Translation of "Yaşı" in Italian

0.003 sec.

Examples of using "Yaşı" in a sentence and their italian translations:

Müziğin yaşı yoktur.

La musica non ha età.

Onun yaşı nedir?

Qual è la sua età?

Öğrenmenin yaşı yoktur.

- Non si è mai troppo vecchi per imparare.
- Nessuno è troppo vecchio per imparare.

Yaşı düşünülünce genç gözüküyor.

- Sembra giovane considerando la sua età.
- Lui sembra giovane considerando la sua età.

Yaşı 85 olan hastaların yarısının

e più dell metà sopra gli 85,

Onun yaşı hakkında yalan söyledi.

Ha mentito riguardo alla sua età.

İçmek için yaşı çok küçük.

- È troppo giovane per bere.
- Lui è troppo giovane per bere.

Tom yaşı hakkında yalan söylüyor.

Tom sta mentendo sulla sua età.

Onun yaşı yüz yıldan fazla.

Ha più di cento anni.

Tom yaşı hakkında yalan söyledi.

- Tom ha mentito sulla sua età.
- Tom ha mentito riguardo alla sua età.
- Tom mentì sulla sua età.
- Tom mentì riguardo alla sua età.

O, yaşı hakkında yalan söylüyor.

Mente sulla sua età.

Yaşı en az kırk olmalı.

Deve avere almeno quarant'anni.

Bu heykelin yaşı iki binden fazladır.

Questa scultura ha più di duemila anni.

Tom yaşı hakkında yalan söylüyor mu?

- Tom sta mentendo sulla sua età?
- Tom sta mentendo riguardo alla sua età?

Yaşı konusunda çoğu zaman yalan söyler.

- Mente spesso sulla sua età.
- Mente spesso riguardo alla sua età.

Büyükbaba kendi yaşı için hâlâ çok aktif.

Il nonno è ancora molto attivo per la sua età.

Evden dışarı çıkma saatlerime karışılacak yaşı geçtim.

Sono abbastanza grande per non avere coprifuoco.

- Tom benim iki katım kadar yaşlı.
- Tom'un yaşı benim iki katım.
- Tom'un yaşı benimkinin iki katı.

Tom ha il doppio dei miei anni.

İstersen sen dans edebilirsin, ben dans edecek yaşı geçtim.

Puoi ballare tu se vuoi, io ho superato l'età per ballare.

- Tom'un yaşı bizden çok büyük.
- Tom bizden epey yaşlı.

- Tom è molto più vecchio di noi.
- Tom è molto più anziano di noi.

Ve yaşı ilerledikçe bunu daha da çok yapmak istiyor gibi.

E crescendo, sembra che voglia farlo sempre di più.

- O kırk ya da yaklaşık olmalı.
- Yaşı kırkın üstünde olmalı.

- Deve avere quaranta anni o giù di lì.
- Deve avere quarant'anni o giù di lì.
- Lei deve avere quarant'anni o giù di lì.

- Öğrenmenin yaşı yoktur.
- Hiç kimse öğrenmek için çok yaşlı değildir.

Nessuno è troppo vecchio per imparare.

- Bina kaç yıllık?
- Binanın yaşı kaç?
- Bina ne kadar eski?

Quanti anni ha l'edificio?

- En yaşlısı kaç yaşında?
- En büyüğü kaç yaşında?
- En büyüklerinin yaşı kaç?

- Quanti anni ha quello più vecchio?
- Quanti anni ha quella più vecchia?
- Quanti anni ha quello più anziano?
- Quanti anni ha quella più anziana?

- Kanun, yaşı küçük olanların sigara içmesini yasaklıyor.
- Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.

La legge proibisce ai minorenni di fumare.