Translation of "Bitirmek" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Bitirmek" in a sentence and their japanese translations:

Doktoramı bitirmek üzereyken,

私は 博士号が あと少しで 取得出来るという時

İşi bitirmek zordu.

その仕事をやり遂げるのは大変だった。

Ve şimdi bitirmek üzereyken,

では 終わるにあたり

İşi bitirmek sizin göreviniz.

その仕事を終えるのは君の義務だ。

- İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
- İşi kendi başıma bitirmek istiyorum.

私は自分だけでその仕事を終わらせたいのです。

Ev ödevini hemen bitirmek zorundasın

宿題はすぐ片付けないとだめですよ。

İşi bitirmek beş saatimi aldı.

その仕事を終えるのに五時間かかった。

İşi bitirmek uzun süre almayacaktır.

その仕事を終えるのにはそれほど時間がかからないでしょう。

İşi bitirmek ne kadar sürer?

その仕事を終えるのにどの位時間がかかりますか。

Bir haftada raporu bitirmek imkansız.

1週間でそのレポートを仕上げるなんて不可能だ。

İşi bitirmek bir haftasını aldı.

彼がその仕事を終えるのに1週間かかった。

Ödevimi bitirmek üç saatimi aldı.

宿題をやり終えるのに3時間かかった。

Bu işi bitirmek sizin sorumluluğunuz.

その仕事を終えるのは君の義務だ。

İşimi bitirmek için gayret ettim.

私は仕事を終えようと努力した。

- Bunu bitirmek için ne kadar zamanımız var?
- Bunu ne kadar zamanda bitirmek zorundayız?

あとどのくらいで仕上げなければならないの?

Okul bitene kadar onu bitirmek istedim.

学校が終わるまでにそれを終えてしまいたかったのだが。

Tek istediği resmini bitirmek için zamandı.

彼が望んでいたのは絵を完成させる時間だけだった。

İşi bitirmek onun iki saatini alır.

彼がその仕事を終えるのに2時間かかるだろう。

Onu bitirmek için elimden geleni yapacağım.

私はそれを仕上げるのに全力を尽くすつもりだ。

O, işini bitirmek için çok çalıştı.

彼は仕事を終えようと骨を折った。

Ev ödevini bitirmek üç saatimi aldı.

宿題を終えるのに3時間かかった。

Raporu yarına kadar bitirmek neredeyse imkansız.

そのレポートを明日までに仕上げるのはほとんど不可能だ。

Bu onarımları bitirmek üç saat sürer.

修理が終わるまで3時間かかるでしょう。

Planım bugün bütün mektupları yazıp bitirmek.

私の計画は、今日すべての手紙を書き終えることだ。

İki gün içinde bunu bitirmek imkansız.

これを2日で終えるのは不可能だ。

Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.

- ケイトは10時までに宿題を終えたい。
- ケイトは十時までに宿題を終わらせたいと思っている。

İşi bitirmek için elinden geleni yapacak.

彼は仕事を終えるよう全力を尽くすだろう。

Bu işi bir günde bitirmek zor.

その仕事を一日で終えるのは難しい。

Belirtilen tarihe kadar işi bitirmek zorundaydım.

私は指定の日までに仕事を片づけなければならない。

Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.

審判は試合を終わらせるために笛を吹いた。

Her şeyden önce, ödevi bitirmek zorundayız.

まず第一に、我々は宿題を済ませなければならない。

Onu zamanında bitirmek için elimden geleni yapacağım.

出来る限り期限内に終えるようにやってみます。

Bunu bitirmek tatilimin en güzel kısmını aldı.

それを完成するのに休日のほとんどを費やしてしまった。

İşi bitirmek onun bütün öğleden sonrasını aldı.

その仕事を終えるのに彼女は午後全部かかった。

Öğleye kadar işi bitirmek zorunda olduğunu söyledi.

彼はその仕事を正午までに終えなければならないと言った。

Bu işi bitirmek onun iki gününü alacaktır.

彼がこの仕事を終えるのには2日かかるだろう。

İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.

火曜日までにこの仕事を終えるのはたやすいことさ。

Saat beşe kadar bu işi bitirmek istiyorum.

5時までにこの仕事を終えたいな。

Onu zamanında bitirmek için elinden geleni yapacaktır.

彼はそれを時間通りに終えるよう全力をつくすだろう。

Ben düne kadar işi bitirmek zorunda kaldım.

私は昨日までにその仕事を仕上げなければなりませんでした。

Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.

明日までにパーティーの準備を終えなければなりません。

- İşi saat dörde kadar bitirmek zorundayım.
- İşi dörde kadar bitirmek zorundayım.
- Saat dörde kadar işi bitirmem gerekiyor.

私は4時までにその仕事を終えなければなりません。

Her halukarda, bu işi yarına kadar bitirmek zorundayım.

とにかく、明日までにこの仕事を終えなければならない。

O bitirmek için zamanımızın olmadığı zor bir sınavdı.

それはとても難しいテストだったので、私たちは最後まで終える時間がなかった。

Onlar projeyi bitirmek için çok güçlüklere katlandılar, duyuyorum.

その企画を完了するため彼らは大変骨を折ったそうだ。

Elbiseni dikmeyi bitirmek için geç saatlere kadar yatmadı.

彼女はあなたのドレスを縫い上げるために夜遅くまで起きてたんだよ。

Bu işi salı gününe kadar bitirmek kolay olacaktır.

火曜日までにこの仕事を終えるのはたやすいことさ。

Bu işi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.

火曜日までにこの仕事を終えるのはたやすいことさ。

Bu projeyi bitirmek en azından bir yıl sürer.

このプロジェクトを終えるのに最低でも一年はかかるだろう。

İyi bir başlangıç, işi yarı yarıya bitirmek demektir.

- 始めよければ半ば成功。
- 始めが肝心。
- 始まりがよければ半分できたも同じ。

- Sanırım evimizi yapmayı bitirmek bir yıldan daha fazla alacaktır.
- Sanırım bizim evimizi yapmayı bitirmek bir yıldan daha fazla sürecektir.

私たちの家が完成するのに、1年以上かかると思う。

Hava kararmadan önce işi bitirmek için hepimiz dışarı çıktık.

- 日没前に仕事を終えるよう全力をつくしてやった。
- 暗くなる前に仕事が終えられるよう、僕らは全力を尽くした。

Ev ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.

宿題を終わらせるのにもっと時間が欲しい。

Bu kitabı okumayı bitirmek zorunda olduğum için dışarı çıkmıyorum.

この本を読み終わらなければならないので出かけない。

Ben o kitabı okumayı bitirmek istedim ama bunu imkansız buldum.

その本を読破しようとしたが、不可能だとわかった。

İşi hazirandan önce bitirmek istiyorsan çok daha iyi çalışmak zorunda kalacaksın.

もし6月前にその仕事を完成するつもりならばもっと努力が必要です。

O, onu zamanında bitirmek için elinden geldiği kadar çok çalışmak zorundaydı.

彼はそれを期限内に仕上げるのが精いっぱいだった。

- Ödevimi bitirmem ne kadar zamanımı alacak.
- Ev ödevimi bitirmek ne kadar zamanımı alır?

私が宿題をやってしまうのにどのくらいかかるのだろうか。

- İşin bir ay içinde tamamlanması kesinlikle imkansız.
- Bir ay içinde işi bitirmek tamamen imkansız.

その仕事を一ヶ月以内に仕上げるのは全く不可能である。