Translation of "Düşündüğü" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Düşündüğü" in a sentence and their japanese translations:

Sistemin hakkımda düşündüğü şeyi değiştiremezdim.

社会の描く私の姿を 変えさせることはできません

Onun yapmayı düşündüğü şey açıktı.

彼が何をしようとしていたのかははっきりしていた。

Başkalarının benim hakkımda düşündüğü ile ilgilenmiyorum.

みんなが私のことをどう思うかに興味がありません。

Onun düşündüğü tek şey onu görmektir.

- 彼は彼女に会うことばかり考えている。
- 今彼の頭には彼女に会うことしかない。

Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.

彼が自分の叔母さんだと思った女性は、知らない人であった。

Onun düşündüğü bütün şey onunla tanışmak.

彼は彼女に会うことばかり考えている。

Doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapma özgürlüğü var.

彼は正しいと思っていることをする自由がある。

Çılgınlık yapmadan yaşayan insan düşündüğü kadar akıllı değildir.

愚行なしに生きている人は、その人が考えているほど賢明ではない。

Tom gerçekten herkesin olduğunu düşündüğü kadar zengin değil.

トムはみんなが思っているほど、大してお金持ちじゃないんだよ。

Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.

あいつの考えていることはさっぱりわからない。

Tom eve giderken Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

帰宅の途中トムはアメリカ人と思われる人に出会った。

O, dosyayı güvenli bir yer olduğunu düşündüğü şeyin içine sakladı.

彼は、そのファイルを安全だとおもうところに隠した。

Tom onun olduğunu düşündüğü kadar iyi bir satranç oyuncusu değil.

トムは、自分で考えているほどいいチェスの棋士ではありません。

Tom eve bu gidişinde Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

帰宅の途中トムはアメリカ人と思われる人に出会った。

Şimdi her takım, diğer takımın berbat olduğunu düşündüğü bir fikre sahip

各チームが 他のチームがひどいと 判断したアイデアを受け取ります

Başka bir şey düşündüğü zaman bile, ölüm fikri onun aklına geldi.

たとえ何か他のことを考えようとしても、死についてのいろいろな考えが頭に浮かぶのだった。

Mary Tom'a elbisesi hakkında ne düşündüğü sordu, fakat o gerçekten ne düşündüğünü ona söylemekten daha iyisini biliyordu.

メアリーは自分のドレスをどう思うか尋ねたが、トムは感じたままを口にするほど馬鹿ではなかった。

Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi.

クリストファーコロンブスは、あまりにつまらないと見なしたヨーロッパの諸言語に不満を感じて、自分しか話せないほど複雑な「コロン語」を考案した。