるやいなや2つにさいてしまった。

O her zaman zamanında gelmeyi garantiye alır.

彼はいつでも間に合うようにやってくる。

Büyük kız kardeşim her sabah duş alır.

姉は毎朝シャワーを浴びます。

Senpai, bana biraz yumuşak dondurma alır mısın?

先輩、ソフトクリームおごってくれませんか。

Yabancı bir dilde uzmanlaşmamız uzun zaman alır.

- 私たちが外国語をマスターするには長い時間がかかる。
- 外国語をものにするには長い時間がかかります。

Yabancı bir dili iyi konuşmak zaman alır.

外国語を上手に話すには時間がかかる。