Translation of "Değildim" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Değildim" in a sentence and their japanese translations:

Lösemi değildim,

白血病が治癒し

Cidden, değildim.

本当の話です

O ben değildim.

自分らしくありませんでした

Ve yalnız değildim.

私だけではありませんでした

Ben değildim komiserim!

それは私じゃないよ、理事長!

Hilenin farkında değildim.

私はその企みに気づかなかった。

Biraz yorgun değildim.

私はすこしも疲れなかった。

Ayrıcalıklarım olduğunun farkında değildim

自分に特権があるなんて 思ったこともありませんでした

Ben de kesinlikle değildim.

間違いなく私は できていませんでした

Ama o ben değildim.

でも それは私じゃないんです

Ve oraya ait değildim.

私にはまったく不向きでした

Dün günümde değildim sadece.

昨日は全くついていなかった。

Onun yokluğunun farkında değildim.

彼女が欠席しているのを僕は知らなかった。

Dün çalışmak zorunda değildim.

私は昨日勉強する必要は無かった。

Geçen yıl burada değildim.

去年はここにいなかったんだ。

Onun varlığının bilincinde değildim.

私は彼が居たことに気づかなかった。

Babam kadar güçlü değildim.

私は私の父ほど強くなかった。

Sana karşı dürüst değildim.

私はあなたに正直でなかった。

İki gündür meşgul değildim.

- 私は2日間忙しくありません。
- この二日間は忙しくないんだよ。

Ben dün meşgul değildim.

昨日は忙しくなかったんだ。

Gördüklerimden sonra aynı kişi değildim.

その時見た光景は 私を永遠に変えることになりました

Ben her zaman mutlu değildim.

わたしはいつも幸福だったわけではありません。

Ben hiç de yorgun değildim.

私はすこしも疲れなかった。

Ben o zaman görevde değildim.

- その時、私は勤務時間外だった。
- その時は私は勤務時間外だったんです。
- その時私は非番だった。

Beni izleyen birinin farkında değildim.

誰かが私をみているなんて気づかなかった。

Ben geçen hafta meşgul değildim.

私は先週忙しくありませんでした。

Ben onun varlığının farkında değildim.

私は彼がいることに気がつかなかった。

Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.

秘密にしておくつもりはなかったんです。

Ben iyi bir anne değildim.

私はいい母親ではなかった。

Toplantıda onun yokluğunun farkında değildim.

私は彼が会に欠席しているのに気がつかなかった。

Paris'teki hayattan hiç memnun değildim.

パリでの生活に満足していなかった。

Bana bakan adamın farkında değildim.

私は、男が私の方を見ているのに気付かなかった。

Ben de kötü bir anne değildim.

悪い母親でもなかった。

Ona hikayeyi anlatacak kadar aptal değildim.

- 彼はその話を彼女にするような馬鹿なことはしなかった。
- 彼はその話をする彼女にするような馬鹿な事はしなかった。

Birinin beni izliyor olduğunun farkında değildim.

誰かが私をみているなんて気づかなかった。

O kadar kötü hissettiğinin farkında değildim.

あなたがそんなに気分が悪いなんて気づかなかった。

Ben öyle yapma duyusuna sahip değildim.

- 私にはそうするだけの分別がなかった。
- 私にはそうするだけの分別がつかなかった。
- 私はそうする機転がきかなかった。

Tom buraya geldiğinde ben burada değildim.

トムがここに来た時、私は不在だった。

Bir erkek olarak neyi bilmediğimin farkında değildim.

生きるのも大変です 男だった時は知りませんでした

Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.

ついうっかりしてバスを乗り間違えた。

Onlar beni uyarıncaya kadar tehlikenin farkında değildim.

彼らが私に警告するまで、私は危険に気づかなかった。

Bunu açıklamanın iyi bir yoluna sahip değildim.

僕は、うまく説明するすべを持たなかった。

Senin bu kadar hasta olduğunun farkında değildim.

あなたがそんなに気分が悪いなんて気づかなかった。

Hindu da değildim. Yani o da anlamsız.

ヒンドゥー教でもないので 「ヒンドゥー」も間違いです

Açık bir şekilde hastaların krallığına ait değildim artık.

私は明らかに病人ではありませんが

Ben de bu durumla ilgili kendimden çok hoşnut değildim.

そういうことがあって 自信が持てませんでした

Bu yolun veya hayatın beni nereye götüreceğinden emin değildim.

その道や自分の人生が どこに 通じているのか分かっていませんでした

Kendim onun bilincinde değildim, fakat onun başarısını kıskanıyor olabilirim.

私は自分では意識しなかったが、彼の成功に嫉妬していたかもしれない。

- Kızgın olduğum kadar çok üzgün değildim.
- Üzgün olmaktan daha kızgındım.

私は悲しいというよりは腹が立った。

Ailen ve çocuğun için endişeleniyorsun. Daha öncesinde hayvanlara karşı aşırı duygusal davranan biri değildim.

‎家族のことを案じた ‎ここまで生き物に ‎感情移入したのは初めてだ