Translation of "Adil" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Adil" in a sentence and their japanese translations:

Adil değil.

- ずるい。
- そんなの不公平だよ。

Adil görünen insanlar bazen hiç adil değildirler.

公正そうな人が時々全然公正じゃないです。

Ama adil başlarken

ところが 元は公平であっても

Bu adil değil.

それは公平ではない。

Hayat adil değil.

世の中って、不公平だ。

O adil değil.

それは公平ではない。

Davadaki hakim adil değildi.

その訴訟の判事は公平ではなかった。

Eğer ona adil bir şekilde davranırsan, o sana adil olacaktır.

彼を公平に扱いなさい、そうすれば彼はあなたに公平になるでしょう。

adil bir fırsat sağladığını gösteriyor.

そのお返しに 周りの人も公平な態度を 取るようになるのです

Öğretmen bütün öğrencilere adil davrandı.

先生は生徒全員を公平にあつかった。

Bay Hasimoto bize karşı adil.

橋本先生は私たちに公平です。

Kral, krallığını adil biçimde yönetti.

王は自分の王国を公正に治めた。

Avukat adil bir gelire sahiptir.

その弁護士はかなりの収入がある。

Onlar da başkalarına adil olmalıdır.

その人達はまた他人に公平であるべきだ。

Yasa her zaman adil değildir.

法が常に公平であるとは限らない。

O krallığı adil şekilde yönetti.

彼は自分の王国に善政を施した。

Tom onun adil olmadığını düşündü.

トムはそれは不公平だと思った。

Hayat adil değil, değil mi?

人生は公平ではないよね?

O adil değil, değil mi?

そんなの不公平じゃない?

Bu insanlara adil şekilde davranmalıyız.

これらの人々を公平に扱わなくてはならない。

Onun adil bir geliri var.

彼にはかなりの収入がある。

Mayuko taslağın adil bir kopyasını yaptı.

マユコは原稿の清書をした。

Onlar düşmanla adil bir savaşla savaştı.

彼らは敵軍と正々堂々と戦った。

Bir öğretmen öğrencilerine karşı adil olmalı.

先生は生徒に公平でなければならない。

Bu adil değil! Aynada kartlarımı gördün!

それはずるい!あなた、鏡で私のカードを見たでしょ!

Ama bilim aynı zamanda adil bir ortamda

しかし さらに科学でわかっているのですが 公平な環境においては

Bir hakem iki takıma da adil olmalıdır.

審判は両チームに対して公平でなければならない。

Adil rekabet sektörünün sağlıklı büyümesi için gereklidir.

業界の健全な成長のために公正な競争が確保される必要がある。

Kazansak da kaybetsek de, adil oynamak zorundayız.

我々は、勝とうが負けようがフェアに戦わなければならない。

Onun gidebilmesi ve benim gidememem adil değil.

彼女が行けて私が行けないのは不公平だ。

Adil ve makul olmadığından dolayı önerinizi kabul edemem.

君の提案は公正で道理にかなったものではないという理由で、賛成しかねます。

Bazı test soruları koruma görevlileri için adil değil.

問題の中にはゴリラに不公平なものがある。

Yeni şirket kuralı daha yaşlı işçiler için adil değildi.

新しい社則は年配の労働者達には不公平だった。

Eğer o tür şeyler yaparsan, onun için adil değil.

そんなことをしては彼女に悪い。

Servetin adil bir biçimde dağıldığı bir toplum hayal ediyorum.

わたしは国の富が公平に分配される社会を夢見ている。