Translation of "Olmadığı" in Hungarian

0.009 sec.

Examples of using "Olmadığı" in a sentence and their hungarian translations:

Yeteneğin olmadığı için vazgeçmemelisin.

Nem kell feladnod csak azért, mert nincs tehetséged.

Burada da iyi olmadığı konular.

A hátránya viszont az, hogy...

Işık olmadığı zamanlar sessiz kalacaktı.

Ha nincs fény, minden csendes.

Sürücünün yeterince dikkatli olmadığı belliydi.

Nyilvánvaló volt, hogy a sofőr nem volt elég óvatos.

Param olmadığı için oraya gelemiyorum.

Nem tudok odamenni, mert nincs pénzem.

Bağlantının olmadığı sadece üç nokta var.

Csak három olyan van, ahol nem találtak kapcsolatot.

Ve insanlar öfkemizle rahat olmadığı için.

és az emberek nincsenek hozzászokva a dühünkhöz.

Ancal mantıksal tartışma olmadığı için kötü.

Arra viszont nem jó, hogy értelmes vitákra sarkalljon.

Onların ünlü olup olmadığı umurumda değil.

Az sem érdekel, ha híresek.

Taksi olmadığı için, yürümek zorunda kaldım.

Mivel egy taxi sem volt, kutyagolnom kellett.

Ay gökyüzünde olmadığı zaman nereye gider?

Hol van a hold, amikor nincs fenn az égen?

Onun seninle evlenmeye niyeti olmadığı açık.

Világos, hogy nem áll szándékában, hogy összekösse veled az életét.

Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.

Világos, hogy Tamásba egy fikarcnyi emberségesség sem szorult.

Doğru olmadığı veya eksik olduğu ortaya çıkıyor.

hogy nem igaz, vagy a tudásunk hiányos.

Ve kalçam olmadığı zamanları düşünmeme sebep oluyor.

hogy nincs fenekem.

Ve benim cevabım hâlâ çok geç olmadığı.

A válaszom az, hogy nem, nem túl késő.

Deliliniz olmadığı sürece bu konuşma hiç olmadı.

Amíg nincs bizonyítékod, addig ez a beszélgetés meg sem történt.

Biz para olmadığı için yolculuğumuza devam edemedik.

Pénz hiányában nem folytathattuk tovább utunkat.

Tom orada olmadığı için ne olduğunu bilmiyor.

Tom nem tudja, mi történt, mert nem volt ott.

Tom çocukları evde olmadığı zaman çoğunlukla okur.

Tom gyakran olvas, amikor a gyerekei nincsenek otthon.

Köyde başka doktor olmadığı için veterineri aradılar.

Hívták az állatorvost, mert nem volt más orvos a faluban.

O da bu ilişkinin sadece bana bağlı olmadığı.

hogy a kapcsolat nem csak tőlem függ.

Bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece,

Ha a két szárny nem egyformán erős,

Benim fizik ödevimden daha farklı olmadığı ortaya çıktı.

nem is sokban különböznek a fizika házimtól.

Bu, aslında... Yoksulluğun önemli olmadığı anlamına mı geliyor?

Ez azt jelenti, hogy a szegénység semmi szerepet nem játszik?

Aksine kanıt olmadığı için herkes onun hikayesine inanıyor.

Mindenki elhiszi a történetét, mivel nincs bizonyíték az ellenkezőjére.

Onun sıkı bir bütçeyle yaşamaya alışkın olmadığı açıktır.

Nyilvánvaló, hogy nem szokott szoros költségvetésből élni.

Tom, ailesinin yeterli parası olmadığı için üniversiteye gidemedi.

Tom nem járhatott egyetemre, mert a családjának nem volt elég pénze.

Tom'un seninle evlenmek gibi bir niyeti olmadığı aşikar.

- Tiszta sor, hogy Tamásnak esze ágában sincs elvenni téged.
- Érthető, hogy Tamás nem akar veled összeházasodni.

Tedavisi olmadığı için, bu kronik hastalıktan korunmaya çalışmamız gerek,

Meg kéne próbálnunk elkerülni ezt a krónikus betegséget,

Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.

De az a tény megmarad, hogy nincs egyetlen jó vetítés.

Sürpriz olmadığı üzere, konu hakkında söyleyecek çok şeyi vardı.

Nem meglepő módon sok mondanivalója volt az ügyről.

- Çöpünüzü başka yere dökmeyin.
- Çöpünüzü ait olmadığı yere koymayın.

Ne dobd a szemetet oda, ahova nem való!

Kimsenin daha fazla söyleyecek bir şeyi olmadığı için toplantı kapatıldı.

Senkinek sem lévén több mondanivalója, a gyűlést befejezték.

- At ölür, itlere bayram olur.
- Kedinin olmadığı yerde fareler cirit atar.

Ha nincs otthon a macska, cincognak az egerek.

Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.

Mivel nem volt saját gyerekük, úgy döntöttek, örökbe fogadnak egy kislányt.

O herhangi bir şey için zamanı olmadığı hususunda her zaman şikayet ediyor.

Mindig panaszkodik, hogy semmire sincs ideje.

- Bu kuralın geçerli olmadığı bazı durumlar vardır.
- Bu kuralın uygulanmadığı senaryolar da mevcut.

- Fennáll néhány olyan eset, melyekre ez a szabály nem alkalmazható.
- Van néhány eset, melyekre ez a szabály nem érvényes.