Translation of "Olmadığını" in Hungarian

0.008 sec.

Examples of using "Olmadığını" in a sentence and their hungarian translations:

- Paranızın olmadığını biliyorum.
- Paranın olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy nincs pénzed.

- Onun doğru olmadığını biliyorum.
- Doğru olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy ez nem igaz.

Anksiyetelerinin olmadığını gördük.

nem szoronganak,

Seçeneğim olmadığını görüyorum.

Látom, nincs választásom.

Kolay olmadığını biliyorum.

Tudom, ez nem könnyű.

- Benim için olmadığını fark ettim.
- Bana olmadığını fark ettim.

Rájöttem, hogy ez nem nekem való.

- Mutlu olup olmadığını bilmiyorum.
- Onun mutlu olup olmadığını bilmiyorum.

Nem tudom, boldog-e vagy sem.

- Babasının evde olmadığını söyledi.
- Bana babasının evde olmadığını söyledi.

Azt mondta nekem, hogy az apja nincs otthon.

- Bana bunun doğru olmadığını söyle.
- Bana doğru olmadığını söyle.

Mondd, hogy nem igaz!

Bunun hediye olmadığını söyledim.

Közöltem, hogy nem ajándék.

Trenin altında ray olmadığını,

hogy a vonat nem sínpáron van,

Hiçbir fark olmadığını gösteriyor.

nincs semmi különbség.

Suçlu olmadığını beyan etti

Kijelentette, hogy nem bűnös.

Söz konusu olmadığını söyledi.

Azt mondta, ki van zárva.

Tom suçlu olmadığını savundu.

Tom nem vallotta magát bűnösnek.

İstediğinin bu olmadığını biliyorum.

- Tisztában vagyok vele, hogy ez nem az, mint amit te szerettél volna.
- Tudom, ez nem az, mint amit akartál.

Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

Nem tudom, hogy lesz-e időm.

Vaktim olup olmadığını bilmiyorum.

Nem tudom, van-e időm.

Onun Tom olmadığını umuyorum.

Remélem, nem Tom.

Bana kızgın olmadığını umuyorum.

Remélem, nem vagy dühös rám.

Onun sen olmadığını biliyordum.

Tudtam, hogy nem te voltál.

Bunun gerçek olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy ez nem igaz.

Bunun doğru olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy ez nem igaz.

Tom'un ırkçı olmadığını biliyorum.

- Tudom, hogy Tomi nem rasszista.
- Tudom, hogy Tom nem rasszista.

Ümit olmadığını düşündüğünü biliyorum.

Tudom, hogy azt gondolod, nincsen remény.

Bunun doğru olmadığını biliyorsun.

Tudod, hogy ez nem helyes.

Tom'un evde olmadığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom nincs otthon.

Bunun kolay olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy nem könnyű.

Tom endişeli olmadığını söyledi.

Tom azt mondta, hogy nem aggódik.

Tom ağrısı olmadığını söyledi.

Tom azt mondta, nincsenek fájdalmai.

Bunun doğru olmadığını söyle.

Mondd, hogy nem igaz!

Tom'un yalnız olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy Tomi nincs egyedül.

Bunun önemli olmadığını biliyorsun.

Tudod, hogy ez nem számt.

Onun doğru olmadığını biliyorsun.

Tudod, hogy ez nem igaz.

Tom aç olmadığını söylüyor.

Tom azt mondja, hogy nem éhes.

İşinin kolay olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy a munkád nem könnyű.

Ben seçeneğim olmadığını hissettim.

- Úgy éreztem, nincs más választásom.
- Úgy éreztem, nincs kiút.

Artık barbarlık olmadığını umalım.

Reméljük, nem lesz több vandalizmus.

Bunun mantıklı olmadığını düşünüyoruz.

- Szerintünk ennek nincs értelme.
- Úgy gondoljuk, hogy ennek nincs értelme.

Tom'un ehliyetinin olmadığını düşündüm.

Azt gondoltam, Tomnak nincs jogosítványa.

Tom'un korkak olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy Tamás nem egy gyáva ember.

Ölümden kaçış olmadığını biliyordu.

Tudta, hogy a Halál elől nem menekülhet.

Başarıyla ilgili olmadığını anlamamız gerekir.

nem annyira az eredményekről, mint a lehetőségekről szól.

Fakat bunun doğru olmadığını biliyoruz.

De tudjuk, hogy ez nem igaz.

Ama bunun mümkün olmadığını biliyordum.

Azonban tudtam, hogy ez nem lehetséges.

Erkek arkadaşım olup olmadığını sordu.

csak úgy a semmiből, megkérdezte tőlem, hogy van-e barátom.

Bunun bir komedi olmadığını savunuyor.

hogy a Nanette nem igazi komédia.

Yoksulluğun önemli olmadığını ileri sürebilirsiniz.

de szülei gondoskodók, s így minden jóra fordul.

Sadece çok geç olmadığını umuyorum.

Én csak reménykedem, hogy nincs túl késő.

Senin hâlâ memnun olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy még mindig nem vagy vele elégedett.

Bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum.

Nem tudom, hogy ez igaz-e, vagy nem.

Hiçbir şeyin yanlış olmadığını umuyorum.

Remélem, nincs semmi baj.

Bunun bir şaka olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy ez nem vicc.

Tom'a söylemeye gerek olmadığını anlıyorum.

Szerintem nem kell Tominak elmondani.

Tom'a onun benim olmadığını söyledim.

Mondtam Tominak, hogy az nem az enyém.

Mizah duygumun olmadığını mı söylüyorsun?

Azt mondod, nincs humorérzékem?

Seçeneğimin olmadığını biliyorsun, değil mi?

Ugye tudod, hogy nincs választásom?

Dünyanın yusyuvarlak olmadığını biliyor muydun?

Tudtad, hogy a Föld nem teljesen gömbölyű?

Dünyanın evrenin merkezi olmadığını bilmelisin.

Nem árt tudnod, hogy nem a Föld ennek a világnak a közepe.

Senin planının gerçekçi olmadığını düşünüyorum.

Szerintem a terved nem realisztikus.

Tom bir uzman olmadığını söyledi.

Tom azt mondta, hogy ő nem szakértő.

Tom onun önemli olmadığını söyledi.

Tom azt mondta, hogy nem számít.

İki dilin yeterli olmadığını düşünüyorum.

Szerintem két nyelv nem elég.

Tom'un Kanadalı olmadığını mı söylüyorsun?

Azt mondjátok, hogy Tom nem kanadai?

Bana öyle olup olmadığını söyle.

Mondd meg nekem, ha ez nem így van.

Onun doğru olup olmadığını bilmiyorum.

Nem tudom, hogy igaz-e.

Bana bunun doğru olmadığını söyle.

Mondd, hogy nem igaz!

Tom bana evli olmadığını söyledi.

Tamás mondta nekem, hogy nem házasodott meg.

Bir ehliyetin olmadığını bana söylemedin.

Nem mondtad nekem, hogy nincs vezetői engedélyed.

Mary Tom'un kızı olmadığını söyledi.

Mary azt mondta, hogy nem Tom lánya.

Senin işinin kolay olmadığını biliyoruz.

Tudom, hogy a munkád nem könnyű.

Tom hiç düşmanı olmadığını söylüyor.

Tom azt mondja, hogy nincsenek ellenségei.

Tom evde kimsenin olmadığını düşündü.

Azt hitte Tomi, hogy senki nincs otthon.

Şimdi bunun doğru olmadığını biliyorum.

Most már tudom, hogy ez nincs így.

Bunun yeterince iyi olmadığını biliyorum.

Tudom, hogy nem elég jó.

Tom Mary'nin mutlu olmadığını biliyordu.

Tom tudta, hogy Mary nem boldog.

Bana hiç aşık olmadığını söyleme.

Ne mondd, hogy te még soha nem voltál szerelmes!

Tom, Mary'nin Kanadalı olmadığını bilmiyor.

Tomi nem tudja, hogy Mari nem kanadai.

Tom Mary'nin memnun olmadığını söyledi.

Azt mondta Tomi, hogy Mari nincs nagyon feldobva.

Tom sınıfta kimsenin olmadığını söyledi.

Tom azt monda, senki sem volt a tanteremben.

Bana babasının evde olmadığını söyledi.

Azt mondta nekem, hogy az apja nincs otthon.

- Şemsiyenin yanında olmadığını fark ettiğinde neredeydin?
- Şemsiyenizin yanınızda olmadığını fark ettiğinizde neredeydiniz?

Hol voltál, mikor észrevetted, hogy nincs nálad az esernyőd?

Ve ne yaptığımızın önemli olmadığını söylüyor

és nem számít, mit csinálunk.

Bu problemin şairlere özgü olmadığını biliyorum.

Tudom, ez nem sajátos költői probléma,

Ve kurtulmak için 500 dolarınız olmadığını.

és nincs 500 dollárunk, hogy kiszabaduljunk onnan.

Ancak, çoğumuz bunun doğru olmadığını biliyoruz.

Habár legtöbbünk tudja, hogy ez nem igaz.

Onun evli olup olmadığını merak ediyorum.

Vajon házas?

Bunun aşk olup olmadığını merak ediyorum.

- Vajon ez szerelem?
- Vajon ez szeretet?
- Ez szerelem volna?
- Ez vajon szerelem?
- Ez szerelem vajon?

Onun bir doktor olup olmadığını bilmiyorum.

Nem tudom, hogy doktor-e.

Babam paranın her şey olmadığını söylerdi.

Apám azt szokta mondani, hogy a pénz nem minden.

Tom'un burada olmadığını fark etmeyeceğini düşündüm.

- Azt gondoltam, nem veszed észre, hogy Tom nem volt itt.
- Azt hittem, észre sem veszed, hogy Tomi nem volt itt.

Sadece aç olup olmadığını bilmek istiyorum.

Csak meg akartam tudni, hogy éhes vagy-e.

Tom tartışmanın bir anlamı olmadığını biliyordu.

Tom tudta, hogy nincs értelme a vitának.

Onun Tom olup olmadığını merak ediyorum.

Ő vajon Tom?

Tom Mary'nin evde olup olmadığını sordu.

Tamás megkérdezte, hogy Mária otthon van-e.

Tom Mary'nin neden burada olmadığını bilmeyebilir.

Tom talán nem tudja, Mary miért nincs itt.