Translation of "Bakmayı" in Italian

0.003 sec.

Examples of using "Bakmayı" in a sentence and their italian translations:

Mary aynaya bakmayı sevmez.

A Mary non piace guardarsi allo specchio.

Eski resimlere bakmayı seviyorum.

- Mi piace guardare le vecchie fotografie.
- A me piace guardare le vecchie fotografie.

O kıza bakmayı bırak.

- Smettila di guardare quella ragazza.
- La smetta di guardare quella ragazza.
- Smettetela di guardare quella ragazza.

Tom Mary'ye bakmayı sürdürdü.

- Tom continuava a fissare Mary.
- Tom ha continuato a fissare Mary.
- Tom continuò a fissare Mary.

Aval aval bakmayı bırak.

Basta fissare con uno sguardo intontito.

Başka yere bakmayı bırak.

- Smettila di guardare da altre parti.
- Smettetela di guardare da altre parti.
- La smetta di guardare da altre parti.

Bir anda etrafa bakmayı bıraktım.

smisi di farci caso.

Kendi işine bakmayı öğrenmen gerekiyor.

- Devi imparare a farti gli affari tuoi.
- Dovete imparare a farvi gli affari vostri.
- Deve imparare a farsi gli affari suoi.

Tom Mary'nin resmine bakmayı sürdürdü.

- Tom continuava a guardare la foto di Mary.
- Tom continuava a guardare la fotografia di Mary.

Ancak kitaplarıma daha derinden bakmayı öğrendikçe,

Ho imparato che, più andavo a fondo con i miei libri,

Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.

Jane si è offerta di badare ai nostri bambini mentre siamo fuori.

- Büyükannem televizyon izlemeyi seviyor.
- Anneannem televizyona bakmayı sever.
- Babaannem TV izlemeyi sever.

Mia nonna ama guardare la TV.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.

Una tale abbondanza di prede rende questo posto perfetto per insegnare a un giovane giaguaro a cavarsela da solo.