Translation of "çocuğun" in Hungarian

0.004 sec.

Examples of using "çocuğun" in a sentence and their hungarian translations:

Çocuğun var mı?

- Vannak gyerekei?
- Van önnek gyereke?
- Gyermeke van?

Onlar çocuğun yardımına gittiler.

A fiú megmentésére siettek.

Şu çocuğun saçı siyahtır.

Annak a fiúnak fekete a haja.

Çocuğun cesareti herkesi şaşırttı.

A fiú bátorsága mindenkit meglepett.

Kaç tane çocuğun var?

Önnek hány gyereke van?

Üç çocuğun hepsi güldü.

Mind a három fiú nevetett.

O, çocuğun üzerine eğildi.

- Ő a gyermek fölé hajolt.
- A gyermek fölé hajolt.

Çocuğun sana ihtiyacı var.

- A gyerekek téged akarnak.
- A gyerekeknek szükségük van rád.
- A gyerekeknek szükségük van rátok.

Bir çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır.

Egy gyereknek szeretetre van szüksége.

Her çocuğun bir bisikleti vardır.

Minden srácnak van biciklije.

Çocuğun cebinde bir elma var.

A fiú zsebében van egy alma.

O çocuğun yatakta olması gerekir.

Ennek a gyereknek már ágyban lenne a helye.

Bir ebeveyn, birinci sınıfa giden çocuğun

Az egyik szülő így fogalmazott:

Bir çocuğun tırnağı boyutunda görüntüleme çipi.

egy kijelző chipre, ami akkora mint egy gyerek körme.

Binlerce çocuğun yaşam sürecini takip ediyor.

elképesztő tudományos kutatásuk keretében.

O çocuğun nereye gittiğini merak ediyorum.

Hova mehetett az a fiú?

Öğretmen çocuğun eve gitmesine izin verdi.

A tanár hazaengedte a fiút.

Ve çocuğun onun gibi olsa ne yaparsın?

Mit tennél, ha ilyen lenne a gyereked?

Biz de çocuğun annesini Seul'e davet ettik.

Meghívtuk a gyerek édesanyját is Szöulba.

- Bunu hangi çocuğun yaptı?
- Bunu çocuklarından hangisi yaptı?

Melyik kölyköd tette ezt?

Bir gün ortaya çıkan küçük bir çocuğun kibarlığı hakkında

az egy napon felbukkanó vajszívű kisfiúról,

- Dört çocuklu bekar bir anneyim.
- Ben dört çocuğun tek annesiyim.

- Egyedülálló anyaként nevelem négy gyermekemet.
- Négy gyermeket nevelek egyedülálló anyaként.

Ailen ve çocuğun için endişeleniyorsun. Daha öncesinde hayvanlara karşı aşırı duygusal davranan biri değildim.

aggódtam a családom és a fiam miatt. Korábban nem voltam túl érzelmes típus, ha állatokról volt szó.

Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.

A fiú arca csalódottságot mutatott, mégis reményteljes kifejezéssel nézett az arcunkba.

Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.

Félelmetes alakokat fogsz látni a sötétben és gonosz hangok fognak susogni a füledben, de nem fognak ártani neked, egy kisgyermek tisztaságával szemben a pokol erői nem győzedelmeskedhetnek.