Translation of "Ödevimi" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Ödevimi" in a sentence and their japanese translations:

- Ev ödevimi yapıyorum.
- Ödevimi yapıyorum.

- 私は私の宿題をしています。
- 宿題してるよ。

Ev ödevimi bitirmeliyim.

宿題を終わらせなきゃならないんだ。

Ev ödevimi yapıyorum.

- 私は私の宿題をしています。
- 宿題してるよ。

Ev ödevimi yapacağım.

私は宿題をする。

Ödevimi güçlükle bitirdim.

私はやっと宿題を仕上げた。

Ev ödevimi bitiremedim.

私は宿題を終えることができなかった。

Ev ödevimi bitiriyorum.

- 私はじきに宿題を終えます。
- もう宿題は終わるよ。

Ben ödevimi bitirdim.

私は宿題を片付けた。

Ev ödevimi bitirdim.

- 私は宿題を終えた。
- 宿題は終わったよ。

Ödevimi yapmaktan yoruldum.

- 私は宿題をして疲れました。
- 宿題やって疲れてたんだ。

Ev ödevimi yapmalıyım.

- 私は宿題をしなければならない。
- 今は、宿題をしないといけない。
- 宿題しなくちゃいけないんだよ。

- Ev ödevimi zaten yaptım.
- Ben zaten ev ödevimi yaptım.

- 私はもう宿題をすませた。
- 既に宿題を終えてしまった。

Ev ödevimi yaptığımda, geleceğim.

宿題をすませてしまったら行くよ。

Ev ödevimi henüz bitirmedim.

- 私はまだ宿題を終えていない。
- まだ宿題が終わらないんだよ。

Zaten ev ödevimi bitirdim.

- 私はもう宿題を終えました。
- 私はすでに宿題を終えてしまった。
- もう宿題は済んでるよ。

Onu ödevimi yapmaya zorladım.

無理やり彼女に宿題をさせた。

Ben ev ödevimi bitirdim.

- 私はちょうど宿題をしおえたところです。
- 宿題は終わったよ。

Ev ödevimi yaparken uyuyakaldım.

私は宿題をしているうちに眠り込んでしまった。

Ona ev ödevimi yaptırdım.

私は彼に宿題をやってもらった。

Ödevimi bitirince televizyon izledim.

私は宿題をすませてからテレビを見た。

Açıkçası, ev ödevimi yapmadım.

実を言うと、私は宿題をしなかった。

Ödevimi burada bırakabilir miyim?

僕の宿題ここに置いて行ってもいい?

Ev ödevimi bitirdiğimde, yüzmeye gideceğim.

- 宿題をすませたら、泳ぎにいこう。
- 宿題が終わったら泳ぎに行ってくるよ。

Ev ödevimi yapacak zamanım yok.

私は宿題をする時間がありません。

Babam ev ödevimi incelemekle meşgul.

父は僕の宿題を見るのに忙しい。

Ödevimi bitirmek üç saatimi aldı.

宿題をやり終えるのに3時間かかった。

Ödevimi yaptıktan sonra yatmaya gittim.

宿題を終えた後で私は寝た。

Maalesef, ev ödevimi evde bıraktım.

あいにく、宿題を家に忘れてきた。

Ödevimi bitirdikten sonra kitabı okudum.

私は宿題を終えてしまってからその本を読んだ。

Üzgünüm, ev ödevimi evde bıraktım.

すみません、宿題家に忘れてきました。

Özür dilerim. Ödevimi yapmayı unuttum.

すみません、宿題忘れました。

Ev ödevimi bu gece tamamlayacağım.

私は今夜、宿題のおくれを取り戻すつもりだ。

Ev ödevimi az önce bitirdim.

- 私は宿題を終えたところだ。
- 私はちょうど宿題を終えたところだ。
- ちょうど宿題を終えたところだ。
- ちょうど宿題をすませたところだよ。
- ちょうど宿題が終わったとこだよ。

Eve gidip ödevimi yapmak zorundayım.

家に帰って宿題しなきゃ。

Oh hayır, ev ödevimi yapmadım.

やばい、宿題やってない。

Ben zaten ev ödevimi yaptım.

- 私はもう宿題をすませた。
- 既に宿題を終えてしまった。
- もう宿題は終わったよ。

Şimdi ev ödevimi yapmak zorundayım.

- 私は今宿題をしなければならない。
- 今は宿題をやらなくちゃいけないんだよ。

- Ödevimi bitirmem ne kadar zamanımı alacak.
- Ev ödevimi bitirmek ne kadar zamanımı alır?

私が宿題をやってしまうのにどのくらいかかるのだろうか。

Ev ödevimi bitirdikten sonra dışarı çıkacağım.

宿題を終えたら出かけます。

Ödevimi bitirdikten sonra, annemle sohbet ettim.

- 宿題をやってしまってから、私は母と話をした。
- 宿題をやってから、私はママとおしゃべりした。

Salıya kadar ev ödevimi bitirmiş olacağım.

火曜日までには宿題をおえてしまっているだろう。

Akşam yemeğinden önce ev ödevimi bitirmeliyim.

わたしは夕食前に宿題を終えなければなりません。

Bir saat içinde ödevimi bitirmem gerekiyor.

1時間で宿題を終えなければならない。

Onun yardımı sayesinde, ev ödevimi bitirdim.

彼の手助けのおかげで、私は宿題を終わった。

Ev ödevimi yapamayacak kadar çok uykuluyum.

私はあまりにも眠いので宿題ができない。

Ev ödevimi bitirdikten sonra TV izlerim.

私は宿題が終わってからテレビを見てます。

Dün gece bütün ev ödevimi tamamladım.

私は昨夜宿題のおくれをすっかり取り戻した。

Akşam yemeğinden sonra ev ödevimi yaptım.

- 私は夕食後に宿題をやった。
- 夕飯の後、宿題をしました。

İngilizce ödevimi yapmayı henüz şimdi bitirdim.

私はちょうど今英語の宿題が終わったところです。

Sen beni aradığında ev ödevimi bitirmiştim.

電話をもらったときには、宿題を終えていた。

Ödevimi en azından pazartesiye kadar bitirmeliyim.

私は少なくとも月曜日までに宿題を終わらさなければならない。

Ben o zaman ev ödevimi yapıyordum.

私はその時宿題をしていた。

Saat dokuza kadar ev ödevimi bitireceğim.

- 私は9時までに宿題をやってしまうつもりだ。
- 9時までには宿題を終わらせるよ。

Kardeşim ödevimi yapmamda bana yardım etti

兄は私の宿題を手伝ってくれた。

Lütfen ev ödevimi bitirinceye kadar bekle.

宿題が終わるまで待ってください。

Ev ödevimi yapmak üç saatimi aldı.

私は宿題をするのに3時間かかった。

Öğretmen ödevimi sınıfın önünde okumamı istedi.

先生は僕にクラスの前で書いたものを読むように言った。

Televizyon seyrettikten sonra, ev ödevimi yapacağım.

テレビを見た後で宿題をする。

Ödevimi bitirdikten sonra sonunda televizyon izleyebildim.

私は、宿題をやり終えたので、ようやくテレビを見ることができた。

Ted beni aradığında, ev ödevimi henüz bitirmiştim.

テッドから電話がかかったとき、私はちょうど宿題を終えたところだった。

Ev ödevimi yapmam için bana yardım etti.

彼は私が宿題をするのを手伝った。

Ev ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.

私は宿題を済ませてから、テレビで野球を見た。

Ben ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.

私は宿題を済ませてから、テレビで野球を見た。

Yoruldum; yine de, ben ödevimi bitirmem gerekiyor.

私は疲れている、それにかかわらず、宿題を終えなければならない。

Ödevimi yaptıktan sonra televizyonda beyzbol maçı izledim.

私は宿題を済ませてから、テレビで野球を見た。

Benim yarına kadar dönem ödevimi bitirmem imkansızdır.

明日までに、私は学期末レポートを仕上げることはできない。

Dışarıya gitme yerine ev ödevimi yapmak zorundayım.

外出をしないで宿題をしなければならない。

O beni ziyaret ettiği zaman ödevimi yeni bitirmiştim.

彼が訪ねてきたとき、宿題を終えたところだった。

Erkek kardeşim ödevimi yapmam için bana yardım etti.

兄は、私が宿題をするのを手伝ってくれた。

Bu öğleden sonra eve geldiğimde ev ödevimi yapacağım.

今日の午後、家に着いたら私は宿題をするつもりだ。

Dün gece uzun bir elektrik kesintisinden dolayı ödevimi yapamadım.

夕べは長い停電のために私は宿題ができなかった。

Ev ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.

宿題を終わらせるのにもっと時間が欲しい。

- Ev ödevimin tamamını henüz bitirmedim.
- Henüz bütün ev ödevimi bitirmedim.

私は宿題をすべてやり終えたわけではない。

Ben her zaman ev ödevimi yapmayı ertelerim ve başım belaya girer.

私はいつも宿題をやるのを延ばしては泣きを見ています。

- Kardeşim ödevimi yapmamda bana yardım etti
- Kardeşim ödevimde bana yardım etti.
- Erkek kardeşim ev ödevimde bana yardım etti.

兄は私の宿題を手伝ってくれた。