Translation of "Olduğunun" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Olduğunun" in a sentence and their japanese translations:

Ayrıcalıklarım olduğunun farkında değildim

自分に特権があるなんて 思ったこともありませんでした

Ne olduğunun farkında mısın?

何が起きてるのかわかってる?

Biz ne olduğunun farkındaydık.

私たちは何が起きつつあるか気づいていた。

Bir şeyin eksik olduğunun bilincindeydim.

何か見えなくなったもののあるのに気がついた。

Ben senin başarısız olduğunun farkındayım.

君の不首尾は承知している。

Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.

彼は事故の原因が自分にあると十分に自覚していた。

O bir dahi olduğunun illüzyonundaydı.

彼は自分が天才だと錯覚していた。

Bunun son derece ironik olduğunun farkındayım.

かなり皮肉なのは分かっています

Sanki bu, İngilizcenin doğru olduğunun kanıtıydı.

まるでそれが正しい英語の証左かのように。

Birinin beni izliyor olduğunun farkında değildim.

誰かが私をみているなんて気づかなかった。

Onun bir suç işlemiş olduğunun kanıtı nerede?

罪を犯したという証拠は?

Senin bu kadar hasta olduğunun farkında değildim.

あなたがそんなに気分が悪いなんて気づかなかった。

Tom ne kadar şanslı olduğunun farkında değil.

トムはいかに自分が恵まれているか気付いていない。

Kadın olduğunun bu kadar az ayırdında olması ürpertici.

女として自覚なさ過ぎて怖い。

Onun sahip olduğunun iki katı kadar kitabım var.

僕の蔵書は彼の二倍だ。

O, hava yolculuğunun tehlikeli olduğunun düşünüldüğü günlerde yaşadı.

彼は飛行機による旅行が危険であると考えられていた時代に生きていた。

Onun neden çok kızgın olduğunun nedenini biliyor musun?

彼女があんなに怒っている理由がわかりますか。

Okinawa'nın Çin'e Honshu'dan daha yakın olduğunun farkında mısın?

沖縄は本州よりも中国に近いということに気付いてましたか。

Ver onu. Sahip olduğunun hepsi bu kadar mı?

出せ。他にないのか。

Kate Jane'in sahip olduğunun üç katı kadar kayıtlara sahip.

ケイトはジェーンの3倍のレコードを持っている。

Senin sahip olduğunun on katı kadar çok kitaba sahibim.

私はあなたの10倍の本を持っている。

Senin sahip olduğunun dört katı daha fazla CD'lerim var.

私はあなたの四倍CDを持っている。

- Biz ne olup bittiğinin farkındaydık.
- Biz ne olduğunun farkındaydık.

私たちは何が起きつつあるか気づいていた。

Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.

その奴隷の少女が実は王女だということがわかって、みんな大変驚いた。

Onun sahip olduğunun üç katı kadar çok sayıda kitabım var.

私は彼の3倍の本を持っている。

Ben onun sahip olduğunun sadece yarısı kadar çok kitaba sahibim.

- 僕には彼の半分の本しかない。
- 私は彼の本の半分しか持っていない。

Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.

現代は本質的に悲劇的な時代だと言われるのをよく耳にする。

O senin sahip olduğunun üç katı kadar çok sözlüğe sahiptir.

彼女は君の3倍の冊数の辞書を持っています。

Kate'in, Jane'in sahip olduğunun üç katı kadar çok plakları var.

ケイトはジェーンの3倍のレコードを持っている。

Senin sahip olduğunun üç katı kadar çok sayıda kitabım var.

私はあなたの3倍の本を持っています。

- Durumun önemli olduğunun tam olarak farkındayız.
- Durumun öneminin tam olarak farkındayım.

私たちは状況の重大さを十分に認識しています。

- Onun kim olduğunun benim için zerre önemi yok.
- Onun kim olduğu hiç umurumda değil.

彼が何者であろうと全然気にしない。

- Onun sahip olduğunun beş katı kadar çok sayıda pula sahibim.
- Onun beş katı pulum var.

僕は彼の5倍の切手を持っているよ。

- Senin üç katın kadar param var.
- Senin sahip olduğunun üç katı kadar çok paraya sahibim.

- 私はあなたの三倍のお金を持っている。
- 私はあなたの3倍のお金を持っている。

Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.

雷は科学的に説明されているから、雷が人間に対する神の怒りだなどとは人々はもう信じていない。だから、雷も以前ほど恐ろしいものではなくなってきている。