Examples of using "Bilinmeyen" in a sentence and their japanese translations:
bilinmeyen bir bölgeye götürdü.
ここは未知の地だ
Öngörülemeyen, beklenmeyen
ve bilinmeyen için,
予見不能なこと 思いがけないこと—
Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır.
彼の趣味は珍しいチョウの収集だ。
Bilinmeyen bir düşman tarafından saldırıya uğruyoruz.
何か得体の知れない奴らに襲われてる。
"X" sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.
X記号は数学ではたいてい未知数を表す。
Bilinmeyen bir kelimeye rastlarsanız, o kelimeye sözlükte bakın.
知らない単語に出くわしたら、辞書でそれを調べなさい。
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu. - Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.