Translation of "Beyaz" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Beyaz" in a sentence and their japanese translations:

- O tamamen beyaz.
- Tamamen beyaz.

- 真っ白です。
- それは完全に白です。

- Köpeğim beyaz.
- Benim köpeklerim beyaz.

私の犬は白い。

Mükemmel beyaz.

真っ白です。

Köpek beyaz.

その犬は白いです。

Hemşire beyaz giyindi.

看護婦は白衣を着ている。

Beyaz ekmek, lütfen.

ホワイトブレッド、おねがいします。

Ev beyaz boyalıdır.

その家は白色に塗られている。

Partide beyaz giymişti.

彼女はパーティーで白い服を着ていた。

O beyaz mı?

白いですか。

O, beyaz ırktandır.

彼女は白人だ。

Deniz beyaz köpüklüydü.

波は白波が立っていた。

O beyaz giymiş.

彼女は白い服を着ている。

Boyacı beyaz giyer.

紺屋の白袴。

beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok.

白人の4分の3にあたる人々には 白人以外の友達がいません

Onların beyaz, Evanjelist Hristiyan,

2人は白人で 福音派のキリスト教徒

Büyük beyaz köpek balıkları.

‎ホホジロザメだ

Sadece donuk bir beyaz.

‎白くなっていた

Bir hemşire beyaz giyer.

看護婦さんは白衣を着ている。

O, beyaz bir yalandır.

悪意のない嘘だ。

Beyaz Saray'ı kim tasarladı?

- ホワイトハウスを設計したのは誰ですか。
- ホワイトハウスを設計したのは誰でしょうか。

Sadece beyaz kağıt yeterli.

無地の白い紙で十分です。

O kar gibi beyaz.

雪のように白い。

Beyaz bir kedim var.

白い猫を飼っています。

Bay Beyaz sınıfımızdan sorumludur.

- ホワイト先生が我々の組を受け持っています。
- ホワイト先生が僕たちのクラスを受け持ってくださっています。
- ホワイト先生は私たちのクラスの担任です。

Beyaz güvercinler güzel kuşlardır.

白い鳩はきれいな鳥です。

Şu mumlar beyaz değiller.

その蝋燭は白くありません。

Beyaz renk saflığın sembolüdür.

白は純潔の象徴である。

Beyaz şarap sever misin?

- 白ワインはお好きですか?
- 白ワインは好き?

Odamın beyaz boyanmasını istiyorum.

私は部屋を白く塗って欲しい。

Şu mum beyaz değil.

その蝋燭は白くありません。

Naoko beyaz sarayda yaşıyor.

ナオコは白い家に住んでいる。

Beyaz çikolata sever misin?

ホワイトチョコ好き?

O, beyaz ayakkabılar giydi.

彼女は白い靴をはいていた。

Beyaz güller çok güzel.

青いバラはとてもきれいです。

Bütün kuğular beyaz mı?

ハクチョウはみんな白いんですか?

Beyaz bir gemi göründü.

白い船が見えてきた。

Bütün kuğular beyaz değildir.

全ての白鳥が白いわけじゃないよ。

Beyaz kemerli olanı seviyorum.

- 白いベルトのついたのです。
- 白いベルトがついてる方がいいな。

- Hafta içleri beyaz gömlek giyerim.
- Hafta içi beyaz gömlek giyerim.

私は平日は白いシャツを着ている。

- Köpekler siyah ve beyaz olarak görür.
- Köpekler, etrafı siyah - beyaz görür.

犬は黒と白の見分けがつく。

Büyük beyaz daha ne istesin?

‎サメには十分な明るさだ

Biri kırmızı ve diğeri beyaz.

一方は赤で、また一方は白である。

Ayakkabılar bu beyaz etekle uyuşuyor.

その靴は、この白いスカートにぴったりです。

O beyaz elbise sana yakışıyor.

そのしろい服はあなたに良く似合っています。

Zorunluluktan beyaz bir yalan söyledi.

彼女は必要に迫られて罪もないうそをついた。

Siyah tavuklar beyaz yumurtalar yumurtlar.

鳶が鷹を生む。

Hayatında beyaz bir sayfa açtı.

彼は心機一転やり直した。

Bu resim siyah ve beyaz.

その写真は白黒です。

Beyaz giyinmiş kız benim nişanlımdır.

白い洋服を着ている子が私のフィアンセだ。

Kırmızı beyaz bayrak rüzgarda uçuyordu.

紅白の旗が風になびいていた。

O beyaz bir elbise giydi.

彼女は白いドレスを着ていた。

Uzakta beyaz bir gemi gördük.

白い船が遠くに見えた。

Tom'un beyaz bir kedisi var.

トムは白い猫を飼っている。

Karanlıkta beyaz bir şey gördük.

私たちは暗闇の中に何か白いものを見ました。

Orada beyaz bir kule görebilirsin.

向こうに白い塔が見えます。

Ken'in beyaz bir köpeği var.

健は白い犬を飼っている。

Bir bardak beyaz şarap, lütfen.

白ワインをグラスでお願いします。

Gelin, beyaz bir gelinlik giyiyordu.

新婦は白いウエディングドレスに身を包んでいた。

Beyaz boya odaya ışık katacaktır.

白ペンキを塗ると部屋が明るくなるでしょう。

Onun beyaz bir kedisi var.

彼は白い猫を飼っています。

O beyaz bina bir hastanedir.

あの白い建物は病院です。

Beyaz elbiseli kız onun nişanlısı.

白い服を着ている娘が彼の婚約者だ。

Onun dişleri inci gibi beyaz.

彼の歯は真珠のように白い。

Bugün beyaz bir elbise giyiyor.

彼女は今日は白い服を着ている。

O, beyaz eteğini kırmızıya boyadı.

彼女は白いスカートを赤く染めた。

Beyaz lahana ailesi sülfür açısından zengindir.

キャベツ類は硫黄が多く含まれています

Beyaz lahana, brokoli, karnıbahar, brüksel lahanası,

キャベツ類とはキャベツ、ブロッコリー カリフラワー、芽キャベツ

Ayrımcı Güney Afrika'nın beyaz banliyölerinde büyüdüm,

私は アパルトヘイト時代の南アフリカの 白人居住区で育ちました

Siyah ve beyaz erkeklerin şeytanlaştırılma hikayeleri

黒人男性と白人男性が 悪魔扱いされるようになった

Tepenin eteğinde beyaz bir bina görürsün.

丘の麓に白い建物が見えますね。

Sağa dönünce, beyaz bir kule göreceksin.

右は曲がると、白い塔が見えるだろう。

Fransız bayrağı mavi, beyaz ve kırmızı.

フランスの国旗は青、白、赤です。

Beyaz giysiler giyen kadın bir gecedeydi.

白い服を着た婦人がパーティーに出ていた。

Tam köşede beyaz bir bina var.

- 丁度角を曲がったところに白い家があります。
- ちょうど角を曲がったところに白い建物があります。

Oradaki büyük beyaz binayı görebiliyor musun?

あそこに大きな白いビルが見えるでしょう。

Koltuğunun altında beyaz bir kitap vardı.

彼女は白い本を脇に抱えていた。

Onun evi beyaz bir çitle çevrili.

彼女の家は白い垣根で囲まれている。

Onun elbisesi beyaz pulka puanlı mavidir.

彼女のドレスは青い地に白の水玉模様がある。

Tepenin eteğinde beyaz bir yapı görürsün.

丘の麓に白い建物が見えますね。

Bir beyaz bulut, mavi gökyüzünde yüzüyor.

白い雲が青空に浮かんでいる。

Bir siyah ve beyaz köpeğim var.

私は黒白まだらの犬を飼っている。

Beyaz şarabı kırmızıdan daha çok severim.

- 私は赤ブドウ酒より白ブドウ酒のほうが好きだ。
- 私は赤ワインより白ワインの方が好きかな。

Sola döndüğünüzde beyaz bir bina göreceksiniz.

- 左へ曲がれば、白い建物が目に入りますよ。
- 左に曲がったら、白いビルが見えてきます。

Beyaz elbiseli kadın, ünlü bir aktristir.

白い服を着ている婦人は有名な女優です。

O, düğün için tamamen beyaz giymiş.

彼女は結婚式のために純白のドレスを着ていた。

"Ne oldu?" küçük beyaz tavşan sordu.

「どうかしたの?」と小さな白いウサギが聞きました。

Annem bana beyaz bir elbise yaptı.

- 母は私に白い服を作ってくれた。
- 母は私に白いドレスを作ってくれた。

Oh, beyaz pantolonum! Ve onlar yeniydi.

あぁ私の白いズボンが!新しいのに。

Bizim siyah beyaz bir köpeğimiz var.

白黒ぶちの犬を飼っている。

Ben parkta beyaz bir şey gördüm.

- 公園に何か白いものが見えた。
- 公園で何か白いものを見たんです。

Beyaz top kırmızı top kadar ağırdır.

赤いボールは白いボールと同じ重さです。

O, caddede beyaz bir şey topladı.

彼は通りで何か白いものを拾い上げた。

Bir bardak beyaz şarap alabilir miyim?

白ワインをグラスでお願いします。

Jim'in başında beyaz bir şapkası var.

ジムは白い帽子をかぶっている。