Translation of "Yapmaktan" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Yapmaktan" in a sentence and their japanese translations:

Hata yapmaktan korkuyor.

彼は間違いを犯すことを恐れている。

Hatalar yapmaktan korkma.

失敗を怖がることはありません。

Bunu yapmaktan mutluyuz.

喜んでやりましょう。

Ödevimi yapmaktan yoruldum.

- 私は宿題をして疲れました。
- 宿題やって疲れてたんだ。

Hata yapmaktan hoşlanmam.

私は間違いをすることが好きではありません。

Böyle yapmaktan utanıyorum.

私はそうしたのを恥じている。

Hatalar yapmaktan korkmayın.

- 失敗を恐れるな。
- 誤りをおかすことを恐れてはいけません。
- 間違う事を恐れてはいけません。
- 間違いを恐れてはいけません。
- 間違いをするのを恐れてはいけません。
- ミスをすることを恐れるな。

Fakat rol yapmaktan yoruldum.

でも演じるのは疲れました

Hatalar yapmaktan asla korkma.

ミスすることを決して恐れるな。

Böyle hatalar yapmaktan kaçınmalısın.

そのような間違いをすることは避けなければなりません。

Öyle yapmaktan mutlu olurum.

- そのようにできたら嬉しいです。
- 喜んでそうさせていただきます。

Alışveriş yapmaktan nefret ediyorum.

買い物嫌いなんだよ。

Ütü yapmaktan nefret ederim.

アイロンがけ、大っ嫌い。

Tom onu yapmaktan hoşlandı.

トムは楽しんでいる。

- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
- İngilizce konuşurken hatalar yapmaktan korkma.

- 英語を話す際は間違いをするのを恐れてはいけません。
- 英語を話すとき間違いを恐れてはいけない。
- 英語を話すときに間違う事を恐れてはいけません。

İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkma.

英語を話すとき間違いを恐れてはいけない。

Mayuko zor iş yapmaktan kaçındı.

マユコはつらい仕事をするのをさけた。

Böyle bir hata yapmaktan kaçınmalısın.

そんな間違いはしないようにすべきだ。

Öyle yapmaktan başka seçimin yok.

そうする以外にない。

Onu yapmaktan bir şey kazanmayacaksın.

そうしたところで君には何もなるまい。

Söylenileni yapmaktan başka seçeneği yoktu.

彼は言われたようにせざるをえなかった。

O, bir hata yapmaktan suçluydu.

彼は間違いを犯していた。

Böyle bir şey yapmaktan utandı.

彼はそんなことをしたことを恥じていた。

Kendinizi bir aptal yapmaktan vazgeçin.

- 馬鹿な真似はするな。
- 馬鹿なまねをするのはよしなさい。
- 馬鹿なまねはよしなさい。

Herkes yeni şeyler yapmaktan korkar.

誰も新しいことをやるのが恐い。

Arkadaşım aşırı hız yapmaktan tutuklandı.

- 私の友達はスピード違反で逮捕された。
- 私の友人はスピード違反で逮捕された。
- 友達がさ、スピード違反で捕まったんだ。

Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.

トムは紙飛行機を作るのが好きだ。

Hata yapmaktan korkmana gerek yok.

あなたがたは間違えることを怖がる必要はありません。

İş birliği yapmaktan mutlu olurum.

協力できたら嬉しいです。

Saç kesimi yapmaktan hoşlanıyor musun?

散髪するのは好きですか。

İngilizce konuşurken hatalar yapmaktan korkma.

- 英語を話すとき間違いを恐れてはいけない。
- 英語を話すときは間違いをするのを恐れてはいけません。
- 英語を話すときに間違いをするのを恐れてはいけません。

Bunu yapmaktan başka seçeneğim yok.

そうせざるを得ないね。

O düşünülemez şeyi yapmaktan beni alıkoydu

私は やってはならないことを せずに済みました

Onu fazla mesai yapmaktan muaf tuttum.

わたしは、彼女の残業を免除してやった。

Bir dil öğrenirken hata yapmaktan korkmamalısın.

言語を学ぶ際に間違うことを恐れてはいけないのです。

Eğer yapmaktan çok hoşlandığınız bir aktivite varsa,

何かとても好きな活動があれば

Ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım.

手始めに 私たちが大嫌いな仕事から

Adam tek başına rüzgar sörfü yapmaktan hoşlanıyor.

その男性は一人でウィンドサーフィンをたのしんでいる。

Kimse böyle bir şeyi yapmaktan rahatsızlık duymaz.

誰もわざわざそんなことをしないだろう。

- Ben hata yapmayı sevmiyorum.
- Hata yapmaktan hoşlanmam.

私は間違いをすることが好きではありません。

Annemin Sears kataloğundaki modellerin çizimlerini yapmaktan tutun da

母のシアーズデパートのカタログに写っている モデルのスケッチをしたり—

Hata yapmaktan korkan kişiler İngilizce konuşmada gelişme kaydedemez.

間違いを恐れるような人は英会話は上達しないだろう。

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.

タトエバに文を訳すのは、宿題より楽しい。

Bunu yapmaktan nefret etmeme rağmen arabamı elden çıkardım.

いやだったけど愛車を手放した。

Tom senin vasat erkeğin değil. O birçok erkeklerin hoşlandığı şeylerden hoşlanmaz ve birçok erkeğin yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapmaktan hoşlanmaz.

トムは普通の男とは違うぞ。彼は大概の男が好むことを好まないし、大抵の男なら喜んですることをやりたがらない。

CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.

CQ:キャンプは嫌いだけど 政治は大好きです

Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.

彼女はスキーよりもディスコで踊る方が好きです。

Her gece yatmadan önce sıcak bir banyo yapmaktan hoşlanırım.

私は毎晩熱いお風呂に入るのが好きです。

Büyük bir hata yapmaktan kaçınmak için daha dikkatli olmalısın.

あなたは大きな間違いをしないようもっと気をつけなければならない。

O, işi yapmaktan daha çok işi düşünerek zaman harcar.

彼女は仕事をしている時間よりも、仕事について考えている時間の方が長い。

- Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

言うは易く行うは難し。

- Öğrencilerden bazıları resim yapmaktan hoşlanırlar.
- Bazı öğrenciler resim çizmeyi sever.

その生徒達の中には絵を描くのが好きなものもいる。

Tom, ki o naziktir, benim için herhangi bir şey yapmaktan memnunu olacaktır.

トムは親切なので、私のためにどんなことでも喜んでやってくれるでしょう。

Johnsonlar çok sosyal insanlardır, onlar partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanırlar.

ジョンソン一家は大変社交的で、頻繁にパーティーを開くのが大好きだ。

- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Söylemek yapmaktan kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

- 実行するより口で言うほうが容易だ。
- 口で言うのは実行するのよりやさしい。
- 口では大阪の城も建つ。
- 言うのはた易いが、行うのは難しい。
- 言うは易し、行うは難し。

Onunla konuşmaya çalıştığımda, ben her zaman kekelemekten ya da aptalca bir şey yapmaktan daha fazlasını yapamayacak kadar kendimi çok utangaç buldum.

彼女に話しかけようとするとき、私はいつでもとても恥ずかしくて、口ごもるとか、何かばかげたことを言う以上のことはできなかった。

Yeni bir bloğa başladım. Başlangıçta çok sayıda blog yapan ve sonra blog yapmaktan vazgeçen insanlardan biri olmamak için elimden geleni yapacağım.

新しくブログを始めた。三日坊主にならないようがんばるぞ!